Ulusalcılık Allah’ın ve peygamberin emridir

Ulusalcılık Allah’ın ve peygamberin emridir
24 Ocak 2013 00:37

Küreselcilik, İslam’ın düşmanıdır.


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Misyonu 22 İslam ülkesini bölmek ve parçalamak olan ”Büyük Ortadoğu Projesi” kısaca ”BOP” eş başkanı, ABD dostu ve işbirlikçisi Tayyip Erdoğan, Gaziantep’teki açılış töreninde (hepsi çok önceleri yapılmış ufak tefek uydurma tesis açılışları) bir öğretmenin ”Size oy yok” demesine kızarak ”Bunlar ulusalcıların uzantısı!” diye bağırmış (Asabileşmek şeytandandır demesine karşın) ve devamında ”Bu ülkenin ulusalcı geçinenleri önümüzü kesmeye çalıştılar; kesemediler, kesemeyecekler. Ulusalcıların uzantısı olmaya aday olanlar bizden bir şey beklemesinler, bulamayacaklar” İslam dışı sözlerini sarf ederek bu büyük milletin inancına hakaret etmiştir.

Çünkü, aşağıda çok açık bir şekilde anlatacağım gibi ”ULUSALCILIK” Allah ve Peygamberimiz Hz.Muhammed’in kesin, tartışma götürmez emirleridir; inkarı İslam’a göre bir Müslüman’ı küfre(Kafirlik) götürür.

”Ulus” sözcüğü, ”Orta Asya” Türkleri arasında da kullanılan yüzde yüz ”Öz Türkçe” bir sözcüktür ve ”Türk Dil Kurumu”nun sözlüğünde tek maddelik bir anlam karşılığı vardır; o da ”Millet”tir.
 
Ve yine aynı sözlükte ”Ulusal”ın karşılığı olarak tek maddelik ”Milli” denilmiştir.

Şimdi Türkçe ek ”-cı””Ulusal” sözcüğünün yanına koyduğumuz zaman olur ”Millici”, yani kendi ulusunun veya milletinin hak ve çıkarlarını, ülkesinin bütünlüğünü korumayı kendine ülkü edinmiş kimse demektir.

Ama gel gör ki, Tayyip Efendi, Türklük’le ilgili kavramlardan kıl kaptığı gibi Türkçe sözcüklerden de kıl kapıyor; bir türlü sindiremiyor.

Neden sindiremediği tarihsel bir kompleksle ilgili.

2004 senesinde Gürcistan’a yaptığı resmi ziyarette devlet başkanları karşısında ”Ben de aslen Gürcü’yüm, dedelerim Batum’dan Anadolu’ya göç etmişler” diyen Tayyip Erdoğan’ın ta kendisidir.

Ne var bunda diyeceksiniz?
Çok şey var.

Anadolu’ya belli tarih süreçleri içerisinde göç edip, Türk Milleti’nin büyüklüğüne ve alicenaplığına minnet duyanları tenzih ederek ve bunu da ırkçılık adına söylemediğimi ispat için ”Bütün ırkların eşit olduğu ve hiçbirinin başka birine üstün olmadığını belirterek ırkçılığı, tüm ırkçıları lanetlediğimi” belirterek, şunu açıklamak istiyorum:

Kişisel iyilikler, iyilik göreni, iyilik gösterene düşman ettiği gibi, toplumsal iyilikler görmüş bazı ırkları da iyilikte bulunan ırklara düşman etmiştir.

Ben bunu ”Psikoloji” biliminden biliyorum.
İyilik gören eziklik duyduğu için bunun karşılığını maalesef intikam şeklinde vermek istiyor.
Çünkü bu iyiliği sırtında ağır bir yük olarak görüyor.

Makyavel bile ”PRENS” adlı yapıtında bu psikolojiyi aynen böyle açıklar ve iyilik yaptığınız kişilere karşı dikkatli olun diye uyarı da bulunur.

Bundan dolayı milletlerde bu tür nankörler tarafından, bu nedenlerle arkadan hançerlenir.
Bu kompleks nedeni ile dünyada arkadan hançerlenip, kalleşliğe en fazla uğrayan millet de Türk Milleti’dir.

”ULUSALCILIK”ın karşıtı ”KÜRESELCİLİK”tir ve hem milletlerin hem de İslam’ın azılı düşmanıdır.

Çünkü,”Küreselcilik” pençesini attığı her ülkenin ve milletin ulusal(milli) kaynaklarını dev bir ahtapot gibi yer yutar ve bunu sürekli yapabilmek için o milleti belki 40 parçaya ayırır, iktidara getirdiği yerli uşakları vasıtasıyla.

”Küreselcilik” neden ”İslam’‘ın düşmanıdır?

Çünkü İslam, Müslümanlara ”Ulusalcılık’‘ı emreder; hak ve çıkarlarını korumak ve Müslüman ulusların her bir bireyinin birbirlerine kenetlenerek bir arada güçlü bir şekilde yaşamaları için.
”Ulusalcılar’‘ın düşmanı ”Küreselciler”dir.

Çünkü ”Küreselciler”in iktidarı ”Küresel Güçler”in desteğine bağlıdır ve her ülkenin başındaki ‘‘Küreselciler” ağaları ”Küresel Güçler” adına konuşurlar ve ”Ulusalcılar’‘a ateş püskürürler.

Neden?
Çünkü ”Ulusalcılar” bu ”Küreselci’‘lerin ülke hak ve çıkarlarının satılması, ülkenin bölünmesi karşılığında elde ettikleri kişisel ve siyasal çıkarlarına çomak sokarlarda onun için.
İslam ülkelerindeki ‘‘Küresel Güçler’‘in taşeronu ve işbirlikçisi ”Allah ve Peygamberi’nin emri olan Ulusalcılığın düşmanı” olan ”Din Tüccarı” ve ”İFLAH OLMAZ KÜRESELCİLER”ler tüm bunları bilirler ama işlerine gelmez.

Bu ”Din Tüccarı Küreselciler” sadece çıkarlarına taparlar.

Şimdi bakın ”Ulusalcılık”ın Allah ve Peygamber emirleri olduğunu ezbere ve afaki değil ayet ve hadislerle ispat edeceğim.

Kuran-ı Kerim’in Hucurat suresi 13.ayetinde ‘‘Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi uluslara(milletlere) ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz ondan çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdar olandır” ifadeleriyle insanlığı uluslara ayırdığını ve bunun insanlık aleminin en doğal olgusu olduğunu belirtiyor.

Bu ayete rağmen, BOP eş başkanı ve ABD dostu Tayyip ”ulus” ve ona dayanan ‘‘ulusalcılık” kavramlarını yadsıyor.

Yine Kuran-ı Kerim Rum suresinin 22.ayetinde ”Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O”Allah”ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz burada bilenler için elbette ibretler vardır” Allah ifadeleri ulusların varlığının apaçık dinsel belgeleridir.

Yine Kuran-ı Kerim’in Nisa suresinin 1.ayetinde ki ”Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın(meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve AKRABALIK BAĞLARINI KOPARMAKTAN sakının. Şüphesiz Allah üzerinize bir gözetleyicidir” Allah ifadeleri çok açık bir şekilde ”ULUSALCILIK’‘ı emretmektedir.

Çünkü ayette ”AKRABALIK BAĞLARINI KOPARMAKTAN SAKININ” emri ”ULUSALCILIK”ın ta kendisidir.

Değerli okuyucu, İslam’da akrabalıkla ilgili Allah ve Peygamber emirleri o kadar çok ki, sanırsınız ki bu yüce dinin ana gövdesini ”ULUSALCILIK” oluşturur.

İslam, akrabalık bağlarını daha çok toplumsallaşma bağlamında, geniş bir yelpazede alır;sevme ve yardımlaşma konusunda en yakın akrabadan başlamak üzere çıtayı, ta ‘‘ULUS” seviyesine kadar çıkarır.

Bakın bunu nereden anlıyoruz?

Bir gün Peygamberimize bir adam gelip sorar: Ey Allah’ın Peygamberi, benim sevmem gerekirse, önce kimi sevmeliyim?

Peygamber, anneliğin önemine de vurgu yapmak üzere; 3 defa ‘Anneni, anneni, anneni’ diye yanıt verir.

Adam peşine hemen ‘annemden sonra kimi çok sevmeliyim’ diye sorar.
Peygamber, ‘Babanı sevmelisin’ diye yanıt verir.

Adam bu yanıtı da aldıktan sonra yineleyerek ‘Babamdan sonra kimi çok sevmeliyim?’ diye sorar.
Peygamber ‘Derece derece yakınlarını sevmelisin’ diye yanıt verir.

Bu meşhur ‘‘hadis-i şerife” dayanarak ”muhaddisler(hadis yorumcuları)” şunu çok açık bir şekilde belirtirler ki bu derece derece yakınlarını sevme işi ta kendi ”ulus”unu sevmeye kadar dayanır ki buna ”ULUSALCILIK” denir ve aynı zaman da Peygamber emri olduğu için sevap getirici bir ibadet duygusudur.

Yani önce anneni, babanı, çocuklarını, amcalarını, teyzelerini, halalarını, yeğenlerini, kuzenlerini, yakın-uzak tüm akrabalarını, bulunduğun sokağın insanlarını, yaşadığın semtin ve şehrin insanlarını ve kader birliği yaptığın aynı ”ulus”un insanlarını bir sıralamaya tabi tutarak çok seveceksin.

İstisnasız tüm İslam bilginleri bu hadis-i şerifi böyle yorumlarlar. Ve “Kendi ulusunu öncelikli olarak sevmek diğer Müslüman kardeşlerini sevmeye engel olmaz’’ diye de eklerler.

BOP eş başkanı Tayyip, bunun tam tersini yapıyor; öncelikle başka ulusların insanlarını daha çok seviyor, hatta kendi insanını hiç sevmiyor.

Örneğin, son Afrika gezisinde bir zenci çocuğun gözlerinden çok arzulu bir şekilde öptü ama bizim ülkemizde kendi yurttaşlarımızdan hele ki bir şehit çocuğunu öpmesi görülmemiştir; kucağına bile almamıştır, oy toplamak için çocuklara oyuncak dağıtmasına rağmen.

Ayrıca kendi ”ulus”unu sevmekle ilgili ”KİŞİ KENDİ ULUSUNU SEVMEKLE KINANAMAZ” hadis-i şerifi çok açık bir şekilde ”ULUSALCI” olmayı teşvik etmektedir.

Dinden az çok anlayan İslam ülkelerinin başındaki ”Din Tüccarı” yöneticiler, bu gerçekleri bilirler ama kişisel ve siyasal çıkarlarını koruma adına ”Küresel Güçler”den ödleri patladığı için hepsini tersyüz edip ulusu aldatırlar.

Tirmizi’nin 1925 nolu hadisinde geçen ”…Akrabalık bağı Rahmandan bir bağdır. Kim bunu koparırsa, Allah’da ondan (Rahmet bağını) koparır” ifadeleri ”ULUSALCILIK’‘ı teşvik etmekle kalmıyor, bilakis bu kavram bireyler arasında işletilmediği takdirde o ”ULUS’‘un Allah’ın yardımından uzak kalarak kozmik bir tehlikeye maruz kalacağını beyan etmektedir.

Daha önce de BOP eş başkanı Tayyip’in yardımcısı Bekir Bozdağ ”İflah olmaz ulusalcılar” küfür sözünü yumurtlayarak ”Eşsiz küreselciliki’‘ini ispatlamıştı.

”Din Tüccarları” Allah ve Peygamberi neyi emrederse onu kötü gösterirler, neyi de yasaklarsa onu da teşvik edip iyi ve hoş gösterirler.

Bakın yukarıda açıkladığım gibi Allah ve Peygamberi,  Müslüman toplulukların kalkınması ve güçlü bir şekilde ayakta durabilmeleri için ULUSALCILIK”ı teşvik ettikleri halde bunlar İlahi istenç(irade)in aksine ”Küresel Güçler”e yaranmak için çirkin gösterip hedef tahtasına koyuyorlar.

”Küreselcilik” Kuran-ı Kerim’de Allah, hadislerde Peygamber tarafından yasaklandığı halde bunlar kişisel ve siyasal çıkarları için bu kavramı da İlahi istençin hilafına güzel ve yararlı gösteriyorlar.

Yazı uzadığı için bununla ilgili ayet ve hadisler ile gerekli açıklamaları şimdilik açıklayamıyorum.  
Size bir anekdot anlatıp son bir hususu daha kısaca açıklayıp uzayan yazıma son vereceğim.
 
22.dönem parlamentosunda Tayyip’in yardımcısı Bekir Bozdağ’la birlikte milletvekilliği yaptım.
Bu adam, ülkenin ulusal çıkarlarını küresel çıkarcılara peşkeş çekme adına bugünkü başbakan yardımcılığı makamına nasıl geldiğini sanıyorsunuz?

Bu Bekir, o dönem de, kendisi eski bir ilahiyatçı vaiz(hukuku sonradan bitirmiştir) olduğu halde Tayyip’in tüm hak ve hakkaniyete uymayan icraatlarını Meclis kürsüsünde her zaman hararetle savunarak o makama gelmiştir.

Yine bir gün,  Tayyip’in helalden ve hakkaniyetten uzak icraatlarını savununca ben söz aldım ve Bekir Efendi’ye ”Sen senelerce vaizlik yaptın, müminlere anlattığın şeylere inanmıyor muydun?” ifadeleriyle yüklendikçe yüklendim, ağzını açıp tek bir söz söyleyemedi bana.

Bu anekdotu neden anlattım?

Bunların hepsi böyledir, başkalarına din adına anlattıkları hiçbir şey kalplerinden içeri girmez.
İşte bunun adına ”Din Tüccarlığı” denir ki sadece dünyalık elde ederler.
”ULUSALCILIK”ı İslam dışı saymak küfürdür.
Çünkü ‘‘ULUSALCILIK’‘ı bizzat emreden Allah ve Peygamberi’dir.

Bunu yukarıda ayet ve hadislerle çok iyi izah ettiğimi sanıyorum.

Allah ve Peygamberi’nin emir ve tavsiyelerini inkar etmenin ”Küfür” olduğunu ”Din Tüccarları’‘ çok iyi bilir ama ”Dünyaları karşılığında” ”Ahiretlerini” değiştikleri için hiç aldırmazlar.

”ULUSALCILAR‘ı hedef gösteren Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum:”Ulusalcılık Allah’ın ve Peygamber’in emridir; Küreselcilik İslam’ın düşmanıdır.”

Kimse Allah’ın istencine aykırı olarak kendi kişisel ve siyasal çıkarları için,Kuran-ı Kerim; Saffet suresi 8.ayetindeki ”Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler. İnkarcılar ne kadar istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır” Yüce Allah’ın beyanına rağmen,gerçekleri altüst edemez.

Tarih, ulusların kahramanları kadar gafillerini ve dalalette olanlarını hatta gaflet ötesinde olanlarını hep kayda geçirir.

Allah’ın kaydı ise daha titretici bir olgudur.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!