Tayyip-Öcalan ikilisi Anadolu’dan Türk ve Türklüğü tasfiye ediyor

Tayyip-Öcalan ikilisi Anadolu’dan Türk ve Türklüğü tasfiye ediyor
25 Mart 2013 00:50

Yazının başlığındaki ifadenin kodlarını çözmeye gerek yok.

 


 


 


 


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM


 



 


Son günlerdeki tüm olumsuz olayları ve ihanet gelişmelerini her şeyi ile ortaya koyalım.


 


 


Süper katil Öcalan’ın Nevruz’da okunan mektubu, bölünüp parçalanmanın bütün krokisini ortaya koyuyor ve şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu mektubun içeriği BOP Eşbaşkanı Tayyip’le beraber hazırlanmıştır.


 


Çünkü, mektup okunduktan sonra nasıl değerlendirildiği sorulduğunda, kendi düşündükleri ile örtüştüğünü net bir biçimde söyledi Bay Erdoğan.


 


Herkes belleğini yoklasın ve gerekirse benim bundan bir önceki makalemi okusun, bu mektupla Türk Milleti kavramı ve Türklük, tarihin çöp sepetine atılıyor, Kürt ve Kürtçülük ile diğer etnik gruplara geniş yer açılıyor.


 


 


 



 


 


Katil Öcalan bu mektubunda Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını Türklerle Kürtlerin beraber yaptıklarını ve Cumhuriyeti beraber kurdukları mavalını anlatıyor.


 


Neden böyle yapılıyor?


 


Türk düşmanlarının, Türklüğün bütün izlerini Anadolu’dan silmek istedikleri bu dönemde tarihsel gerçeklerin ve Türklerin ağırlıklı varlığının üzerini örtmek istiyorlar.


 


Bu karartmayı BOP Eşbaşkanı Tayyip ve Katil Öcalan birlikte götürüyorlar.


 


Öyle ki bir taraftan Kürtlerin ve diğer etnik grupların varlığı zikredilirken Türklerin esamesi okunmuyor.


 


 


 



 


 



 


Çünkü bu çorabı Türklerin başına örmek isteyen uluslararası çete, Tayyip ile Öcalan’ı bu işler için yan yana getirmiştir.


 


Hatta BDP milletvekili Sırrı Sakık, partisinin Çanakkale il kongresinde yaptığı konuşmada ‘’Burada şehit düşen Muşlusu, Vanlısı, Şırnaklısı, Gazianteplisi, İstanbullusu, Trabzonlusu, hepsinin ruhları bizi izliyor’’ diyerek yıllardır PKK terör örgütü ile evlatlarını şehit ettikleri Türklerin zaferlerine, tam ortak olarak resmiyette ikinci bir kimlik, Kürt kimliğini anayasaya koymak istiyorlar.


 


Bakalım gerçekler onun anlattığı gibi mi?


 


Çanakkale Savaşlarında şehit düşenlerin tamamına yakınının Türk oğlu Türk olduğunu biliyorduk ama rakamları henüz öğrenememiştik.


 


Son iki gündür Cüneyt Arcayürek Cumhuriyet’teki köşesinden Osmanlı Devleti arşivlerinden Çanakkale’de şehit düşenlerin resmi rakamlarını bize aktardı ki, buna göre gerçekler Türk ve Türklük düşmanlarının yüzüne bir şamar gibi inmektedir.


 


 


 



 


 


 


Çanakkale Savaşlarında şehit düşenlerin sayısı: 48 bin


 


Bölgelere göre dağılımı:


 


KARADENİZ: 8 bin 247 %17, İÇ ANADOLU: 9 bin 986 %21, EGE: 10 bin908 %23, MARMARA: 13 bin 785 %29, AKDENİZ:3400 %7, DOĞU ANADOLU: 832 %2, GÜNEY-DOĞU ANADOLU: 992 %2


 


Doğu ve Güney-Doğu Anadolu’daki o tarihlerde nüfusun önemli bir kısmının Türk ağırlıklı olduğu düşünülürse Kürtlerin Çanakkale’deki şehit sayısının en fazla %1 civarında olduğu söylenebilir ki, bence bu kadar bile yoktur.


 


Doğu’daki Türklüğün sembol şehirlerinden ve nüfusları topyekun Türk olan Erzurum, Kars, Ardahan, Iğdır ve Güney-Doğu Anadolu’daki sonradan geleneksel ve konuştuğu Kürtçe ile Kürtleşen Türkmen kökenlilerin varlığı da ayrı gerçekliklerdir.


 


BOP Eşbaşkanı Tayyip de Çanakkale Savaşlarının yıldönümünde ‘’Çanakkale zaferi bir etnik kökenin, ırkın, kavmin zaferi değildir’’ diyerek Anadolu’nun gerçek fethedicisi ve Çanakkale kahramanlarının Türkler olduğu gerçeğinin üzerini örterek Türklüğü Öcalan ile birlikte eşgüdümlü olarak bu topraklardan silmek, yok etmek istiyorlar.


 


Bedava vatan duygusu ancak bu kadar olur.


 


Bunu yemezler efendiler.


 


Bu topraklarda herkesin babası ve anası bellidir.


 


Türkler bu topraklara sonradan gelip konmadılar.


 


Kanları ile bu toprakları aldılar ve korudular.


 


Ama bu topraklara sonradan gelenlerin bir kısmı nankörlük yaparak sırf komplekslerinden dolayı Türkleri yok farz ediyor.


 


Bu bir cahilliktir ve ‘’Cahil cesur olur’’ sözü demek ki boşuna söylenmemiş.


 


Herkes şunu bilsin,  Atatürk ‘’Bu memleket tarihte Türk’tü, halde Türk’tür ve gelecekte de Türk olacaktır’’ sözünü boşuna söylememiştir ve bu ülkenin sahipleri üzerlerine düşen görevi safha safha yapacaklardır.


 


Büyük Türk Milleti’nin şaha kalkışını onun düşmanları ve dostları görecek ve yaşayacaklardır.


 


Yukarıdaki rakamları ırkçılık adına kayda geçirmedim.


 


Ama Türk düşmanları, Türk’ün arkasından dümen çevirirlerse biz de gerçekleri milletimizin her bireyi ile paylaşmaya kendimizi zorunlu hissederiz; savunma adına.


 


Yoksa bu ülkede her birey hangi etnik kökene sahip olursa olsun, hangi inanç ve mezhepte olursa olsun veya ateist olsun, eşit bireyler olarak tam özgürlük içinde yaşama hakkına sahiplerdir.


 


Yeter ki, bu toprakların asli unsuru Türk Milleti’ne ve vatana ihanet etmesin.


 


 



 



 


Şimdi buradan Türk Milleti’ne sesleniyorum.


 


Önümüzdeki dönem Türk Milleti’nin çok sıkıntılı dönemi olacaktır.


 


Küresel güçler ve onların maşası süper katil Öcalan Tayyip’i fena halde sıkıştırmaktadır.


 


Bakın PKK, tabii ki, Öcalan’ın talimatıyla AKP hükümetinden dolayısıyla Tayyip’ten 4 hususun yerine getirilmesini istiyorlar ki, Türk Milleti için tam bir ölüm fermanıdır.


 


Bunlar: 1-Askeri operasyonlar dursun,


2-Abdullah Öcalan’ın koşulları iyileştirilsin(Yani salıverilsin),


3-Yasal düzenlemeler yapılsın (Yani federasyonun temelini oluşturan özerk bölgeler yaşama geçirilerek Kürt kimliği resmileştirilsin ve PKK’nın varlığı resmen tanınıp affedilsin vs.),


4-Hatip Dicle ve tutuklu 5 BDP milletvekili serbest bırakılsın (Bunun aslı, tüm teröristler ve onlara yardım ve yataklık yapanlar affedilsin)


 


Evet yepyeni bir Mandela yaratılıyor.


 


Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, çok yakın gelecekte, Başbakan Türkler’den, Cumhurbaşkanı Kürtler’den olsun diyeceklerdir, PKK’lılar.


 


 



 


 


Ve bu alçak teröristlerin genetiği o kadar bozuk ki, tüm bunlar sağlandıktan sonra silahlı tedhiş örgütleri ile Türkleri yıldırıp katlederek Anadolu’dan sürüp atmak isteyeceklerdir.


 


Bu anlattıklarım masal değil, zamanı geldiğinde emperyalist güçler hepsini uygulamaya koyacaklardır.


 


Bugün yapılanları uyguladıkları gibi.


 


Irak’ta uygulamaya koydukları gibi.


 


Türk Milleti olarak varlığımızı korumak için tek bir demokratik yapı altında birleşmeye ve mücadele etmeye mecburuz.


 


‘’ANADOLU VE RUMELİ MÜDAFAİİ HUKUK CEMİYETİ’’ gibi çağdaş-demokratik bir örgüt çatısı altında, hukukumuzu ve varlığımızı korumak üzere birleşmeliyiz milletçe.


 


Fazla bir zamanımızın olmadığını da anımsatarak hızla, milli-ulusalcı yurtsever güçler olarak sağcısı, solcusu, muhafazakarı topluluklar yeniden milli mücadele için birleşmeliyiz.


 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!