KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Türkiye olmasa Kıbrıs Ukrayna’ya döner

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Türkiye olmasa Kıbrıs Ukrayna’ya döner
13 Temmuz 2022 07:53

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Bizim buradaki varlığımızın yegâne teminatı Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğüdür. Ukrayna’ya baktığımızda da ne kadar haklı olduğumuzu gördük. Çünkü onların bir garantörü yok” dedi.

 

 

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre 2004’te, eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’dan adını alan Annan Planı devreye girdi. Plan, Türk ve Rum kesimleri olarak bölünen Kıbrıs adasının “bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini” öngörüyordu. KKTC’nin kurucu lideri Rauf Denktaş ise 16 Nisan 2004 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, “Bizim yerimizde olsaydınız, geleceğinizle böyle kumar oynar mıydınız? Anlaşma Rumlara Kıbrıs’ın tümüne sahip olma olanağı vermektedir. Bizi ana vatandan koparmaktadır. İki kesimliliği bozmakta, garantileri ortadan kaldırmakta, halkın yarısını göçmen yapmakta ve kalıcı derogasyonları (hukukta, bir yasanın bir bölümünün geçerliliğini ortadan kaldırmak) içermemektedir” sözleriyle tarihe not düşmüştü. Sonuçta yapılan referandumda Türk tarafından yüzde 64.91 oranında “evet”, Rum kesiminde ise yüzde 75.38 “hayır” oyu çıkmış ve bu sonuç karşısında Annan Planı yaşama geçmemişti.

 

 

ERSİN TATAR: HEDEFİMİZ İKİ DEVLET

 
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, o süreci ve sonrasını da şöyle özetliyor: Annan Planı… Rum tarafından eğer “evet” çıksaydı, bugün adada bizim aleyhimize çok farklı durumlar olacaktı. Ancak Rumların bizimle hiçbir şekilde ortaklığı kabul etmeyecekleri ortaya çıkınca, Türkiye’nin garantörlüğünün kabulü kendilerince kabul edilemez olunca, Annan Planı kabul görmedi. Planda her ne kadar AB’ye girme durumu olsa da ona da “hayır” dediler. En son Crans-Montana’da benden önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, görüşmelerde ekipleriyle birlikte, orada çoğu şeyi kabul ettikten sonra masa devriliyor. Çünkü en son kart “sıfır asker, sıfır garanti.” Türkiye adadaki garantörlüğü bırakacak, AB devralacak. Türk askeri de çekilecek. Mümkün değil. Kabul görmeyince de o iş de bitti.

 

 

“UKRAYNA ÖRNEĞİ”

 
Sonra ben seçildim. Ulusal Partisi Genel Başkanı olarak başbakanlıkta yaptığımız değerlendirmeler sonucu artık Kıbrıs’ta yeni bir dönem başladı. Yeni vizyon, yeni anlayış ve yeni siyaset… O da iki devlet. Çünkü Rumlarla bir ortaklık, Türkiye’nin buradan çekilmesi, bizim güvenliğimizi de buradaki varlığımızı da tehlikeye sokabilir. Bizim de bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bizim buradaki varlığımızın yegâne teminatı Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğüdür. Yeni siyaset de bunu kapsamaktadır. Yeni siyaset, egemenler eşitliğine dayalı eşit ulusal statü demektir. Ancak bunun kabulü ile müzakerelere geçilebilir. Bu siyaset anlayışında bugün Ukrayna’ya baktığımızda da ne kadar haklı olduğumuzu gördük. Bakınız ne hallere düştüler. Çünkü onların bir garantörü, onları koruyacak bir pozisyonları yok. Yeni siyasetimizin başarılı olması için de biz, Türkiye Cumhuriyeti ile çok yakın ilişkilerle yeni önerileri karşı tarafla, İngiltere’si ile de bütün devletlerle, paylaştık. Tabii ki zorluklarımız da var. 1960’larda ortaya koyduğumuz parametreler çerçevesinde de resmi müzakerelerin başlaması gerekir. O da iki toplumlu, iki bölgeli federasyon. Şu anda pek resmi görüşme olmadı ama diyalogdan yanayız.