CHP’li Tekin: İstanbul, beton lobisi ile imar çetesinin eline düştü

CHP’li Tekin: İstanbul, beton lobisi ile imar çetesinin eline düştü
12 Ağustos 2017 13:17

İmar çetesi ve beton lobisine Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Çevre Bakanının gücünün yetmediğini savunan Gürsel Tekin, “Demek o kadar güçlüler ki, hiç kimsenin gücü yetmiyor! OHAL dönemindeyiz. Her şeye gücü yeten savcıların bile gücü yetmiyor” dedi.

 

 

 

RÖPORTAJ: Nil Soysal – Sözcü

 

 

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, temmuz ayında İstanbul’da üst üste yaşanan sel felaketleri üzerinden iktidara yüklendi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yeni bir yağmur olasılığına karşı halkı teyakkuza davet etmesini sert bir dille eleştiren Tekin, “Her yağan yağmurda İstanbul’u sel götürüyorsa, bu işte bir terslik var demektir. Bu yağmurlar sadece bizde mi yağıyor? Bunun bir bilimsel açıklaması yok mu? Şu çok açık ki; İstanbul’da yaşanan bir doğal afet değil yönetsel felakettir” dedi. Tekin, SÖZCÜ’ye yaptığı değerlendirmede çok çarpıcı iddialarda bulundu:

 

 

BECERİKSİZLİK: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde ilk beyanatı; “İstanbul’a pasaportla alacağız” olmuştu. O tarihte İstanbul’un nüfusu 7.5 milyondu. Şu andaki nüfusumuzu bilen var mı? Tabela rakamlarına göre 12 milyon! Bir de göçmenler var, mülteci olarak gelenler var. Bunların sayısı hâlâ bilinmiyor. Nüfus planlaması olmadan böyle bir göçün yaratmış olduğu sıkıntılara bu şehir hazırlıklı değil. Alt yapı hazırlığı yok. Üst yapı planlaması yok. Böyle bir şehirleşme ne yazık ki İstanbul’u İstanbul olmaktan çıkardı. Dünyada kimlikli çok az şehir vardır. Bunlardan bir tanesi de İstanbul’dur. İstanbul’un tanınırlığı Türkiye’nin önündedir. İstanbul giderek kimliksiz bir şehir olmaya başladı. Nasıl oldu da bu hale geldi? Kendiliğinden mi oldu? Hayır! Beceriksiz bir yönetim sayesinde.

 

 

GÜÇLERİ YETMİYOR: Şehir özellikle son 15 yıldır imar çetesi ve beton lobisinin eline düştü! Bu çete ve bu lobi İstanbul’u öyle bir duruma getirdi ki, kurtarmaya kimsenin gücü yetmedi! Bakınız, Çevre ve Şehircilik Bakanı isyan etti “İmar hırsızlığı İstanbul ve Ankara’yı perişan etti” dedi. Biz beton lobisi derken, Sayın Bakan; “Beton canavarı” dedi. Cumhurbaşkanı, Başbakan hepsi isyan ettiler. Demek ki bu beton lobisi ve imar çetesi o kadar güçlü ki, hiç kimsenin gücü yetmiyor! Hatta OHAL yasasındayız. Her şeye gücü yeten savcıların bile gücü yetmiyor!

 

 

MEVZUATI BİLE YOK: Deprem toplanma alanı diye belirlenen yerlere, mevzuata uygun olmayan yüksek binalar yapıyorsunuz. Bu binalar niye mevzuata uygun değil? Çünkü mevzuatı bile yok! Deprem bölgesinin üstüne bu binalar yapılırsa, bunun yarın yaratacağı felaketlerin sorumlusu kim olabilir? Bunun adı yönetsel felaket değilse, nedir? 99 depreminde belirlenen deprem toplanma alanlarının hiçbiri yok. Niye? Çünkü hepsi ranta kurban gitti! Buralara yapılan binaların hepsi 2005 yılından sonra yapılan binalardır. Ama asıl enteresan olan; bu devasa binaların, kulelerin, rezidansların yapıldığı alanların hepsinin kamu alanları olmasıdır! Sadece geçen ay İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda onlarca yeni imar planı geçti. Onlarca plana ve onlarca ruhsata imza attılar. Hepsinin tek tek belgeleri var!

 

 

İSTANBUL’UN DERELERİ: Altyapı yeterli değil. Çünkü bu şehrin altyapısı 3-3.5 milyon nüfusa göre kurgulanmış. Onu by-pas yaparak arttırmaya çalışıyorlar, ama yetmiyor. Yetmediği gibi olası yağan yağmurlarda, yağmur suyu mecrasına akacağı yerde taşıyor. Çünkü akacağı yer kalmadı. Bu İstanbul’da yüzlerce dere vardı. İstanbul’un derelerine ne oldu? Dere kalmadı şehirde. Adliyeyi bile derenin üstüne kurdular. Ondan sonra da “Adliyeyi su bastı” diye feryat ediyorlar!

 

 

SEL SİZİ ÖNÜNE KATAR GÖTÜRÜR: Anadolu’da değişmeyen bir kural vardır. Köyde yaşayanlar bilir. Ne olursa olsun derenin yatağıyla oynanmaz, o değiştirilmez. Köylü bilir ki derenin yatağıyla oynamanın maliyeti çok ağırdır. Bir gün sel sizi önüne katar götürür. Şimdi köylü kardeşimizin bildiği bu basit gerçekliği kadrosunda yüzlerce mühendis, mimar ve şehir plancısı çalıştıran Kadir Topbaş bilmiyor mu? Bence bal gibi biliyor! Ama eli kolu bağlı… İmar çetesi onu da rehin almış durumda.

 

 

CHP İstanbul İl Başkanı olduğu 2008 yılından itibaren çok ciddi bir şehircilik mücadelesi verdiğini söyleyen Gürsel Tekin, bir hakkı da teslim etti. Tekin, “SÖZCÜ Gazetesi’ne teşekkür ediyorum. Çünkü İstanbul’un nasıl talan edildiği ile ilgili isyanımıza tercüman olan tek gazete SÖZCÜ oldu. Belgeleriyle gösterdiğim İstanbul’un rant haritasını SÖZCÜ manşetten yayınladı. Diğer büyük gazetelerin hiçbiri tek sütun haber bile koymadı. Çünkü maalesef o haritada birçok gazete patronlarının da gayri nizami imar uygulamaları vardı” dedi.

 
Son dönemde Afganistan’dan olağanüstü göçmen akışı var

 

 

CHP’li Tekin, Türkiye’nin adeta bir göçebe ülkesi haline geldiğine dikkat çekti. En büyük göçün İstanbul ve Ankara’da olduğunu belirten Tekin, “Sadece 2016 yılında 3 milyon insan yer değiştirmiş. Dünyada görülmemiş bir hareketlilik var. Dünyanın hiçbir 80 milyonluk ülkesinde, 3 milyon insan hareket halinde olmaz” dedi ve şöyle devam etti: “2016 yılında resmi rakamlara göre İstanbul’a 440 bin yeni nüfus gelmiş. Bu nüfusun büyük bölümü de Van, Mardin, Ağrı, Diyarbakır, Şanlıurfa, Muş, Hakkari ve Erzurum’dan gelmiş. Ancak İstanbul’a ikinci ve çok büyük orandaki kayıtsız göç ise; Suriye, Sudan, Yemen, Mısır, Irak, Libya ve Afganistan’dan olmuş. Özellikle Afganistan’dan son dönemde olağanüstü bir göç var. Eğer en kısa zamanda entegrasyonu sağlayamazsak, yakın bir gelecekte İstanbul Hatay olur, Antep olur, Urfa olur! Bu illerimizdeki sosyal yara, İstanbul için de kaçınılmaz hale gelebilir. Nedir bu sosyal yara diye soranlar olabilir… Türkiye’de mültecilerin katıldığı bir yıllık vukuat oranı yüzde 1.5 iken, bu oran Antep ve Urfa’da yüzde 30. Sadece Antep’te bir yılda toplam 1926 olay meydana gelmiş. Bunların çoğu da ölümle sonuçlanan olaylar.

 

 

BAŞKAN ADAYLIĞI İÇİN HENÜZ ERKEN

 

 

Gürsel Tekin, 2019 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olup olmayacağı sorusuna, “İstanbul’u yönetmek her siyasetçinin hayalidir. Ancak bu işler için henüz erken. Şu an ilk önceliğimiz, raydan çıkmış olan demokrasiyi, hukuku, adaleti tekrar rayına sokmaya uğraşmak olmalı” dedi.