Belirsizlik içinde eğitim ‘algısı’

Belirsizlik içinde eğitim ‘algısı’
16 Nisan 2023 10:44

Bakan Özer’in Hatay ve Adıyaman’da eğitiminin başlayacağını duyurmasına öğretmenler tepkili. Belirsizliğin hâkim olduğuna dikkat çeken eğitimciler, “Yaptım oldu diyerek hareket ediyorlar, mesele algı yönetmek” dedi.

 

 

Birgün’den Asena Tunca’nın haberine göre Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Maraş merkezli depremlerde en ağır hasar alan illerden Hatay ve Adıyaman’ın tüm ilçelerindeki okulların ara tatilin ardından açılacağını duyurdu.

“24 Nisan tarihi itibarıyla artık ülkemizde 81 ilde merkez ve ilçelerde hiçbir eksiklik kalmadan, eğitim öğretim kaldığı yerden devam etmiş olacak” diyen Özer’in açıklamalarını samimi bulmadıklarını belirten Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş ve Adıyaman Şube Başkanı Abdullah Demir bölgedeki durumu anlattı.

 

 

MESELE ÇÖZÜM DEĞİL

 

 

Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, “Yapılmak istenen sağlıklı bir eğitimden ziyade bir algı yönetmek” diyerek Hatay’daki durum için şu ifadeleri kullandı: “On gün kadar önce İskenderun’da yaklaşık 30 okul açılmıştı. Şimdi de Antakya, Samandağ ve Defne’de az hasarlı yaklaşık 55 okulu açmayı düşünüyorlar. Geçen hafta bunu planlamaya çalıştılar. Kaç öğretmenin idari izinli olduğunu planlamaya çalışıyorlar. Evler oturulamayacak durumda, belirsizlik çok. Öncesinde 7 ilçede okullar açılmıştı. Öğretmenlere çadır vermişler, ‘Onu da kendiniz kurun’ demişler. Hijyen problemi hâlâ sürüyor. Reyhanlı’da bazı az hasarlı okullarda eğitim yapılıyor. Duvarlar çatlak, çocuklarda travmayı tetikliyor. Sorunu çözmeye değil algı yönetmeye çalışıyorlar. ‘Biz okulları açtık’ demek istiyorlar.”

 
Mevcut eğitim imkânlarının da sağlıklı olmadığını kaydeden Tıraş, “Tamamen yıkılmış okullar var. Herhangi bir konteyner de temin edilmedi. Sağlıklı bir öğrenme ortamı yok. Örneğin 3 gün önce epey yağmur yağdı, çadırlara su doldu. Hızlıca konteyner okul yapılmalı ve öğretmenlerin barınma sorunu çözülmeliydi. Hiçbir altyapı yok. Yalnızca ‘Öğretmenler gelsin, başlasın’ deniyor. Öğretmenler gelemiyor, öğrenci katılımı az. Sonuçta biz depremzedeyiz, travmayı yaşadık. Kimse nerede kalacağını bilmiyor. Belirsizlik hâkim” dedi.

 
Merkezde yaşam alanı kalmadığını anlatan Tıraş, “Defne’de sağlam kalan 4 okuldan 3’ünü valilik, emniyet ve kaymakamlık kullanıyor. Bir okulun bahçesi de karakol olarak kullanılıyor. Samimi olsalardı bu binalar eğitime tahsis edilirdi. Biz bu binaları nasıl kullanacağız? Biz de okulların açılmasını istiyoruz ama sağlıklı ortamlarda” diye konuştu.

Eğitim Sen Adıyaman Şube Başkanı Abdullah Demir ise, “Baştan beri okulların açılmasının hayatın normalleşmesi için önemini vurguluyoruz. Okulların yarısı kullanılamayacak durumda. Alelacele orta ve az hasarlı okulları tadilata aldılar ancak süreç sağlıklı yürütülmedi. Okulları gezdiğimizde çatlak ve benzeri hasarların alçıyla kapatılıp üzerlerinin boya ile kapatılarak geçiştirildiğini gördük. Bir an önce normalmiş gibi göstererek okulları hemen açmak istediler. Normalde güçlendirme yapılmalıyken üzerini örttüler yalnızca” dedi.

 

 
KAOTİK ORTAM OLACAK

 

 

“Hedeflenen normal okul binaları içinde eğitime geçilmesi” diyen Demir şunları söyledi: “Bazı okullar 4-5 katlı. Öğrenci ve öğretmenler psikolojik olarak bu binalara girmeye hazır değil. Bu insanlara öncelikle depremzede. İl Milli Eğitim müdürü ile defalarca görüştük. Valiyle iletişim kuramadık. Şube başkanları da ‘Yukardan bir baskı var. Biz verilen talimatı uyguluyoruz’ diyor. Öğretmenlerin barınma sorununa buldukları çözümler yetersiz. Önceki gün itibarıyla yayımlanan genelgede 48 aylık çocuğu olan öğretmen kadın ise idari izinli olacak ancak ek bir şart getirmişler, bu öğretmenin aynı zamanda evi orta veya ağır hasarlı olacak. Ev ağır veya orta hasarlı değilse 48 aylık bebeği varsa bile öğretmen gelmek zorunda. Pansiyonlu okulların öğretmenlere açıldığını belirttiler. Orada da çocuklu öğretmenler için sıkıntı var. Şehir merkezine 5-6 kilometre uzaklıktaki Beşpınar’da 50-60 çadır tahsis edildiğini, ailesi olan öğretmenlerin buraya yerleştirileceğini söylediler. Bu çadır sayısı problemi gidermez. Büyük bir kaotik ortam oluşacak. Öğrenci ve öğretmen istatistiklerini toplayıp sayıya göre her mahalle için bir okul belirlenmesi ve planlama yapılmasıyla mağduriyetler giderilebilirdi. Bunu yapmak yerine ‘yaptım, oldu’ dediler.”