Ramazan Orucu ve şifa

Ramazan Orucu ve şifa
10 Haziran 2016 12:14

DEĞERLİ OKUYUCULAR Bugünkü sohbetimiz: Ramazan Orucu ve şifa, hakkında olacaktır.

 

 

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

 

EY YÜCE TÜRK İSLAM ALEMİ!

 

RAMAZAN-I ŞERİFİNİZ MÜBAREK OLSUN. CENAB-I ALLAH TEKRARINI NASİP ETSİN.

 

Ramazan ay’ı, ibadet ay’ıdır, rahmet ve mağfiret ayı’dır. Bereketi bol bir aydır. Bu ayın 12 ay içinde özel bir yeri vardır. Bu sebeple yıl içinde ayların Sultanı, olmuştur.

 

İnsanlığı sapıklıktan, cehaletten karanlıktan, vahşetten, yaşadığı Vatan sevgisini kalbinde taşıma da, doğru yola ve ilahi nura, ilme, medeniyete ve saadete ulaştıran Kur’an-ı Kerim, bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Yapılan hayır ve hasenata bu ayda, sayısız sevap verilmektedir.

 

MHTEREM MÜSLÜMANLAR!

 

Görülüyor ki, Orucun maddi, manevi ve sağlık çok büyük faydaları vardır. Ayrıca Oruç ibadetlerde olmayan meziyetlere de sahiptir.Çünkü O, bizi daima kötülüğe davet eden nefsi ve şeytani arzuları diğer ibadetlerden daha çok karar, hayvani kuvvetlerimizi daha çok zayıflatır. Onun için Oruç, insanı her türlü kötülükten koruyan bir kalkan, bir siperdir. Oruç insanı gözü ile harama bakmaktan, dili ile çirkin ve yalan sözler söylemekten, kulağı ile haram şeyler dinlemekten, midesini haram olan maddi kazanç ile dolduran, eli ile kötü iş yapmaktan ve ayağı ile kötü yerlere gitmeyi meneder. Oruç insanı sabır ve tahammüle alıştırır ve iradesini güçlendirerek, onu kemale erdirir. Oruç açlığı, susuzluğu, yoksulluğu bizlere tattırmak suretiyle fakir ve yoksullara karşı şefkat ve merhamet hislerimizi uyandırır ve onların durumlarını düşündürerek,bizleri çare bulmaya sev keder. Böylece toplumsal yardımlaşmaya yol açar. Fakir ve muhtaçların ihtiyaçlarının karşılanmasına, üzüntülerinin azalmasına vesile olur.

 

Oruç, nimetlerin değerini daha iyi anlayarak, onları veren Cenab-ı Allah’a daima şükredenlerden olmamızı sağlar, Oruç, nefsimizin hırs ve isteklerini kırar. Ruhumuzu yükseltir, kalbimizi nurlandırır ve Allah’ın rızasını kazandırır.

 

Rasülü Ekrem (s.a.v.), Mü’minlerin Ramazan-ı tebrik ettikten sonra, bu mübarek ayın fazileti hakkında onlara hitaben: ”Ümmetim Ramazan-ı şerifin feyzini ve yüksek şerefini bilmiş olsalardı, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi” buyurarak,Ramazan-ı şerifin ne kadar feyizli, kadrinin ne kadar ulvi, şerefin ne kadar yüksek olduğunu etkili bir şekilde ifade buyurmuşlardır.

 

Rajasthan-Rajsamand şehri: Hindistanlı Hindu asıllı tıp doktoru Madhav Kamal ile, Rajasthan Eyaleti Rajsamand şehrinde ki, polikniğinde elime batan çivi yerinin tedavisi için, müracaatımda tanışmak nasip oldu. Tanışmamız mübarek Ramazan ayı idi. Oruçluyum deyince Dr. Madhav, Teravih namazı ile ilgili şu bilgileri verdi: Siz Müslümanlar çok şanslı insanlarsınız. Allah sizlere büyük ödüller vermiştir. Bunun kıymetini biliniz.

 

Dr. Madhav’ın Teravih ve beş vakit namaz’ın modern tıp da ki, önemi: Namaz kılanlar da diz ve ve bel ağrısı çok nadir görülür. Günde 40 defa yatıp kalkmak ve 13 defa selam vererek boyun hareketi yapmak, modern tıp da önemlidir. Bir Hrıstiyan olarak, itiraf edeyim ki, hastalara ilaç yerine namaz kılmayı ve sebze-meyve’yi tavsiye etmek için engellerle karşı karşıyayız. Ne mutlu siz Müslümanlara ki, Allah’ın bu emirlerini yerine getiriyorsunuz. Dr. Madhav, dedi Müslümanların yoğun olduğu bölgede hekimlik yapıyorum. Allah nasip ederse ben de, Kelime-i Şahadet getirip Müslüman olacağım. Niçin Müslüman olacağım? Bir tıp Doktoru olarak, namaz kılanların müracaatları, kılmayanlara göre %70 daha azdır. Yani: Namaz kılmayanlar, daha çok Doktora başvuruyorlar. Güven duyduğum hastalarıma, iyileşmek istiyorsan, kimyasal ilaç yerine namaz kılmayı ve sebze-meyve tüketmeyi gizlice önerdim. Allah’a çok şükür çok iyi neticeler de aldım. Teravih namazı kılan insan, Ramazanda bağırsak gazı sıkışması ve eklem ağrısı sorunu yaşamaz ve daha bir çok faydaları vardır dedi.

 

Biz Müslümanlar olarak, Dr. Madhav Kamal’in dediklerini yabana atmayıp, riyakarlıktan kaçınıp, sadakat ve samimiyetle Cenab-ı Allah’ın emrettiklerini yapmalıyız. Müslümanlara yakışan da budur.

 

Hindistan-Rajasthan-Hanumangarh ilçesinden, çorba tarifi:

 

Malzeme (6 Kişilik): Dört veya Beş su bardağı Su, 400 Gram olgun domates, 150 gram pırasa, 150 gram yeşil-kırmızı taze biber, 100 gram taze Zencefil, 100 gram taze fasulye, Yumurta büyüklüğünde bir adet patates, 150 Gram yemeklik taze kabak, Bir adet limon kabuğu rendesi, 100 Gram pirinç veya bulgur, 8 Diş sarımsak, Yumurta büyüklüğünde 3 adet soğan, Bir yemek kaşığı tereyağı, Yarım Türk kahvesi fincanı Zeytinyağı, İkişer çay kaşığı Karabiber-Kekik-Acı biber-toz şeker ve isteğe bağlı yeterince tuz.

Hazırlanışı: 100 Gram bulgur veya pirinç, hafif ateşte yarı pişirilip süzülerek bir kaseye konur. Limon iyice yıkanarak kabuğu soyulur. Sebzeleri yıkayıp ceviz büyüklüğünde doğrayıp mutfak robotuna konur. Hepsini iyice çırpıp, tencereye boşaltın. Hafif ateşte pişirilip, indirmeye yakın Tereyağı ve Zeytinyağını ilave edip, on dakika daha pişirip indirilir.

NOT: Sebze yemekleri, vitamin, mineral ve besin değerlerini kaybetmemesi için, fazla pişirilmesine gerek yoktur. Pırasa bulamadıysanız merak etmeyiniz, gerek yok. Sebzenin çiğ kokusu gittikten sonra yeterlidir. Afiyet olsun.

 

Bu çorba, Oruç tutanların bağırsak gazı oluşumunu ve kabızlığı ortadan kaldırır. Oruç tutanlar için de, bağırsak gazı sorunu önem taşımaktadır. Bu çorbanın lezzetine bayılacaksınız.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve cümle Vatan şehitlerini Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Cenab-ı Allah, Yüce Türk İslam alemini, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) şefaat-i alilerine nail eyleyip Cennetini ve cemalini cümle İslam alemini affı ile muamele buyurduğu bahtiyar kullarından eylesin. Hastalara şifa, dertlilere deva borçlulara edalar versin.

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun