Tarihin barışmaz düşmanları ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimi
13 Haziran 2019 14:27
Tarihin barışmaz düşmanlarının, bir dilimi olan raf bedeli şartına, bu yazımızda çok yer verdik. Okuduğunuzda raf bedeli şartının stratejik önem taşıdığını ve ne kadar tehlikeli olduğunun bilgisine sahip olacaksınız.
Numan ALADAĞ H&H YORUM
Milli şuur, Türk milletinin yaşama iradesi, hayat kaynağı ve en kuvvetli silahıdır. Allah korkusu, üretimi ve Milli şuuru olmayan toplumlar yıkılmaya ve dağılmaya mahkümdurlar. Onun içindir ki, Allah korkusu ve çalışarak üretim yapmak önem taşımaktadır.
Vatansever Türk miletinin ilk işi, görevlerini, arınmış gönül ve Allah’a inanmış yürek ile yapmaktır.
Müslüman Türk Milleti’nin öz değerlerine ve tarihine eğilmesi lazım ki, Fetö gibi riyakarlılık duyguları ve raf bedeli şartı ile anarşik-ekonomik terör oluşturma düşüncesinde olanlara fırsat vermeyelim.
Numan Aladağ dan, raf bedeli tehlikesi için bir şiir:
Bu vatan ve toprak için,
Ay-yıldızlı şanlı Türk bayrağı için
Ölelim..
Fakat raf bedeli şartı ile zulüm edenleri bilelim..
Bu kutsal topraklar için,
Ay-Yıldızlı Şanlı Türk bayrağı için
Ölelim.
Raf bedeli şartının tehlikesini düşünelim bilelim!
Tarihin barışmaz düşmanı olan, raf bedeli şartı ile her türlü ahlaksızlığa sebep olanların tehlikesi, gizlilik duygularıyla saf insanları, Ramazan paketleri ve vekaleten kurban kesimi ile aldatmaca yalanlarından doğmaktadır. Bu konu üzerinde temeli sağlam düşüncesi olan, Türk sanayicisi-çiftçisine, raf bedeli şartını uygulayanların maddi-manevi verdikleri zararları, Türk kamuoyunda deşifre etmek ve ekonomik yaptırım uygulamak en sağlam yoldur.
Tarihin barışmaz düşmanımız, raf bedeli şartını uygulayanlar iyi bilmelidirler ki, Tarihi Türk geleneklerinin ve ahlakının kendisine has bir dünya görüşü vardır. Gerçekçi olan Türk geleneklerini “yaşamak için mücadele etmek” yasasının sonuna kadar devam edeceğine inandığından, Türk Milletinin askerliğe karşı saygı duymakta ve soyumuzun asker bir millet olmak geleneğini geliştirme amacını gütmektedir. Dahili-harici vatan hainlerini etkisiz hale getirmenin en kolay ve ekonomik yolu, onları ekonomik darboğaza sürüklemektir.
Tarihin barışmaz düşman dilimlerinden biri olan, raf bedeli şartını uygulayanlara, Numan Aladağ diyor ki: “Allah korkusu, vatan sevgisi ve ahlak, millet yapısının ana temelidir. Onlar olmadan hiçbir şey olmaz.”
Tarihten günümüze kadar, Türk Milletini hiçbir baskı ve tehdit durduramamıştır ve durduramaz da. Bunun en son örneği; sanayi ötesi toplum ülkelerinin, Fetö terör örgütünü sözde müslümadır diye kullanarak, her türlü maddi-manevi desteklerle 15 Temmuz da ki, şeytanlıklarına karşı, Önce Allah belalarını verdi, sonra da Büyük Türk Milletinin, ruhunda taşıdığı birlik-beraberliği, o “İhanet şebekeleri” ne, haddini bildirdi.
Büyük Türk Milleti’nin bölünmez bütünlüğünü, Fetö terör örgütü ve ekonomik-anarşik terör olan raf bedeli şartı ile bozma hayalinde olanlar, Zafer’lerle dolu olan Türk tarihinin bilincinde olmalıdırlar.
Türk Milletinin yeni düşmanı, raf bedeli şartını uygulayanlardır. Bunların asıl hedefi; %100 yerli (Milli) sermayenin el değiştirmesi ve topyekün yokedilmesidir. Bu düşmanın adı: Raf ve ürün giriş bedeli şartına ilaveten, domuz eti ürünlerini mağazalarında helal ürünlerle aynı dolapta satanlardır.
Tarihin barışmaz düşmanlarından birisi de, raf bedeli şartını uygulayanlardır. Türk sanayicisini-çiftçisini zor duruma düşürüp, anarşik-ekonomik terörün meydana gelmesine sebep olan ”İhanet şebekeleri” iyi bilmelidirler ki, Türk Milletinin ruhunda taşıdığı vatan kavramı ve maddi-manevi birlik-beraberliklerle, tarihin barışmaz düşmanları olan riyakar çıkarcılara karşı yenemeyeceği, aşamayacağı hiçbir engel yoktur.
Türk ekonomisini darboğaza sürüklemeyi hayal eden riyakar “İhanet şebekeleri” Fetö gibi ekonomik ve siyasi güç bakımından yükselme yolunda her kalıba girerler. Onun içindir ki, Türk Milletinde Milli şuur uyanık olunca iltimas, rüşvet, raf bedeli şartı ve haksızlık kalkar. Hizmeti olanların hizmeti inkar edilmez. Tarihi şahsiyetlere gerçek değeri verilir.
Riyakarlık ahlakı ile sözde müslümanım diyen Fetö denen “İhanet şebekesi” gibi riyakarlılık duyguları Türk Milletini, 1800 ‘i yıllarda Ermenilerin Osmanlı imparatorluğunu yıkma tezleri denendi, Türkler Kurtuluş savaşında Zaferi kazandı. 1950’li yıllarda Alevi-sunni ayrımı tezi başlatıldı, 1960 ve 1980’li yıllara kadar da sağ-sol tezi çatışmaları başlatıldı. 1970’li yılların ortalarında başlatılan Kürtçülük tezinde de Allah’a çok şükür hiçbir sonuç alınmadı.
1990’lı ‘li yılların başında anarşik-ekonomik terör oluşturulmasına sebep olan tarihin barışmaz düşmanlarından raf bedeli şartı başladı ve günümüze kadar halen jet hızı ile raf bedeli şartı uygulaması devam etmektedir. Raf bedeli şartı demek; iş başındaki hükümetin işlerini zora sokup, başarısız olmasının ilk sırada yer aldığını Maliye, İç işleri, Çalışma ve diğer ilgili bakanlıklar bunun bilincinde midirler?
Milli sermaye (%100 Türk sermayesi) istismar edilemez ve ekonomik Milliyetçilik duygularıyla, özellikle anne-baba ve öğretmenlerin gençlere Milli sermayenin stratejik önemini anlatarak, yerli malına sahip çıkıp ilgi duymayı öğretmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın, işlerini zorlaştıranlardan biri de, raf ve ürün giriş bedeli şartıdır. Ayrıca Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerindeki, turistik bölgelerde ki, başta lokantalar, fırınlar olmak üzere ve daha birçok alışveriş hareketliliklerin çoğunda ne yazık ki, tüketiciden tahsil edilen KDV ücreti, muhasebe kayıtlarında yer almayıp, Maliye bakanlığı hesaplarına aktarılmıyor. O zaman, tahsil edilip, muhasebe kayıtlarında yer almayan KDV’ye ne gerek var.
Suriyelilerin Türkiye de, vergi kaçakçılığı, kayıt dışı istihdam ve kara para hareketliliği, anarşik-ekonomik terör ayrı değil midir?
Raf ve ürün giriş bedeli şartı olarak, Türk sanayicisinden ve çiftçisinden alınan ücret, kara paradır. Kara para demek de; anarşik-ekonomik terörün ana aktif maddesi demektir. Kara para ile, dahili-harici vatan hainleri ile aynı zihniyette olduklarını, raf bedeli şartı ile kanıtlamıyorlar mı?
Raf bedeli şartını vermek için, Türk sanayicisi eleman işten çıkarıyor, işine son verilen elemanlar da, her türlü ahlaksızlığa teşebbüs ediyor ve bu da anarşik-ekonomik terörün meydana gelmesine sebep olup iş başındaki hükümetin işlerinini zora sokmak değil midir? Raf bedeli konusuna Maliye bakanlığı yetkililerinin, haberi var mıdır? Maliye Bakanlığı, raf bedeli şartını niye kontrol etmiyor?
Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan iken riyakar Fetöcular için, çevresindeki bazı kişiler, kendisine efendim bu kardeşlerimiz müslümandır ve şu il de şu kadar oyları vardır diye kendisine yalnış bilgiler verip, Fetö terör örgütünün ekonomik, siyasi ve hem de bürokraside stratejik görevlerin verilmesi ile ekonomik, siyasi ve bürokraside jet hızı ile güçlenmesine sebep olmadılar mı? Recep Tayyip Erdoğan Fetö terör örgütü için diyor ki: “Müslümandır diye yardımcı olduk. Nereden bilelim ki, İhanet şebekeleri’dir” diye açıklamasını esas alarak, raf bedeli şartının, tehlikesine dur demesi gerek miyor mu?
Soru? Ramazan da, Ramazan paketleri, Kurban bayramında da vekaleten kurban kesimi yaparak İslam alemine saygılıymış mesajını veriyolar. Orgeneral Yaşar Büyükanıt diyor ki: “Sözde değil özde olmalıdır” Allah aşkına, bu duygu ve düşüncelerle ticaret yapan yönetim takımının, Fetö terör örgütü gibi, özü-sözü bir olmayan ekonomik terör örgütlerinin, ta kendisi değil midirler?
Fetö terör örgütünün, 15 Temmuz da ki şeytanlığını gördük. Allah bir daha böyle acıları göstermesin. Onun içindir ki, raf ve ürün giriş bedeli de, Fetö terör örgütü kadar tehlikelidir. Raf bedeli şartı, iç-dış vatan hainleri için, Milli sermayenin el değiştirmesi için, planlanan stratejik bir yoldur.
Recep Tayyip Erdoğan iyi bilmelidir ki, raf bedeli şartı ile, kedisini, Türk sanayicisini ve çiftçisini zor duruma düşüren mağaza zincirleridir. Allah korusun, birgün Fetö terör örgütü gibi Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, ekonomik terör faaliyeti olan raf bedeli şartı ile zor duruma düşürürse, kimse şaşırmasın!
RAF bedeli şartı ile %100 yerli sermayeyi yok eden mağaza zincirlerine, dur demek için, merhum Muh. Orgeneral Hamza Günalp diyer ki: ”Düşmanlarınıza karşı zaferi kazanmanın en kolay yolu, onlara ekonomik yaptırım uygulayarak, darboğaza sürüklemektir.” Hamza paşanın, Milli seslenişini esas alarak, domuz eti ürünleri ile helal ürünleri riyakarlık duygularıyla, aynı dolapsata satan o mağaza zincirlerine, ekonomik yaptırım uygulamalıyız.
Ey vatansever Milletvekilleri! “Lafla vatansever Milletvekilliği olmaz” TBMM deki, Allah korkusu ve vatan kavramını ruhunda taşıyan tüm Milletvekillerine çağrı:
Stratejik önem taşıyan, Milletvekillerinin işlerini zora sokan ve her türlü ahlaksızlıklara sebep olan raf bedeli şartına, sigara yasağı gibi caydırıcı kanunun acilen çıkararılması şarttır.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİ:
Seçim, Anayasa ve seçim kanunlarımızın teminatı altında siyasi partilerle demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birisidir. İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığını, kazanmak için, tarihin vazgeçilmez düşmanları olan üç R ile mücadele eden seçimi kazanır.
İstanbul belediye başkan adayı olanların, “İyiliği kötülüğüne galip olan” nın, Cenab-ı Allah seçilip, başarılı olmasını kendisine nasip etsin. İyiliği kötülüğüne galip olmayan bir insandan idareci olmaz. Onun içindir ki, Milli şuuru olan, çıkarcı olmayan, üç R ile mücadele eden ve asaleti olan bir adayın İstanbul belediye başkanı seçilmesi gerekir. Bu vatan ve bayrak için, kim ne yapmayı düşünüyorsa Cenab-ı Allah, onlara yaptıkları herşeyin bin kat karşılığını versin inşallah. AMİN…
Üç R nedir? Rüşvet, Riyakarlık ve Raf bedeli şartıdır. “Laf ile müslümanım ve vatanseverim demek olmaz” Üç R’ye dur demek; Allah’ın haram kıldığı ve kanunların yasakladığı ahlaksızlıklarla mücadele etmek demek olup, sevaplara girmektir.
İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimini kazanmak isteyen adayların, riyakarlıktan uzak olup, yalnız Cenab-ı Allah’a sığınıp, ruhunda taşıdıkları Allah korkusu ve vatan kavramları duygusu ile Rüşvet-Raf bedeli şartı-Riyakarlık (İki yüzlülük)’ten uzak olduğunu samimi duygularla Türk Milletine, zamanın Maliye bakanı Mehmet Şimşek’in: “Yolsuzluk yapanların Allah belasını versin” seslenişini esas alarak seslenmelidirler ki, Türk Milletinin güvenini kazanıp, seçilsinler.
Numan Aladağ diyor ki: ”Bir ülkede gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedebilmemiz için, ilk önce iktisadi demokrasinin kurulmuş olması gerekir. Siyasi partilerin varlığı, gerçek demokrasinin varlığını tamamlamaz.” Bunun bir örneği: Perakende sektöründe faaliyen gösteren binlerce mağaza zincirine sahip mağaza zincirleri, RAF bedeli şartıyla açıkça anarşik-ekonomik terör oluşturuluyor.
Üç R’nin bir dilimi olan raf bedeli şartı başta olmak üzere, o ülkede iktisadi demokrasinin mevcut olmadığını gösteriyor. İktisadi demokrasinin olmadığı bir ülkede, gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedilemez.
Raf bedeli şartı demek, Türkiye’nin sanayi ötesi toplum bir ülke olabilmiz için, en büyük bir engel olduğunun bilincinde olmalıyız.
Türk Milletinin, siyasi partilerden, seviyeli, millete huzur verici, güven verici, mücadele ve davranış beklemektedir. Hatırı sayılanlara özel ilgi gösterilpi iş ehline verilmediği zaman, o ülke için çok büyük bir tehlikedir.
Ey domuz eti ürünleri ile helal ürünleri aynı dolaba koyan ve raf bedeli şartı ile her türlü ahlaksızlıklara sebep olanlar: Hz. Muhammed ve Hadisleri kitabın yazarı, Abdulbaki Gölpınarı’nın Kasım 1964 yılında 3’cü baskının, 92’ci sayfasında 591 ci Hadis-i şerif-i: ”Kötü kişiyi anmaz, kötülüğünü söylemezseniz halk nereden bilecek onu? Kötü kişiyi kötülüğü ile anında halk, ondan çekinsin.”hadis-i şerifi esas alarak raf bedeli şartı liderliğini yapan kuruluşun faaliyetlerini, Türk Milleti olarak bilgi sahibi olmamız gerekir. Zamanında Fetönun yaptıklarına da dikkat edilmedi ve sonunu gördük. Raf bedeli şartı, Fetö kadar tehlikeli bir sistem olduğunu Türk kamuoyunu bilinçlendirmemiz gerir.
Her Türkün, Vatanını ve milletini sevdiğinden asla şüphe edilemez…
İktisadi Demokrasinin olmadığı bir ülkede ikilik, raf bedeli şartı, bölücülük, riyakarlık, her türlü ahlaksızlık, bozgunculuk, orada felaket…
Harici-dahili vatan haini, ”İhanet şebekeleri” önce, Australia-Silver şehri, Brokin Hill savaşında iki isimsiz Kahraman Türk’ün zaferini, Kore zaferini, 1974 Kıbrıs barış harekatında ki zaferini ve 15 Temmuz da, ruhunda taşıdıkları vatan kavramı, ruh ve iman kuvveti ile, çıkarcı “İhanet şebekelerin’e” haddini bildirmiştir.
Onun içindir ki, raf bedeli şartı ile anarşik-ekonomik terör oluşturmaya çalışanlar, Türk Milletinin bu zaferler tarihini iyi okuyup düşünmeleri gerekir. Tarihin barışmaz düşmanlareından olan raf bedeli şartını uygulayanlar, maddi gücüne güvenmesinler.
Ruhunda vatan sevgisi olanların, vatana hizmet etmesini Cenab-ı Allah, kendilerine nasip etsin. Devletin malına, Ay-yıldızlı Şanlı Türk Bayrağımıza, toprağımıza, vatanımıza göz dikip, çıkar amaçlı zarar verenleri Cenab-ı Allah, onları kahr-ı perişan etsin inşallah. AMİN
Cümle Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.
Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun