Barış yalnızca silahların susması değil, tüm insanların sömürü, şiddet, ya da baskı olmadan birlikte yaşaması da demektir. Barış hepimizin sorumluluğu ve görevidir. Bir barış politikası ticaret, endüstri, çevrebilim, kültür ve insan haklarında uluslararası işbirliğini de kapsar. Barış politikası barışı özendiren eğitim çalışmalarıyla da desteklenmelidir.
 

Dr.Ali Arif Özzeybek H&H YORUM

Hem ulusal, hem de uluslararası ölçekte adalet ülküsünün gerçekleştirilebilmesi için dünyadaki bütün makro ve mikro düzeydeki çatışmaların en alt dereceye indirilmesi gereği vardır. Bu herkese düşen evrensel bir ödevdir. Çatışmaların en aza indirilmesi dünya toplumları arasımdaki etkileşimin en üst düzeye çıkarılmasını gerektirir. Çünkü çatışma etkileşimi imkansız kılan ana unsurlardan biridir. Dolayısıyla birbirini anlayabilen, ihtilaf alanlarına uluslararası hukuk ve hakkaniyet düzleminde çözüm arayabilen bir düzenin kurulması için, toplumlar arasında diyalog ve iletişimin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
 
 
 
Türkiye işte bu misyona, yani dünya barışı için önderlik etme misyonuna sahip bir vizyonla yönetilmelidir. Türkiye bir dünya gücü olduğuna inananlarca yönetilmelidir. CHP'ın bu ülkeye getirdiği şey işte bu vizyondur: Ülkesinin bir dünya gücü olarak potansiyelinin, gücünün, tarihsel birikiminin farkında olmak. CHP'ın bu ülkeye getireceği şey işte bu anlamda özgürlüktür, cesarettir, bilgidir, birikimdir, ufuktur.
 
 
 
Barışın korunması ve sürdürülebilmesinde etkili ve söz sahibi, bölgesel ve küresel sorunlarda ön alabilen, inisiyatif kullanabilen bir devlet için tehdit gücü yüksek, caydırıcı bir orduya sahip olmak bir gerekliliktir. Böyle bir ordu etkin vurucu gücü ve hareket kabiliyeti yüksek, farklı koşullara ve uluslararası misyonlara kolayca adapte olabilen ve saygın, dolayısıyla saygınlık ve caydırıcılığı bir arada barındıran bir ordudur.