İmamoğlu: Erdoğan’ın bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük..

İmamoğlu: Erdoğan’ın bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük..
22 Mart 2024 13:02

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, AKP’nin adayı Murat Kurum ile rakibi için bakanların esnafı gezmesine tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, “Bu ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden biri kendi yakın çevresindeki yetenekli insanları bile çürütüyor olması” diyerek eleştiren İmamoğlu, “Bizi bırak işimizi yapalım bizi niye yolluyorsun kasap dükkanına oraya buraya. Bakanları niye zor durumda bırakıyorsun? Kamu yöneticisi onlar. Her şeyi birbirine karıştırdı. Onun için bu sadece bir yerel seçim değil bu mesele bir demokrasi, kamu ahlakı meselesi” dedi.

 

 

İmamoğlu, Yaşam Vadisi gezisinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

 

 

“(Rakibiniz Kağıthane’de oy kullanacak. Koruma alanındaki bir alanın konut projesine çevrildiği ve oradan ev sahibi olduğu ortaya çıktı.) Mal varlığını incelemedim, öyle bir ilgim de yok ama tabi kendi imza attığı bir kamu projesinde öyle bir varlığın elde edilmesi meselesi biraz dikkat çekici. Dikkat etmesi gerekiyor.

 

 

“İstanbul’da en kötü şey bir yandan lüks konut üreten, devlet eliyle bu izinleri veren ama bir yandan Kasımpaşa’nın tümden çürük halde olması. Kasımpaşa’da ilk Dolapdere’ye gidip açtığım lokantanın mutfak malzemelerini aldığımda analiz etmiştim, 91 yılında. Dolapdere civarı Kasımpaşa o bildiğiniz yer. Hani kentsel dönüşüm hikâyesi? Orası sayın cumhurbaşkanının mahallesi değil mi? Neyi dönüştürdünüz? Gidin iki sokak ortasına, dün ben meydanda miting yaptım, bir sokak arkasında insanların mağduriyeti, halleri… 22 senedir iktidarsınız! Görünen yüzle arka sokak meselesi. Görünen yüzde cilalı bir sokak, ama mahalle çürüyor. Kağıthane’yi 30 senedir yönetiyorsunuz, ne yaptınız? Karneleri kötü.

 

 

“Eskiden biliyorsunuz adalet bakanı içişleri bakanı ulaştırma bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir bürokrasiden insanlar atanırdı ki orada hak hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye. Demokrasiye bak, gitti. Topunuz gelin ne olacak. Kasap dükkânı bilmem ne dükkânı gezerek oy istiyorsun, üzülüyorum kendisine, yazık, zor durumda Allah yardımcısı olsun, talimat gelmiş gidecek ne yapsın? Yoksa koltuğundan olacak af isteyecek. Öbürlerine üzülüyorum. Ya bu kadar insan yok edilir mi? Bugün sayın cumhurbaşkanının bu ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden biri kendi yakın çevresindeki yetenekli insanları bile çürütüyor olması. Onları bitap etti. Bizi bırak işimizi yapalım bizi niye yolluyorsun kasap dükkânına oraya buraya. Bakanları niye zor durumda bırakıyorsun? Kamu yöneticisi onlar. Her şeyi birbirine karıştırdı. Onun için bu sadece bir yerel seçim değil bu mesele bir demokrasi, kamu ahlakı meselesi. Ben sonuna kadar dilimin kemiği niye olsun, milletten aldığın vahları duyurma sorumluluğum var. Sus pus olayım falan olmaz öyle şey. Ben 16 milyon insanın temsilcisiyim, bütün haksızlıklara hak ettiği cevabı vermekle yükümlüyüm.”