Bu kan durmalı; Çözüm önerim

Bu kan durmalı; Çözüm önerim
16 Eylül 2012 16:43

Millet kavramı, özellikle bizim kültürümüzde etnik kökeni aşkın bir kimliğe karşılık gelir ve milletin asıl belirleyici olan unsuru ortak mazi ve kader birliğidir.
Dr.Ali Arif ÖZZEYBEK

Amacımız, insanların etnik kökenlerine ilişkin ifade etmek istedikleri kültürel, kimliğe ait nitelikler varsa, bunların kamusal alanda, barışçı bir tarzda ifade edilmesinin önünü açmaktır. Toplumsal bütünleşmenin ve ortak bir kaderi paylaşarak bir arada yaşamanın en önemli unsurlarından birisi etnik kökene ilişkin her tür suni baskıyı ortadan kaldırmak, sosyo-ekonomik bütünleşmenin mekanizmaları üzerinden bunu gerçekleştirmektir.
 
 
 
Bölücü hareket, Türkiye'nin demokratikleşme ve özgürleşme sürecinde yaşanan arızi istikrarsızlık döneminin bir ürünüdür.Sorunun çözümünü haklara sınırlar getirmenin değil aksine hakları genişletmenin üzerinden mümkün görüyoruz. İçerde gerginlik yaratarak buradan bir ulusallaşma siyaseti çıkartmaya çalışan bölücü hareket, düzene ilişkin getirdiğimiz radikal değişiklikler ve ayırımcılığı suç sayan yaklaşımımız dolayısıyla kendisine taban bulamayacak, arkasındaki dış destekler onu ayakta tutmaya yetmeyecektir.
 
 
 
“Bölücülük”le mücadele ancak siyaset kurumu eliyle yürüyebilir.
 
 
 
Türkiye, 30 yıl boyunca yoğun bir terörle mücadele dönemi yaşamasına rağmen, son zamanlara kadar toplumda önemli bir kırılma ve kamplaşma görülmemiştir. Son dönemde bölücülüğün belli ölçüde kitleselleştiği görülmektedir. Buna yol açan gelişme bölücü hareketin kapasitesi değil, siyaset kurumunun teröre ayarlı refleksten ibaret tavrıdır. Bu durum, ülkedeki tüm gelişmelerden sorumlu olan siyaset kurumunun kendi üzerine düşeni yerine getirmediğinin, ortaya uygulanabilir bir çözüm koymadığının ifadesidir.
 
 
 
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” türü yaklaşımlar, insanımızı “vatan sağ olsun” dan, “niye benim çocuğum ölüyor” a getirmiştir.
 
 
 
Çözümü sadece kanun çıkarmaktan, düzenleme yapmaktan, konuyu askere ve polise havale etmekten ibaret sayan, soruna basit bir güvenlik ve asayiş meselesi olarak bakan bir siyasi anlayış, bölücülükle mücadele edemez. Güvenlik kuvvetleri bölücülükle mücadelenin terör boyutunu fedakârlıkla yürütmüşlerdir ve yürütmeye de devam etmektedirler. Sorun siyasi iradenin, sadece bölücülüğe odaklı değil, bir bütün olarak her yerde çok alanlı eş zamanlı değişimleri gerçekleştirerek, bu ülkede yaşayan insanları medeni dünyada var olan tüm standartlara sahip kılmalarıdır.
 
 
 
bu sorunun çözümünü, topyekûn sosyal ve ekonomik projelerin BÜTÜN TÜRKİYE İÇİN hayata geçirilmesinde görmektedir. Türkiye'nin genelinde yaşanan işsizlik, sosyal güvenlik, gelir dağılımındaki dengesizlik, adalet başta olmak üzere devlet mekanizmalarına olan güvensizlik, demokrasi ve özgürlüklerin yaşanmasına ilişkin eksikler, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetler ile altyapı yetersizliği gibi sorunların çözümü, terör ve bölücülük konusunda hâlihazırdaki sıkıntıların aşılmasını da sağlayacaktır.
 
 
 
Çünkü bugün, tüm bu konularda, özellikle vatandaş hakları ve sosyal güvenceye ilişkin hususlarda ülkenin en doğusundaki ile en batısındaki, en kuzeyindeki ile en güneyindeki insanımızın çektiği sıkıntılar arasında çok fazla fark yoktur.
 
 
 
Devleti koruma refleksi adı altında toplum nasıl ki bir dönem sağcı-solcu, bir dönem ilerici-gerici diye ayrılıp topyekûn baskıya maruz bırakıldı ise; bu dönem de bölücü-üniterci ayrımına maruz bırakılmak istenmektedir. Oysa bu türden kamplara ayırma çabası anlamsız ve temelsizdir.
 
 
 
Partimiz, konunun, bu suni ayrımın ötesinde bir perspektifle ele alınması ve demokrasi içinde, vatandaşlık haklarından taviz vermeden hayata geçirilebilecek çözümler üretilmesi gereğine inanmaktadır.
 
 
 
Biz, Türkiye'nin kendi çözümünü üretmesini teklif ediyoruz. Nedir çözüm?
 
 
 
Çözüm, terör ve bölücülük sorununun uluslararası bağlantı ve uzantılarının gözardı edilmemesi ve bu gerçeklikten hareketle, sorunun çözümünde önemli bir husus olarak dirayetli, basiretli ve etkin bir dış politikanın izlenmesidir.
 
 
 
Bu toprağın insanları yüzyıllardır, kökeni, dili, dini ne olursa olsun, birlik ve beraberlik içinde yaşamıştır. Aynı kaygıları, tasaları paylaşmış; aynı sevinçlerde, mutluluklarda buluşmuştur. Birbirinden kız alıp vermiş, canı canına, kanı kanına karışmıştır. Bunu devletin biliyor olması sorunun çözümüne doğrudan bir katkı sağlamamaktadır. Çözüm, vatandaşlarımızın da bu gerçeklerin farkına varmasını sağlayacak ve her vatandaşın devlet için diğerinden daha az önemli olmadığını ortaya koyacak politikaların uygulanmasıdır.
 
 
 
Çözüm, Türkiye'nin her yerinde ve herkes için demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku en ileri düzeyde işler kılmaktır. İnsanların bu ülkenin vatandaşı olduğunu her yerde ve her durumda hissetmesidir.
 
 
 
Çözüm, bu ülkenin kaynaklarından üretilen zenginliğin, katkısı ve çabası oranında herkese adil dağıtılmasıdır. Gayrı safi milli hâsılanın büyütülmesi ve böylece kişi başına düşen zenginliğin artırılmasıdır. Bunun için de ülkenin kaynaklarının harekete geçirilmesidir.
 
 
 
Çözüm, Türkiye'nin her yerinde insanlara iş alternatifleri üretilmesi, çalışmak isteyen hiç kimsenin avareliğe mahkûm edilmemesidir. Yokluk, yoksulluk ve açlık, adeta habis bir ur gibi toplumu da devleti de kemirip bitirmektedir. Bu uru yok etmeden, bünyemizi sağlıklı kılamayız.
 
 
 
Çözüm, iş kurmak isteyenin önünün açılması, yatırım yapmak isteyene destek verilmesi, üretene katkı sağlanmasıdır. Devletin, ülkenin bütün kaynaklarını kendinde toplayıp fevkalade verimsiz ve kötü bir şekilde kullanarak heba etmesi yerine, gayrı safi milli hasılanın artışına katkı sağlayacak, insanımızın zenginliğini artıracak girişimlere destek olacak şekilde girişimcinin, çalışanın cebinde bırakmasıdır.
 
 
 
Sorun terör değil bölücülük ise,
 
Çözüm demokrasi ve zenginliktir.
 
Bunun yolu da
 
Bütün Türkiye için siyasettir.


Yazarın Son Yazıları:
Herkes için eşit fırsatlar sunan Anayasa Mümkün mü ? Batsın bu dunya.
Bu kan durmalı; Çözüm önerim
CHP yenileştirmeci olmalıdır