Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pislemiştir

Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pislemiştir
22 Mart 2017 11:03

Yazının başlığı tam çevirisi ile bir Hint atasözüdür ve bir çok hakikati ifade etmekle beraber, milletçe parlamenter demokratik rejimin yok edilip tek adam diktatörlüğüne gidilmesi yolunda 16 Nisan 2017 günü yapılacak referandumda özel olarak bizi daha çok ve yalın şekilde doğrudan ilgilendirmektedir.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Dünyada krallık rejimlerinin yıkılıp yerlerine aşama aşama önce sadece yasaların egemen olduğu, sonra yasalarla birlikte demokratik kurallarla birlikte ülkelerin yönetildiği aşamalarda, bu süreçlerin her döneminde bazı ülkelerde diktatör yöneticiler çıkarak filin ekin tarlasını çiğnediği gibi anayasa ve yasaları her gün her dakika çiğneyip kitleleri ezip, demir yumrukla yöneterek haklarını her türlü zorbalık yöntemleriyle gasp etmiştir.

 

 

Neler yapmış olabilir bu diktatörler.

 

 

Yukarıda belirttiğim gibi ilkönce anayasa ve yasaları toptan rafa kaldırarak ayaklarının altında dolaşmasını engelleyerek çıkarlarına uygun yasa dışı kararlarla, eğer adına yönetmek denirse ülkeyi ve yurttaşları yönetmeye başlar.

 

 

Yani diktatörlüğün anahtarı önce anayasa ve yasaları rafa kaldırmaktır.

 

 

Bundan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir.

 

 

Ne yapar bu durumda diktatör?

 

 

Milletin değil de, kendi egemenliği için tehlikeli gördüğü kişileri, grupları teker teker ve/veya toptan hapse tıkar.

 

 

Daha neler yapar?

 

 

Öldürtür-dışarıda ve/hapishanede-

 

 

İşinden atar-hem de on binlerce, yüz binlerce birde.

 

 

Mallarına, şirketlerine, bankadaki paralarına ve taşınır, taşınmaz tüm servetine el koyar; bunların kayyımlığını da etrafında yalakalık yapıp kuyruk sallayan çıkarcı adamlarına verir.

 

 

Düşmanlar ülkenin topraklarını savaşsız olarak işgal ettiği halde uluslar arası arenada teröre yardım ve yataklıktan suçlanacağını bildiği için asla bir şey yapmaz, gıkını bile çıkaramaz, yani ülkenin ve milletin alimenfaatlarını(yüksek çıkarları) kendi kişisel çıkarlarını korumak için kullanır.

 

 

Tüm dünya milletlerinin paylaşması gereken sığınmacıları toptan kendi ülkesine milyonlarcasını doldurarak ülkenin toplumsal, ekonomik, kültürel, demografik yapısını düşmanların bile yapamayacağı şekilde bozar.

 

 

Diktatörün buna zorunluluğu vardır çünkü BM Uluslar arası Ceza Mahkemesi’ni ilgilendire çok ağır cürümleri(suç) vardır, sürekli yargılanma korkusu içindedir.

 

 

Kendi cürümlerinin unutulması gayesi ile dünyayı karıştırmak adına terör unsurlarına silah ve mühimmat olarak sürekli yardım yapar ama onlara düşmanmış numaraları göstermekten de hiç geri kalmaz.

 

 

Tarihsel sürecin hangi döneminde ve hangi ülkede gelmiş olursa olsun, tüm diktatörler ağır cürümler işlemişlerdir, bilhassa yukarıda zikrettiklerim olmak üzere.

 

 

Diktatörün kendini koruma adına yaptığı en önemli işi demokrasi öncesi krallık rejiminde bile olmayan kral yetkilerini uhdesinde toplamak için referandum yoluyla anayasal maddeler ve yasalar çıkarır.

 

 

Sonra da bu yetkileri bana millet verdi naralarıyla insanlık tarihinin yüz karası yabanıl(vahşi) zulümlerine başlar.

 

 

Bilhassa, referandumun kendi istenci (irade) doğrultusunda çıkması için seçmene, muhalefet parti lider ve mensuplarına her türlü hakareti yapar ve onları çeşitli yöntemlerle korkutur.

 

 

Diktatörler halkı korkutma işlerini kendine bağlı itlerini medya ve sosyal medyada havlatarak yaptırır.

 

 

Silahlardan, öldürmekten ve kan dökmekten bahsettirir itlerine.

 

 

Tabiî ki bunların hepsi psikolojik harekat usulleridir.

 

 

Çünkü diktatör itleri o kadar korkaklardır ki, tehlikeyi anladıkları an meydanı terk ederler hatta analarının tumanları içine saklanırlar.

 

 

Aslında diktatörler başında bulundukları ülkeyi çok uzun yıllardır yönetmektedirler ama aşırı korku yüzünden üzerlerine demir teller çekilmiş aşılmaz kalın duvarlar misali ağır cürümlerinden yargılanmamak için kendilerini tam güven içinde hissetmek için demokrasi ve hukuk devletine taban tabana zıt anayasal ve yasal metinlere halka zorla ‘’evet’’ dedirtirler.

 

 

Yani oturdukları koltuğa uzun yıllardır birikmiş olarak def-i hacet yapmışlardır.

 

 

Bu def-i hacet çöplüğünü halka ‘’evet’’ mührü ile onaylatmak istemektedirler.

 

 

Diktatörler işte bu nedenle oturdukları koltuktan asla kalkmak istemezler.

 

 

‘’Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pislemiştir’’ Hint atasözü diktatörlerin sıkıntılarını ve bu nedenle zulümlerini net olarak açıklamaktadır.

 

 

Ben 16 Nisan 2017’de yapılacak tek adam diktatörlüğüne götürecek anayasa referandumunun maddeleri ile ilgili yazmayı bile milletme ve şahsıma hakaret sayıyorum.

 

 

Çünkü paçavra anayasa metni hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırıcı, hem kurucu iradeyi belleklerden silici, hem de tüm dünyaya, gelecek nesilleri de dikkate alırsak, yeni ve insanlık için çok tehlikeli diktatörlerin sunulması demektir.

 

 

Bir defa şu sosyolojik yasayı hemen kaydedelim.

 

 

İslam ülkelerinin tümünde başkanlık sistemi kısa sürede diktatörlüğe dönüşür.

 

 

Neden?

 

 

Ta genlere kadar işlemiş biat kültüründen dolayı.

 

 

Kuran ve Peygamber hadislerinde ‘’yöneticilerinize itaat edin…’’ anlamıyla çok açık emirler vardır.

 

 

Ortaçağda böyle bir emre gereksinim olabilir.

 

 

Ama demokrasilerde yöneticilerin kendisi bizzat halktır.

 

 

Bu hakkını seçim yoluyla başkalarına devrederek kullanır.

 

 

Bazı yayınlardan anlaşılıyor ki, Avrupa siyasetçi ve aydınları Türkiye’nin içinde bulunduğu ve yakın gelecekte kendilerini de sarsacak diktatörlük tehlikesinin henüz ayırdında değiller.

 

 

Kodeslere tıkılması sonucu Türk aydını o kadar korkutulmuş ki, Avrupa’yı yeterli bilgilerle aydınlatmadığı gibi, yöneticilerine bir de tekmil verme zorunda hissediyor kendini.

 

 

Referanduma sayılı günler kala üstünde oturulduğu için koltukta birikmiş çöplük yığınının analizi yapılarak seçmene anlatılırsa çok daha etkili olacak ve ‘’hayır’’ galip gelecektir.

 

 

Tabi referandum iptal edilmezse!

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!