Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 55 mi yoksa yüzde 45 mi kazanır?

Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 55 mi yoksa yüzde 45 mi kazanır?
3 Nisan 2014 15:00

The Wall Street Journal Türkiye’ye röportaj veren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ”İlk turda işbirliğiniz olabilir mi?” sorusuna ”Onu biraz zaman gösterecek.Önce şu noktada bizim uzlaşmamız lazım.Siyasi kimliği çok öne çıkmamış,bir partiye aidiyeti çok öne çıkmamış ama toplumun her kesimini kucaklayan,iyi eğitim almış,yabancı dil bilen,dünyayı ve Türkiye dengelerini iyi bilen bir kişi üzerinde uzlaşırsak birinci turda da olabilir tabi” yanıtını vermiştir ki.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Ben bu yanıtı Türkiye’nin geleceği ve demokrasimizin gelişmesi açısından fevkalede ümit verici buluyorum.

 

Neden?

 

AKP hükümetinin iktidara gelişinden yani on iki senedir Türkiye’de bir akıl tutulması olduğunu görüyoruz.

 

Bu akıl tutulmasının asıl nedeni küresel güçlerin yardımı ile iktidara gelen BOP Eşbaşkanı Recep Erdoğan’ın emperyalistlerle olan sinsi işbirliği İslam’ın ilkelerine göre yasak olmasına rağmen olayı tersyüz ederek ve çoğunluğu dindar halkımızı kandırarak dini çok çirkin bir şekilde kullanarak aldatmasından ibarettir.

 

İşte bu noktada halkımızın bir kısmı maalesef gerçekleri görmediği için önemli oranda bir algısal yanılma içine giriyor.

 

Şimdi işin realitesine bakarak rasyonalist düşünmek zorundayız.

 

Bu noktada Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği yanıttan gerekli dersleri çok rahatlıkla çıkarabiliriz.

 

Öncelikle işi matematiksel planda ele alalım.

 

Şu bilimsel bir yasadır ki ölçülemeyen bir şey yok hükmündedir.

 

Bu durum gerek fen bilimleri gerekse sosyal bilimlerin olmazsa olmazıdır.

 

Bu bağlamdan hareketle hemen sorumuzu soralım.

 

Yüzde 55 mi büyük yoksa yüzde 45 mi?

 

Herkesin takdir edeceği gibi yüz rakamının tümü içindeki 55 rakamı 45’den daha büyük.

 

Son yerel seçimlerde,yüksek orandaki oy hırsızlıklarını da işin içine katarak söyleyelim ki AKP’nin, bu bağlamda küresel işbirlikçi Balkonların Efendisi Recep Erdoğan’ın aldığı oy oranı yüzde 45 ise buna karşı devasa bir kale gibi direnen karşıt yurtsever ve bilinçli kitlenin oy oranı yüzde 55’dir.

 

Şimdi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ümit verici beyanına göre Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu yüzde 55 devasa bloku Balkonların Efendisi Küresel İşbirlikçi Recep Erdoğan karşısında birarada nasıl tutacağız sorusunu sorup yanıtını bulmak zorundayız.

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuda verdiği röportajda epeyce ana umdeler olarak belli ipuçları var ama yeterli olmadığı kanaatindeyim.

 

Bir defa şu tespiti ortaya koymamız gerekir ki yüzde 45’in karşısındaki yüzde 55’lik blok sadece TBMM içindeki muhalefeti değil dışında kalan siyasal partilerinde seçmenini içermektedir.

 

Bu nedenle böyle bir işbirliğine giderken Meclis dışı siyasal partiler asla gözardı edimemeli.

 

SP, BBP, DP, DSP vs. gibi…

 

Örneğin SP’nin veya BBP’in görüşlerini almadığınız taktirde tabanlarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her an AKP adayına yani muhtemelen olursa Recep Erdoğan’a kayacağından kuşku duymamamız gerekir.

 

Yüzde 55’lik blokun Cumhurbaşkanı adayı olacak kişide, Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirttiği çok olağan vasıflar dışında belirli ayırt edici Türkiye’ye mahsus spesifik özelliklerinde bulunması AKP adayını kesin bir yenilgiye uğratacaktır.

 

Bir defa şu gerçeği bir hüküm olarak ortaya koymamız gerekir ki bu ülkede solun oy oranı yüzde 35’in üzerinde değildir.

 

Bu ne demek?

 

Sağ kitlenin oyları yüzde 65’dir.

 

Bu nedenle yüzde 55’lik blokun çıkaracağı Cumhurbaşkanı adayı Cumhuriyetçi, demokrat, Atatürk İlke ve İnkilapları’na bağlı, çağdaş değerleri özümsemiş ve bunu yaşayan ama aynı zamanda milli ve manevi değerlerine yürekten bağlı,bunlara,halkın tüm değerlerine saygılı, insanımızda dinibütünlük algısını tam olarak oluşturan sağ tandanslı biri olmalıdır.

 

Son yerel seçimlerde kökten MHP’li olan Mansur Yavaş’ın CHP’den aday olması ile birlikte gördük ki geldiğimiz nokta itibari ile 21.yüzyıl Türkiye’sinde artık sağ ve sol ayırımlarının yok hükmünde olduğu ortaya çıkmıştır.

 

Örgütler ve bilinçli seçmen nezdinde durum bu ama Türkiye’miz de ortalama tahsil seviyesinin 6.sınıf düzeyinde olduğu gerçeği üzerinden hareket ederek insanlarımızın önemli bir kısmının bilimsel değil dinsel düşünerek oy kullandığı realitesi ile karşı karşıya kalmış oluruz.

 

İşte bu nedenle ve yukarıda saydığım nedenleri de gözönüne alarak yüzde 55’lik küresel güçlerin taşeronu Recep Erdoğan karşıtı dev blokun Cumhurbaşkanı adayı çağdaş değerleri yaşantısı ile özümsemiş bir kişi olmakla birlikte aynı zamanda seçmende dindarlık algısı oluşturabilecek bir imaja muhakkak sahip olmalıdır.

 

Aksi halde yüzde 55’lik dev blokun gücü Recep Erdoğan’ın kullanacağı dinsel değerler nedeni ile bir gecede sıfıra iner.

 

Türkiye bu işi başarmak zorundadır.

 

Tabii ki buna Anamuhalefet Partisi lideri öncülük etmelidir.

 

Abdullah Gül Kuveyt’de kendisine ‘’Cumhurbaşkanlığı’na aday olacak mısınız?’’ sorusuna verdiği yanıtta ‘’Cumhurbaşkanlığı ile her şeyin artık kkonuşulacağı gün geldi.Herkes bununla uğraşacak.Mayıs ayı içerisinde herhalde bunlar netleşir’’ diyerek, sanki Türk milleti Cumhurbaşkanlığı konusunda bu iki kafadara muhtaç algısı oluşturuyor ki fevkalede hüzün vericidir.

 

Halbuki Türkiye yüzlerce Cumhurbaşkanı adayı çıkaracak fevkalede yetişmiş,çok birikimli insane gücüne sahip bir ülke.

 

Şunu da çok net olarak belirteyim ki bu ülkede eğer Recep Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olur derseniz,bize ondan daha üstün on binlerce Cumhurbaşkanı adayı çıkar.

 

Bu sarf ettiğim rakam hiç de iddialı değil.

 

Daha fazlasını söyleyecektim ama mübalağa yapıyor eleştirisinden kaçındım.

 

Her şey yazılıp hazır halde önüne koyulan ve kendisinin de prompterden bir sipiker ustalığı ile okuyup halkta ‘’ne kadar bilgili,ne büyük hatip’’ algısı oluşturan Balkonların Efendisi Recep Erdoğan’ı bilgili mi sanıyorsunuz?

 

Onda her şey sahte, her şey sanal.

 

BOP Eşbaşkanı Recep Erdoğan’ın kendi çıkarlarına uygun ama Türkiye’nin çıkarlarına zararlı her yasayı bir noter marifetiyle onaylayan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanliği’nı bu millet daha ne kadar kaldırabilir?

 

22.Dönem Parlamentosu’nda ANAVATAN’lı milletvekilleri olarak ona geçit vermedik.

 

Çünkü ‘’biz bu adamlara bu ülkeyi teslim edemeyiz,güvenmiyoruz’’ temel tezimizdi.

 

Ama seçimlerden sonra MHP’nin başı Devlet Bahçeli buna bilinmez ve affedilmez hesaplar nedeni ile geçit verdi ve iki kafadar ülkemizi, milletimizi büyük felaketlere sürükleyerek bugünkü bölünme noktasına getirdi.

 

Artık Türkiye’nin bu ağır yükleri omuzunda taşımaya mecali yoktur,bu nedenle yüzde 55’lik bilinçli dev blok seçmenin önüne yukarıda saydığım ölçütleri dikkate alarak seçebilecekleri bir Cumhurbaşkanı adayı koymak gerekir ki böyle bir isim yüzde 45’lik bloktan da büyük oranda oy koparabilir.

 

Sağ seçmen algılamalarını iyi bilen biri olarak bu konuda düşüncelerimi yazdım.

 

Yararlı olur ümidindeyim.

 

[email protected] 

 

@ibrahimozdogan1

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!