Neyi yazayım diye düşünürken sekiz polisin daha şehit olduğu haberini alt yazıyla geçiyordu televizyonlar.

Hilmi SARAL H&H YORUM

Selahattin Demirtaş’ın sınırlarımızın dört yüz kilometresini PKK’nın kontrol ettiğini açıklaması sinirlerimizi bozuyor, küplere biniyoruz. Başbakan hissiyatımıza tercüman oluyor. Olur mu öyle şey diye inkar ediyoruz. Haklıyız tabii ki! Hiç sınırlarımız birileri tarafından kontrol edilseydi bunca terörist elini kolunu sallayarak silahları, mayınları ve patlayıcıları ile ülkemizin iç kesimlerine kadar gelip eylem yapabilirler miydi?  Bu bile Demirtaş’ın açıklamasının doğru olmadığını gösteriyor! Sınırlarımız kontrol ediliyormuş!….
 
Sınırlarımız kontrol edilse İngiliz plakalı ambülansın Hatay’da ne gezdiğini biliyor olurduk. Sınırlarımız kontrol edilse her gün, kamplardan Suriye’ye günü birlik gidip gelenlere ne yaptıklarını sorardık. Sınırlarımız kontrol edilse Suriye’den gelenlerin ellerindeki silahları toplardık.
 
Sınırlarımızın kontrol edilmediğini İstanbul Emniyet Müdürünün “kaçak çay ve sigara içmeyin” uyarısından bile anlayabiliriz. Sınırlarımız kevgire dönmüş ki kimin canı ne isterse onu ülkemize sokabiliyor.
 
Sınırlarımız kontrol edilmiyor diye öyle her şey de başıboş bırakıldı sanmayın. Bir kere telefonda kimin kimle ne konuştuğunu mutlaka kontrol ediyoruz. Okullarda bizim istediğimiz seçmeli dersleri seçmeyen öğrencileri ve velilerini gereğini yapmak üzere bir yerlere not ediyoruz.  
 
Ha, bir de Suriye muhalifi askerleri barındırdığımız Apaydın kampını gözümüz gibi sakınıyoruz. Geçenlerde CHP milletvekilleri, onlar orda muhalif, biz burada muhalifiz diyerekten bir ziyaret gerçekleştirmek istediler de izin vermedik onlara. Burası yol  geçen hanı mı? Biz milli iradenin temsilcileriyiz, her yere gireriz diye bir şeyler söylemeye çalıştılar ya, boşuna. Bunlar hala milli iradenin iktidar partisinin sadece genel başkanı tarafından temsil edildiğini öğrenememişler! Bu CHP’lilerle çok işimiz var vesselam; halen daha demokrasi ile yönetildiğimizi zannediyorlar!
 
CHP milletvekillerini Apaydın kampına sokmadık diye kabalık ettiğimizi de düşünmeyin hemen. Çat kapı misafirliğe gidilmez değil mi? Ev sahibine bir sorulur, uygun musunuz diye. Ev temizlenmiş mi, ortalık düzenlenmiş mi, önceden haber vereceksiniz ki hazırlıklı olunsun. Haber vermeden ziyarete gitmektir asıl kabalık; değil mi ama. Bakın diğer vekillere ve de Hollywood filimlerinin sevişken güzeli Angelina Jolie’ye nasıl açtık kapıları. Sevişken güzele sadece kampın kapılarını değil, bakanların ve Cumhurbaşkanlığının kapısını bile açtık. Yoksa siz İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin’in Angelina ile pozunu görmediniz mi? Angelina’nın sevişme sahneleri ile dolu filimlerini bilmem ama bu pozunu mutlaka görmelisiniz. Nasıl da görenin ağzının suyunu akıtıyor!
 
Bütün bunlar Afyon’daki patlamada şehit olan yirmi beş evladımızın cenazeleri kaldırılmadan oldu; ama patlamanın neden ve nasıl olduğunu hala öğrenebilmiş değiliz. Ormandan ve ormandakilerden sorumlu bakanımıza göre kaza. Başbakanımıza göre ise merak…  
 
Milli iradenin temsilcisi “merak” diyorsa bize buna inanmak düşer. Onun için merak edilecek bir şey yok! Biliyorsunuz insanın başına ne gelirse, meraktan gelir.
 
[email protected]