Bizim en büyük 2. yaramız budur

Bizim en büyük 2. yaramız budur
21 Temmuz 2017 17:30

Bodrum’daki deprem ve de çok ufak çaplı olsa da bir tsunami hepimizi sarstı.

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Biz burda hissetmedik ama ne fark eder.

 
Her an her yerde bu tehlike var.

 
Birgün öldürücü bir darbeyi nerede alacağımızı ise, henüz bilmiyoruz.

 
Ben 2004’de Türkiye’ye döndüğümde bu deprem işiyle ilgili yoğun çalıştım uzun süre.

 
Kadir Topbaş’la da çok sık konuşurdum, Ankara’dakilerle de.

 
ABD’de hocalık yapan Prof. Mete Sözen’den gelen mailleri ve sonra Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi ve çıkmayan sonuçları anlatmıştım daha önce.

 
Ama kısaca Mete Sözen, “İstanbul’u depremden korumak için siz de bana destek olun” diye yazmıştı.

 
Sonra bazı aracılar vasıtası ile Erdoğan ile görüştüler.

 
Mete Sözen Erdoğan’a İstanbul’da depremin kaç şidddetinde, hangi semtlerde olacağını anlatmış ve tedbir için gerekli bütçeyi de sunmuştu.

 
Bu bütçe 2004’de 25 milyar dolardı.

 
Şehr-i İstanbul için komik bir rakam.

 
Erdoğan Mete Sözen’in sunumundan sonra o zamanki müsteşarı Ömer Dinçer’i çağırdı henüz toplantı sürerken ve talimat verdi, “Mete Sözen hocanın söyledikleri için derhal uygulamaya geçelim” dedi. (bunu bana toplantıya katılan hocalar aktardı sonradan)

 
Fakat sonradan hiçbir şey olmadı.

 
Sebep…

 
Birincisi kadercilerdi.

 
İkincisi yönetimi yeni ele almışlardı, başka öncelikleri vardı.

 
Ve, 15 yıl bir şey yapmadılar.

 
İlk olarak bundan birkaç ay önce başladılar.

 
Farkındaysanız Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki aylardır toplatılar yapıp, halkı evlerini müteahhite verme konusunda ikna etmeye çalışıyor.

 
Bunun sebebi depremin bu vatanın bağrını ortadan deleceğini çok geç de olsa anlamaya başlamalarından geçiyor.

 
Ama bu hükümetin programı depremi müteaahitler ve vatandaş arasındaki özel hatta çözmek.

 
Oysa hiçbir deprem ülkesi deprem yasası ve kamu desteği, AB desteği, dünya desteği olmadan çözüm getirici bir şehir dönüşümü gerçekleştiremez.

 
İspanya bunu kentsel dönüşüm için yaptı.

 
Bu hususu İspanya İmar Bakanı ile konuşmuştum o zamanlar.

 
Bana nasıl bir yasama yaptıklarını (yasa olmadan vatandaş tercihi ile deprem dönüşümü olamaz zaten), nasıl bir fonlama bütçe oluşturduklarını, devlet ile belediyelerin nasıl iş bölümü yaptığını detayıyla anlatmıştı.

 
Ama bizde bu olmadı, olamadı. AB opsiyonuna rağmen bizde bu opsiyon Cumhuriyet Anayasası’nı ve seküler sistemi nasıl deleriz ile heba edildi.

 
Bu hükümetin vizyonu ve yüreği bir deprem dönüşümüne asla yetmedi ve yetmeyecek.

 
Ve bu vatan birgün depremin hançerini bağrının ve beyninin içine yiyecek.

 
Biz Türkler, annelerimiz, babalarımız, çocuklarımız, komşularımız, akrabalarımız, herkesimiz bu durumdan etkilenecek.

 
Birgün 1906’da San Fransisco’da olduğu gibi güzeller güzeli bir şehir her yerinden derin yaralar alacak.

 
Ama San Fransisco 1906 idi.

 
Biz, biz 2017’deyiz.

 

 
Fakat hem makro siyasal olarak berbat durumdayız, ki, bu 1. sorunumuz.

 

 
Hem de bu makro siyasal berbatlık vatanımızın bağrını bir sürü ölümcül deprem darbesine açık hale getirdi, getirmeye devam ediyor.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan