İki fotoğraf arasındaki fark-Trump-Erdoğan-Lavrov

İki fotoğraf arasındaki fark-Trump-Erdoğan-Lavrov
17 Mayıs 2017 17:30

Dün, Salı Erdoğan Trump’la görüşmeden hemen önce Trump’ın Lavrov’la görüşmesinden fotoğraflar vardı ABD ve Avrupa basınında.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Fotoğrafta Trump ve Lavrov ayakta duruyor.

 
Fotoğrafa bakarsanız aralarında simetrik bir ilişki olduğunu görürsünüz.

 
Simetrik, yani eşit ilişkiyi tarif edersem, birbirini aynı düzeyde gören insanların iletişimi olarak tarif edebilirim.

 

 
Örneğin simetrik olmayan ilişkilerde bir taraf kapalıdır yani diğer tarafa karşı duygu ve düşüncelerini göstermez.

 

 
Simetrik ilişkilerde ise, insanlar birbirlerine açıktır ve karşı tarafın kendisinin düşünce, tepki ve doğallığını görmesine izin verir ve de karşılıklı onama vardır.

 

 
Trump ile Lavrov’un fotoğrafında örneğin, birbiri ile espri de yapan ve iki liseli arkadaşınkine benzeyen bir ilişki havası var.

 

 
Bir de dün Erdoğan’ı Beyaz Saray’da karşılayan Trump’a bakalım.

 

 
Trump Erdoğan’a karşı onu idare etmeye, ona çok çok iyi davranarak onu kendisine tepkisiz kılmaya, psikolojik ayar vermeye çalışan, bunun için ona içindeki gerçek düşünce ve duygulardan farklı olarak abartılı bir iyilik sergileyen bir havada.

 

 
Lavrov ile ilişkisinden farklı olarak, Trump Erdoğan ile simetrik, yani eşit bir ilişki kurmuyor.

 

 
Onu idare etmeye ve başından savmaya çalışıyor.

 

 
Çünkü Trump görüşme öncesi Erdoğan hakkında, sorun çıkarabilecek, öfkeye kolayca kapılabilecek ve ani adımlar atabilecek ve idare edilmesi gereken biriyle görüştüğü şeklinde bir alt düşünceye sahip.

 

 
Zaten Erdoğan ona danışmanları, CİA’si, vs.’si tarafından anlatılmış.

 

 
Rus uçağının düşürülmesinden başka şeylere kadar.

 

 
Trump’ın bu görüşmedeki amacı Erdoğan’ın görüşme isteğini yerine getirerek onu teskin etmek ve ABD’nin YPG ısrarı konusunu ona, onu kızdırmadan ve diplomatik yollarla tekrar etmek.

 

 
Görüşmeleri 20 dakika sürdü zaten ve asıl görüşmeler heyetler arasında oldu ve heyetler arası görüşmelerde Trump’ın görüşme sonrası yaptığı açıklamadaki çizginin dışına çıkılması mümkün değil.

 

 
Trump görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi PKK ve IŞİD’e karşı destekleyeceğiz.” dedi.

 

 
YPG’nin adını bile etmedi ve ABD’nin YPG’ye desteğini tartışmadı bile.

 

 
Trump yani Erdoğan’a dedi ki mealen, “Tamam, PKK’nın size saldırmasını destekmeyeceğiz ve PKK nedeniyle sınırlarınızın tehklikeye girmemesine çalışacağız, İŞİD’e karşı savaştığınızda da yanınızdayız ama YPG ile gitme konusunu size sormayacağız ve bundan geri adım atmayacağız”

 

 
Oysa Erdoğan’ın konusu YPG idi ancak Trump Erdoğan’ın bu isteğine girmedi bile, es geçti.

 

 
Ve, toplantıda tıpkı Erdoğan’la telefon görüşmesinde yapmış olduğu gibi, “Detayları heyetler görüşsün” diyerek olayı hiçbir sonuç çıkması mümkün olmayan alt düzey teknik görüşmecilere havale ederek, olayı başından savdı.

 

 
Erdoğan ama Trump’ın o abartılı ve psikolojik ayara yönelik davranışlarından sıcak misafirperverlik sonucunu çıkardı.

 

 
Şimdi bunlar kendi aralarında, “Trump bizi kuş sütüyle ağırladı” diye konuşup, mutlu da oluyorlardır, her zaman yaptıkları gibi.

 

 
Ama gerçekte olan şu ki…

 

 
Bölgenin tek demokrasisi ve devlet geleneği ve ordusu en güçlü ülkesi olan Türkiye Trump ile masanın etrafında tek kelimeyle çok kötü bir durumdaydı.

 

 
Muhatap bile alınmayan, psikolojik ayar muamelesine tabi tutulan, istekleri dikkate alınmaya gerek dahi görülmeyen, sınırının hemen ötesi Türkiye’nin etkisi dışında şekillendirilecek olan bir Türkiye vardı masanın başında.

 

 
Hulusi Akar da herhalde Atatürk’ün ordusunun o akıl, zeka, isabet, denge ve devlet kalitesi taşıyan klasını ya hatırlamış veya hiç aklına bile getirmemiştir.

 

 
not: ABD Rusya ilişkileri tarihinde hiç olmadığı kadar iyi ve Suriye konusunda büyük bir bir mutabakat var. Erdoğan Trump’la görüşmeye gittiğinde Trump ve Lavrov Suriye ve YPG konusunda ortak bir çizgiyi daha da sağlamlaştırmış vaziyetteydi. Hatta Trump ABD basınında Lavrov’a ABD devletine ait İŞİD bilgilerini vermekle suçlanıyordu. Hedefleri o kadar ortak ki şu anda, istihbaratta kıskançlık dahi yok olmuş vaziyette yani.

 

 
YİNE KORUMA REZALETİ

 

 
Videosunu Avrupa basınında izledim.

 

 
Washington’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde bir grup YPG’li Erdoğan protestosu yapıyor.

 

 
Bu arada Erdoğan’ın korumaları gelerek, gösteri yapanlara fiziksel müdahale ile (vurmak, yere atmak, dövmek şeklinde) onları ordan uzaklaştırmaya çalışıyor.

 

 
ABD polisi devreye giriyor ve protesto yapan göstericilere fiziksel müdahale yapan Erdoğan’ın korumalarına müdahale ediyor.

 

 
Fiziki müdahale yani, korumaları tutup, atıyorlar ordan.

 

 
YPG’li bir gösterici ABD’li bir polise diyor ki İngilizce, “Ben orada duruyordum, geldi bana saldırdı.”

 

 
ABD’li polis Erdoğan’ın korumalarına resmen sokakta kavga çıkaran kişi muamelesi yapıp, onları geriye iterken, hatta onlara vururken, YPG’li göstericilerin bir kısmının şikayetlerini dinliyor, bir kısmını da ordan uzaklaştırmaya çalışıyor.

 

 
Hülasası…

 

 
Erdoğan’ın korumaları başka bir devletin polisinin alanına fiziksel müdahale yapıp, ardından sokak kavgacısı muamelesine maruz kalarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin prestijini ayaklar altına alıyorlar.

 

 
Ve de sinirlerine hiç hakim olmayan, çiğ ve çağdışı ve de devlet kalitesinden yoksun bir tablo çiziyorlar.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan