Yeni kadrosunda siyasi nitelikli kimse yok

Yeni kadrosunda siyasi nitelikli kimse yok
22 Mayıs 2017 17:30

Dün, Erdoğan’ın yeni siyasi bir söylemi olmayacağını yazdığım saatlerde Erdoğan olağanüstü kongrede henüz konuşmamıştı.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Fakat o kadar belliydi ki işin doğasından siyasi heybesinde yeni bir şey olmadığı, daha o konuşmadan bunu görmek zor değildi.

 
Nitekim Erdoğan konuşamasında sadece geçmişi anlattı.

 
15-20 sene öncesini.

 
İnanın normal batı demokrasilerinde böyle 15-20 sene öncesini anlatmaktan başka birşey söylemeyene oy vermezler ama bizde 30 senelik hikayelerle oy alınabiliyor. (bunun toplumsal katmanların kimlik sorunlarının hala çözülmemiş olmasıyla alakası da var tabii)

 
Dünkü olağanüstü kongre hakkında günlerdir tartışan, ona anlamlar yükleyen, yok şu çıkacak, yok bu çıkacak şeklinde konuşanları izlemek yerine Dsmart’tan film izliyorum ama arada böyle kısa kısa bakıp, siyasi piyasayı da takip ediyorum.

 
Kaç haftadır gümbürtü yapıyorlar oysa çıka çıka civciv çıktı, kuş çıktı.

 
Ya da dağ fare doğurdu diyelim.

 
Erdoğan başladı İstanbul’un susuz kalan yıllarından (90 başları), kuyrukta bekleyen hastalardan, çöplerden, kendilerinin neler neler yaptıklarından.

 
Başı kapalı öğrencileri zulümden kurtardıklarından.

 
Bunlardan başka, yani 20 sene önceki meselelerden başka bugüne ve yarına dair yeni bir konu zikretmedi Akkuyu nükleer santralinden başka.

 
Çünkü yok yeni bir şey cepte.

 
Var, kalklamayacağını söylediği bir olağanüstü hal var.

 
Fransa’da varmış, onlara kimse bir şey söylemiyormuş, ona niye soruyorlarmış olağanüstü hal ne zaman kalkacak diye.

 
Fransa Dışişleri Bakanı, “bizdeki olağanüstü hal sizdeki ile aynı değil dedi” ama Erdoğan’a konferans lazım bu iş için, o da dinlemeyi kabul ederse.

 
Fransa’da olağanüstü hal sadece ve sadece İŞİD terörü yapanlara karşı alınacak polisiye önlemlerin kolaylaştırılması yönünde.

 
Başka zırnık bir şey yok Fransa’da.

 
Erdoğan ama elinde kalem hergün TBMM’yi by-pass ederek, kanun yazıyor.

 
Eline silah almamış, trafik cezası bile olmayan, hümanist, dünya çapında kaliteli gazetecileri hapse atıyor.

 
Milyarlarca mal varlığına el koyuyor.

 
Olağanüstü hale sebep olan konunun dışındaki birçok alanda kararname çıkarıyor.

 
Geçenlerde biri anlattı.

 
Onun tanıdığı bir savcının anasından babasından kalan evlere el konmuş.

 
Bunu bana anlatan saf kan Atatürkçü, bahsettiği savcı FETÖ’cü müymüş?

 
“Yok”, dedi imkansız.”

 
Şimdi, bir de 20-30 sene gelirsek, bu konuda da söylemek istediğim birkaç şey var.

 
Evet, 20 sene, 15 sene önce Türkiye’de üniversiteye barikat kurup, kız öğrencileri içeri almayan bazı geri zekalılar vardı.

 
“Arabistan’da okusunlar” diyerek vergi ödeyen vatandaşının hakkını çiğneyenler vardı.

 
Asker oğlunun yemin törenine başı kapalı olduğu için alınmayan anneler vardı.

 
Bunlar hem geçti, bitti hem de bugün mevcut siyasi iktidarın yaptıklarının yanında bunlar çelik çomak kalır.

 
Evet, 20 sene önce hastanelerde insafsız bir kuyruk sistemi vardı.

 
Ama bunu değiştiren ilk kişi 57. Hükümet zamanında Yaşar Okuyandır.

 
Evet, temel sağlık hizmetlerine ulaşım kolaylaştı ama gelişmiş bir ülkede olması gereken 2. basamak sağlık hizmetlerini kuramadı bu hükümet.

 
Ve, 2. basamak sağlık hizmetleri bir ülkede yaşam süresini belirleyen sağlık hizmeti aşamasıdır.

 
Onda nanay bu hükümet.

 
Ve, böyle bir vizyonları da yok ve görürsünüz olmayacak da.

 
Kaba sağ politikalarını sürdürmeye devam edecekler.

 
Hülasası, Erdoğan dün 20 senelik çöp, su, hastane kuyruğundan başka birşey anlatmadı.

 
Yeni ne anlatılabileceği konusunda ise tüyo vermeyeyim, ne dersiniz.

 
Hazır Üsküdar, Fatih de gitmiş, zamana bırakalım gerisini.

 
Şimdi gelelim yazının başlığına, yani yeni kadrosunda siyasi nitelikli kimsenin olmadığına.

 
Dün parti yönetimine giren yeni isimlere baktım.

 
Genç veya siyasi tecrübesi olmayan bazı isimler.

 
Bunlardan beklenen ise, ne denirse onu yapmaları ve halkta modern, eğitimli izlenimi bırakmaları.

 
Başı kapalı da var, açık da izlenimi vermeleri.

 
Bundan yeni vizyonlu siyasi atılım çıkar mı, çıkmaz.

 
Gerisini de yine zamana bırakalım.

 
İBRAHİM TATLISES VE KIZI

 

 
Yazıyı yazdıktan sonra İbrahim Tatlıses’in Atatürk öldüğü için ağlayan tatlı kızı Elif’in videosunu izledim.

 
İbrahim Tatlıses ise, dün kongrede genel başkan olan Erdoğan’ı yana yakıla tebrik etmişti.

 
Bu tablo Türk toplumunun aynası.

 
Babalar ve anneler korkudan veya günlük durumlardan biatlı teşekkürler ederken…

 

 
Kalbinin sahiciliğinden başka bir yükü olmayan kız çocuklar Atatürk için ağlıyorlar.

 

 
Tarih Türkiye’yi nereye götürür sizce?

 

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan