CHP’li Özdemir: 2023 bütçesi fakirleştirici bir büyüme modelidir!

CHP’li Özdemir: 2023 bütçesi fakirleştirici bir büyüme modelidir!
30 Ekim 2022 09:57

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, “2023 bütçesi yanlış tercihler ve bu yanlış tercihler sonunda karşı karşıya kaldığımız çok ciddi tabloyu ortadan kaldırmaktan çok uzaktır. Ekonomik ve toplumsal sorunların çözümüne dönük hangi somut adımların atılacağı, hangi önlemlerin alınacağı bu bütçede görünmüyor. En öncelikli olarak bakılan büyüme ise fakirleştirici bir büyüme modelinin somut sonucudur. İktidarın kurguladığı model, ‘yatırım, ihracat, üretim, istihdam modeli” ama buradaki temel yapı olan ihracatta yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilemedi. AB ile tam üyelik sürecinde en başarılı olduğumuz özerk ve bağımsız kurumsal düzenleyici ve denetleyici yapılarda ciddi tahribatlar yaşandı’ dedi.

 

 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmeleri sürüyor. Komisyon’da bütçenin geneli, TBMM, Kamu Denetçiliği ve Sayıştay’ın 2023 yılı bütçe görüşmelerini değerlendiren Özdemir, “Hesap verebilirlikten, şeffaflıktan, mali disiplinden ve denetimden uzaklaşıldı. Ciddi bir enflasyon, işsizlik, borç yükü ve faiz sarmalı var. Ekonomik ve sosyal maliyetleri artan çok ciddi bir genç işsizlik sorunu var” dedi.

 

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Komisyon’da yaptığı konuşmalarda şunları söyledi:

 

 

2023 bütçesi yanlış tercihler ve bunun sonunda karşı karşıya kaldığımız çok ciddi tabloyu ortadan kaldırmaktan çok uzaktır. Ekonomik ve toplumsal sorunların çözümüne dönük hangi somut adımların atılacağı, hangi önlemlerin alınacağı görünmüyor. En öncelikli olarak bakılan büyüme ise fakirleştirici bir büyüme modelinin somut sonucudur. İktidarın kurguladığı model, “yatırım, ihracat, üretim, istihdam modeli” ama buradaki temel yapı olan ihracatta yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilemedi. İhracatın temelinde imalat sanayimiz fakat imalat sanayisinin temel yapısı hâlâ düşük ve orta düşük teknolojiye dayalıdır. Teknoloji yoğunluğu da hâlâ düşük seviyede. Yapısal dönüşüm göstergeleri de iktidarın kurguladığı ekonomi modelinde yatırım ve istihdamı destekleyecek noktada değildir.

 

 

“EĞİTİM VE İSTİHDAM ALANINDA EŞ GÜDÜMÜ SAĞLAYACAK BİR POLİTİKA HAYATA GEÇİRİLEMEDİ”

 

 

Siyasi iktidar bir yandan torba kanunlarla “vergi yapılandırmaları yaptık, vergiden vazgeçtik” derken diğer yandan 2023 bütçesi ile yine ciddi vergi yükleri getiriyor. Esnafa ya da belli kesimlere sürekli kredi destekleri var, gerek tarım gerek sanayi alanındaki girdi maliyetlerindeki ciddi artışın sonucunda kredi destekleriyle verilen destekler var ama bunlar o sorunu temel olarak çözecek bir yaklaşım değildir. Sürekli olarak yapılandırma, kredi destekleri ve vergi yüküyle bunu karşılıyoruz; bu, temel bir sorun olarak gözüküyor. Eğitim ve istihdam alanında eş güdümü sağlayacak bir politika aradan geçen 20 yılda hâlâ hayata geçirilmedi. Belli bir oranda nitelikli insan kaynağımız var ama onlar da istihdam edilecek bir noktaya taşınamadı. Ekonomik ve sosyal maliyetleri artan çok ciddi bir genç işsizlik sorunu var.

 

 

“HESAP VEREBİLİRLİK, ŞEFFAFLIK, MALİ DİSİPLİN VE DENETİMDEN UZAKLAŞILDI”

 

 

2018 sonrası Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte, ekonomi başta olmak üzere temel kurumsal yapılarda, denetleyici kurumlarda ciddi tahribat oldu ciddi tahribat oldu. Hesap verebilirlikten, şeffaflıktan uzaklaşıldı, mali disiplinden uzaklaşıldı ve denetimden uzaklaşıldı. Doğal olarak da bunun yarattığı tahribatlar aslında bugün ekonomi anlamında da karşı karşıya kaldığımız tablo işte bu yaşananların sonucu oldu. Ciddi bir enflasyon, işsizlik, borç yükü ve faiz sarmalı var. Hazinenin, dış ve özel sektörün borçları var, gelir adaletinde ciddi bir sorun alanı var. Gini katsayısında çok kısmi bir artış var fakat beklenen seviyeye ulaşılmadı. Vatandaşların yüzde 10’luk en yüksek gelir düzeyi ile yüzde 10’luk en düşük gelir düzeyi arasındaki fark 13-14 kat seviyesinde ve bu göstergede bir iyileşme gözükmüyor.

 

 

“2023 BÜTÇESİ İLE DE SONUÇ ALAMAYACAK TEMEL YAPISAL SORUNLAR ÇÖZÜLEMEYECEK”

 

 

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından açıklanan 2022 Türkiye Raporu’na yansıyan ciddi eleştiriler içinde özellikle yeni sistemle birlikte Meclisin yasal fonksiyonunun zayıfladığı, Cumhurbaşkanının kararname, karar yetkisinin aşırı olduğuna ve ekonominin kötüye gittiğine dikkat çekiliyor. Oysa AB ile tam üyelik sürecinde 2002-2007 döneminde en başarılı olduğumuz alan özerk ve bağımsız kurumsal yapılardı. Fakat özellikle 2018 sonrasında bu alanlarda ciddi tahribat yaşandı. Bu tahribatları düzeltmeden önceki yıllarda olduğu gibi 2023 yılı bütçesi ile ortaya konulan politika araçlarından da bir sonuç alamayacağız ve temel yapısal sorunları çözemeyeceğiz. Eğer hâlâ Merkez Bankası Başkanı talimatla atanırsa, Anayasa Mahkemesi üyeleri talimatla atanırsa, HSK’nın yapısı düzeltilmezse, Meclis ve Sayıştay denetim görevlerini yapamazsa ve hukuk güvenliği sağlanamazsa politika araçları ekonomik anlamda sonuç vermeyecektir.”