TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dün yaptığı açıklamada, “Yeni, çağdaş, demokratik, kapsayıcı bir anayasa yapmak mecburiyetinden” bahsederken, 1924’te bizzat Atatürk tarafından hazırlanmış Cumhuriyetin ilk Anayasasını es geçip, 1921 Anayasasını örnek gösterdi.

 

 
CHP Gaziantep Milletvekili Av. Hasan Öztürkmen’den Kurtulmuş’un sözlerine yanıt geldi.

 

 

Öztürkmen açıklamasında şunları söyledi:

 
“Kurtulmuş’a göre Atatürk’ün 1924’teki ilk Cumhuriyet anayasası ‘kapsayıcı’ değilmiş de 1921 kapsayıcıymış! Hatta 1924 Anayasasını da ‘150 yıllık darbe anayasaları’nın arasına koyuyor. Atatürk’ü bir darbeci yapmadığınız kalmıştı!”

 

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve milletvekillerinin katıldığı iftar programında, “Yeni Anayasa” mesajları verdi.

 
“Yeni, çağdaş, demokratik, kapsayıcı bir anayasa yapmak mecburiyetinden” bahseden Kurtulmuş, Türkiye’nin 150 yıllık tarihi içinde hep darbe anayasalarıyla yönetildiğini öne sürdü.

 
Kurtulmuş’un şu ifadeleri dikkat çekiciydi:

 
“1921 Anayasası’nda olduğu gibi katılımcı, güçlü bir anayasa yapma imkânı bu Meclis’te vardır… Bu bir fantezi değildir, Türkiye’nin demokratik standartlarının yükseltilmesi için bir zorunluluktur.”

 
Daha bir hafta önce “3 Mart Laiklik Günü Olsun” talepli kanun teklifimizi “kaba” ve “yaralayıcı” bulduğu için iade eden Kurtulmuş, “1921” vurgulu yukarıdaki mesajlarıyla “Yeni Anayasa” turlarına çıkmaya hazırlanıyor.
Peki, Numan Kurtulmuş’un dilinin altında hangi bakla yatıyor? Kurtulmuş aslında ne diyor?

 
Sayın Kurtulmuş, 1924’te bizzat Atatürk tarafından hazırlanmış Cumhuriyetin ilk Anayasasını es geçip “1921 Anayasası” diyor. Çünkü 1921 Anayasasında henüz Cumhuriyet yok, Laiklik yok, Türk Milleti yok. Hilafet ve saltanat makamı varlığını koruyor. Çünkü savaş koşullarında hazırlanmış, kısa dönemli bir anayasa. O yüzden Atatürk, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, 6 ay gibi kısa bir sürede Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Anayasasını uygulamaya koyuyor. Yani Cumhuriyet rejimini yeni bir anayasayla ayakları üzerine kaldırıyor.

 
Kurtulmuş’a göre Atatürk’ün 1924’teki ilk Cumhuriyet anayasası “kapsayıcı” değilmiş de 1921 kapsayıcıymış! Hatta 1924 Anayasasını da “150 yıllık darbe anayasaları”nın arasına koyuyor. Atatürk’ü bir darbeci yapmadığınız kalmıştı!
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “Laiklik Günü” teklifini “yaralayıcı” bulmasının altındaki asıl fikir de bu olmasın?

 
Yoksa Sayın Kurtulmuş’u asıl “yaralayan”, Büyük Önder Atatürk’ün 1923 yılında ilan ettiği Cumhuriyet Devrimimiz ve onun 1924’teki ilk anayasası mı?

 
Öyle anlaşılıyor ki 100 yaşını dolduran Cumhuriyetimiz Sayın Kurtulmuş’un gözünde hâlâ “kapsayıcı” olamamış!

 
Öte yandan yeni bir Anayasa için, sırf bunun için halktan yetki almış bir kurucu meclis olması gerektiği ortada dururken…

 
“Yeni Anayasa” sürecine ev sahipliği yapmaya hazırlanan Sayın Kurtulmuş o zaman şu sorulara da yanıt vermeli:

 
– Neden Cumhuriyet öncesi bir anayasayı model alıyorsunuz? Biz yeni bir devlet mi kuruyoruz?

 
– 100 yıllık Cumhuriyetimizin sağlayamadığı hangi “kapsayıcılığı” siz nasıl sağlamayı planlıyorsunuz?

 
– 1921 Anayasasındaki hangi maddeleri yeniden getireceksiniz?

 
– Cumhuriyet öncesi bir Anayasayı örnek alacaksanız, mevcut Anayasada Cumhuriyetin niteliklerini tarif eden ilk 4 maddeyi değiştirecek misiniz?

 
– “İlk 4 maddeye dokunmayacağız” diyorsanız, bunlara dokunmadan 1921 benzeri bir anayasayı nasıl yapacaksınız?

 
Sayın Kurtulmuş sözlerine açıklık getirmeli, ağzındaki baklayı çıkarmalıdır. Aksi halde değil sizle Anayasa yapmak, kanarya severler derneğine tüzük bile yazılmaz!

 

Cumhuriyet Devrimimize el uzatılamaz! Anayasanın ilk 4 maddesine dokunulamaz!