Zekatı taksitle de ödeyebilirsiniz

Zekatı taksitle de ödeyebilirsiniz
26 Ağustos 2009 11:02

80.18 gram altın veya bunun tutarından para ya da ticaret malına sahip olan Müslüman, hür, akıllı ve buluğ çağına erişmiş kişiler için farz kılınan zekat, taksitle de ödenebiliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde yer verdiği zekat ile
ilgili temel bilgilere göre, belirli bir malın bir kısmının Allah
rızası için muayyen kişilere verilmesi anlamına gelen zekat,
Müslümanlar için farz ibadetler arasında yer alıyor.

”Müslüman, hür, akıllı, buluğ çağında, borcundan ve asli
ihtiyaçlarından fazla kazanç sağlayıcı nitelikte, asgari zenginlik
ölçüsü (nisap miktarı) oranında mala sahip olanların” yükümlü olduğu
ibadette, kişinin zekat verebilmesi için 80.18 gram altın veya bunun
tutarında para veya ticaret malı ile 40 koyun/keçi, 30 sığır ve 5
deveye sahip olması ve bu malların üzerinden bir yıl geçmesi gerekiyor.
Zekat sahibinin, 80.18 gram altını ya da diğer mallarının 40’ta birini
zekat olarak vermesi gerekiyor.

Kişi, nafaka, oturulan ev, ev eşyası, ihtiyaç duyulan elbise, borç
karşılığı mal, sanat ve mesleğe ait alet ve makineler, binek taşıtları,
ilim için edinilen kitaplar gibi temel eşyaları dışındaki mal
varlıkları için zekat verebiliyor.

Oruç ve hac için olduğu gibi zekatta da kameri ay hesabı uygulanıyor.
Zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir kameri yılın
geçmesi gerekiyor. Ancak, mal sahibi isterse vaktinden önce de zekatını
verebiliyor. Gıda ve giyim eşyaları gibi ayni olarak ödenebileceği
gibi, para, döviz, altın gibi nakdi olarak da verilebilen zekat için
kişi, vadesinde ödeneceğini kesin olarak bildiği senedi de zekat olarak
kullanabiliyor.

Bir defada ödenebileceği gibi taksitle de ödenebilen zekat için belli
bir ayın ya da ramazan ayının beklenmesi gerekmiyor. Zekat vermekle
yükümlü olanların bunu en kısa zamanda yapması daha uygun olarak
görülüyor.

Ticaret mallarının zekatı, malın değeri üzerinden hesaplanıp parayla ya da malın kendi cinsinden de zekat verilebiliyor.

İleride elde edilmesi muhtemel kardan değil, mevcut sermayeden ödenmesi
gereken mali bir ibadet olan zekatta, ticaret malının zekatı
verilirken, karsız olarak zekatın verildiği tarihteki değerinin esas
alınması gerekiyor.

Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından
zekatlarının ödenmesi gerekiyor. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı
verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatların da
ödenmesi de bu ibadet için belirlenen şartlar arasında yer alıyor.

İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl
zekatının verilmesi gerekmiyor. Şayet böyle bir alacak daha sonra
ödenirse, alacaklı bu tarihten itibaren zekat mükellefi oluyor, ancak
geçmiş yıllar için zekat ödemesi gerekmiyor.

-MAHSULDEN ZEKAT VERİLMESİ-

İslam dininde, odun, şeker kamışı hariç kamış ve ottan başka topraktan
elde edilen her türlü ürünün, yaklaşık 650 kilograma ulaşması halinde
ürünün zekatının verilmesi şartı getiriliyor.

Mahsulün zekatının verilmesinde toprağın işlenmesi ve su kullanımı esas
alınıyor. Buna göre, toprak emek sarf edilmeden yağmur, nehir, dere,
ırmak ve bunların kanallarıyla sulanıyorsa, çıkan mahsulün 10’da biri,
emekle veya suyun ücretle alınması, motorla sulama gibi masraf
gerektiren bir yolla sulanıyorsa 20’de bir oranında zekat verilmesi
gerekiyor.

Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekata tabi tutulmuyor. Ayrıca
ticari amaçlı olarak alıp sattıkları daireler için emlakçılar ve
borsada alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişilerin, sahip
olduğu hisse senetlerinin, değeri nisap miktarına ulaşması ve üzerinden
bir yıl geçmesi halinde 40’da bir oranında zekat vermesi gerekiyor.

-DERNEKLERE ZEKAT VE FİTRE VERİLEBİLİR Mİ?-

Zekat, ”fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler,
Allah yolunda cihada koyulanlar, yolda kalmışlar, zekat toplamakla
görevlendirilen memurlar ve kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen yeni
Müslüman olmuş kimselere” verilebiliyor. Ancak, zekat verecek kişi,
anne babasına, büyükanne ve büyükbabasına, çocukları ve torunlarıyla
eşine ve Müslüman olmayanlara zekat veremiyor.

Aldıkları zekat ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca zekat
verilebilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan
güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma
fonlarına zekat ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca bulunmuyor.
Ayrıca, belli bir geliri olduğu halde, bu geliriyle asgari temel
ihtiyaçlarını karşılayamayan ve başka bir mal varlığı da bulunmayan
kişilere zekat verilebiliyor.

Meşru olmayan yoldan elde edilen kazancın ise belliyse sahibine iade
edilmesi, belli değilse, yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek
elden çıkarılması gerektiği için bu kazancın zekatının verilmesi gibi
bir durum söz konusu olmuyor. Ayrıca devlete ödenen vergiler de zekat
yerine geçmiyor.

Bizzat elden verilebileceği gibi vekalet veya havale yoluyla da
verilebilen zekat, fakir olan damada düşüyor. Dinen, koca eşine
bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekat vermesi dolaylı
olarak kendi oğluna zekat vermesi gibi kabul edildiği için geline zekat
vermek, geçerli olmakla birlikte, uygun görülmüyor.

-”İNSAN BEDENİNİN ZEKATI, FİTRE…”-

Ramazan ayının sonuna yetişen ve asli ihtiyaçlarından başka nisap
miktarı mala sahip bulunan her Müslüman’ın vermesi vacip, mali bir
ibadet olan fitre, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir
gereği olarak ”insan bedeninin zekatı” kabul ediliyor.

Yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden
ihtiyaç sahiplerinin de istifade etmelerinde önemli bir rol oynayan
fitrede, zekattan farklı olarak malın artıcı olması ve üzerinden bir
yıl geçmesi şartı aranmıyor.

Ramazan Bayramı’nın ilk gününde tan yerinin ağarmasıyla ödenebilen
fitre, ramazan ayı içinde de verilebiliyor. Fitrenin, yoksulların
bayram ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için bu tarihten önce verilmesi
uygun görülüyor.

Günümüzde, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak
miktar, ayni gıda yardımı olarak verilebilen fitre, bunun değerinde
nakit de ödenebiliyor.

Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, fitre
mükellefinin kendi bulunduğu yere göre bir kişinin bir günlük normal
gıda ihtiyacını karşılayacak miktar üzerinden fitre vermesi gerekiyor.
Ayrıca, fitre de zekat gibi ”fakirler, düşkünler, esaretten
kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar, yolda
kalmışlar, zekat toplamakla görevlendirilen memurlar ve kalpleri
İslam’a ısındırılmak istenen yeni Müslüman olmuş kimselere”
verilebiliyor.

AA