‘AKP’nin sivil darbe sürecini tamamlamak için planlar yapması olası’

‘AKP’nin sivil darbe sürecini tamamlamak için planlar yapması olası’
24 Mayıs 2020 11:06

Laikliği, yargı bağımsızlığını, hukuk devletini, yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığını, düşünce, ifade, basın ve yayın özgürlüğünü ortadan kaldırarak Türkiye Cumhuriyeti anayasasını 2008 yılından beri ihlal eden “Cumhurbaşkanı” ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son aylarda tehdit söylemlerini ve baskı uygulamalarını daha da arttırdı.

 

 

Örsan K. Öymen / Cumhuriyet

 

“Gezi” davasından yargılanan Osman Kavala’nın beraat kararına rağmen yeniden tutuklanması; Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın, Oda TV muhabiri Hülya Kılınç’ın, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’in, Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik’in ve Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser’in tutuklanmaları; Oda TV’nin yayın erişiminin engellenmesi; Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun muhalif medyaya, hukuka, yasalara ve anayasaya aykırı bir biçimde cezalar yağdırması; seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanması; Atatürk Havalimanı’nın pistlerinin yıkılması; Türkiye İş Bankası hisselerinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi vasiyeti çiğnenerek, hazineye devredilmesi ve hisselerin bir bölümünde CHP’nin sahip olduğu denetim yetkisinin devre dışı bırakılması girişiminin başlaması; Erdoğan’ın 23 Nisan’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 100. yılında TBMM’ye gelmemesi; 19 Mayıs’ta, hükümetin propaganda broşürü olan Sabah “gazetesinde”, Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan ve Atatürk’ün idam kararını onaylayan Padişah Vahdettin’in anılması; “padişahlık referandumu”nun mimarlarından AKP’li Burhan Kuzu’nun da 19 Mayıs’ta vatan haini Vahdettin’i anması; CHP Adana-Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım’ın ve CHP eski İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir’in hukuk dışı uyduruk bahanelerle yasalara aykırı biçimde tutuklanmaları; Ülke “TV” adını taşıyan hükümetin bir propaganda aygıtında bir soytarının, darbe konusunu gündeme getirerek, elindeki listeler üzerinden komşularını ölümle tehdit etmesi; “CHP camileri ahır yaptı”, “Gezi’de türbanlı bacımız Kabataş’ta saldırıya uğradı” yalanları gibi, “CHP’liler cami hoparlöründen çalan ‘Çav Bella’ şarkısını zevkle dinledi” senaryosunun devreye girmesi; başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere, muhalefet tarafından çok dikkatli bir biçimde analiz edilmelidir.

 

AKP ve MHP, halktaki desteğini yitirmekte midir, yoksa bu destek hala sürmekte midir? Öncelikle bununla ilgili olarak çok ciddi kamuoyu araştırmalarının yapılması gerekmektedir. Bazı kamuoyu araştırması sonuçlarına göre, AKP’nin ve MHP’nin desteği yüzde 50’nin altına düşmüştür. Ancak birkaç araştırma kurumunun yaptığı araştırmalar bu konuda kesin bir yargıya varmak için yeterli değildir.

Eğer AKP’nin ve MHP’nin toplam oyu yüzde 40’lara düştüyse, CHP, İYİP, SP, HDP, DEVA ve GP gibi muhalefet partilerinin toplam oyu yüzde 50’nin üzerine çıktıysa, AKP’nin söz konusu baskıcı uygulamaları bir provokasyon olarak da değerlendirilebilir.

 

Yazının tamamını okumak için tıklayın