CHP'li Tekin'den "Vardar Ovası" açıklaması: Arınç, yasakçı ve sansürcü zihniyetini ortalığa döktü

CHP'li Tekin'den "Vardar Ovası" açıklaması: Arınç, yasakçı ve sansürcü zihniyetini ortalığa döktü
9 Ağustos 2013 15:17

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Bülent Arınç’ın ‘Vardar Ovası’ türküsünün söylenmesini istememesi ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yaptığı basın yazılı
açıklamasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘Vardar Ovası’ adlı
türküyü söylemek isteyen Bulgaristan Kültür Bakanlığı’nda ses sanatçısı
olduğunu söyleyen Fahriye Güney’i engellemesine tepki gösterdi. Tekin
açıklamasında, “Yasakçı ve sansürcü zihniyet, kendisini bir kez daha
gösterdi. Ne yazık ki bu zihniyet Başbakan Yardımcısı koltuğunu işgal
ediyor ve yine ne yazık ki bu zihniyet TRT’yi de yönetiyor”
dedi.
Arınç’ın ‘Vardar Ovası’ adlı türküyü söylemek isteyen bir kadını
engelleme çabasının altında birkaç sebep olduğunu belirten
Tekin, açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“O türkü, vatan hasretini anlatır. Tarihsel bir gerçekliği ifade eder.
Arınç’ın vatan sevgisi ve vatan hasretini anlayabilmesini beklemiyoruz.
Zaten anlasa, türkünün söylemesine engel olmazdı.

Arınç, türküdeki rakı sözcüğünün Osmanlı dönemindeki toplumsal anlamını
dahi bilmiyor. Bilmediği konulara girince, yasakçı ve sansürcü zihniyeti
de ortalığa dökülüyor.

Ne yazık ki bu yasakçı ve sansürcü kafa, kamusal yayıncılığın en önemli
sembollerinden biri olması gereken TRT’ye de hükmediyor. TRT’nin son
yıllarda geçirdiği evrimin kaynağı da Arınç’ın sözleriyle ortaya
çıkıyor. Türkiye, bu zihniyet tarafından yönetilmeyi hak etmiyor.

Vardar Ovası, vatan hasretini anlatan bir türküdür. Ülkesinden ayrılmak
zorunda kalanların feryadıdır. Vatan toprağına aşkla bağlı olanların
isyanıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün o toprakların feryadını anlatan bu
türküyü çok sevdiği bilinmektedir. Arınç, bu yüzden de türkünün
söylenmesini istemiyor. Mustafa Kemal Atatürk’le sembolleşmiş olan her
şeyle aklınca hesaplaşmak istiyor. Bu hesaplaşmaya değil Arınç’ın, hiç
kimsenin gücü yetmez.

AKP yönetiminin Gezi Parkı direnişi sonrası kimyası bozuldu. Hergün
saçmalama haklarını kullanıyorlar. Biri halkı tehdit ediyor, diğeri
siyasetçileri. Bu korkunun ve tükenişin ifadesidir.

Ruh hali sürekli gelgitler yaşayan Arınç, dün de Genel Başkanımız Sayın
Kılıçdaroğlu’nu hedef almış. Aklınca, Kılıçdaroğlu’na tehditler
savurmuş. Kılıçdaroğlu’nun da yargılanabileceğini söylemiş. Arınç’ın bu
sözleri, yargının AKP iktidarının elinde nasıl bir tehdit mekanizmasına
dönüştüğünün en açık göstergesidir. Arınç, biz istersek yargılatır,
istersek mahkum ettiririz diyor ve aklınca bizi tehdit etmeye çalışıyor.

Bülent Arınç, bizim yargılanmaktan korkacağımızı sanıyor. Bizim
arkamızda Deniz Feneri Davası yok. Bizim arkamızda AK-BİL yolsuzluğu
dosyası yok. Bizim yetim hakkını yandaşa peşkeş çekme suçumuz yok. Suçu
olanlar yargılanmaktan korksunlar. Arınç eğer birilerinin yargılanması
gerektiğine inanıyorsa, dönsün yakın çalışma arkadaşlarına baksın. Biz
defalarca dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasını istedik. Arınç ve AKP
buna karşı çıktı. Yargılanmaktan korkanlar kendileridir. En büyük
korkuları da birgün iktidardan düşüp yargılanacak olmalarıdır. Şimdi bu
korkularını dışa vuruyor ve bizim de yargılanmaktan korkacağımızı
sanıyorlar.

Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmeye ve CHP’lileri baskı altına
almaya çalışıyor. CHP’nin onurlu tarihi, hiçbir baskı ve zulme boyun
eğilmediğinin kanıtıdır. Arınç bizim tarihimizi öğrensin ve yargı
sopasıyla bizi terbiye etmeye çalışmaktan vazgeçsin. Yasaklar,
sansürler, tehditler, iktidar baskıları, CHP’ye vız gelir, tırıs gider.
Arınç da bunu bilsin ve artık laf kalabalığı yapmaktan, yargıyı elindeki
bir oyuncağa çevirmekten vazgeçsin.”