Kültür anlayışımız

Kültür anlayışımız
29 Ocak 2014 12:02

Saygıdeğer okuyucular! Yazımızın konusu, Kültür anlayışımız hakkında olacaktır.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Yazımıza Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, sözleri ile başlayalım: ”Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır; biri Vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran kültür ordusudur. Bir ulusun kültür düzeyi üç alanda; devlet, düşünce ve ekonomi alanlarındaki çalışma ve başarılarının sonuçlarıyla ölçülür. Bir ulus savaş alanlarında ne denli zafer elde ederse etsin, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi, ancak kültür ordusuyla olur.” diyor.

 

Numan Aladağ, ”Kültür sahibi olmak isteyen bir insanın, ilk önce vicdan muhasebesi ahlakına sahip olması gerekir. Ulaşacağı ilk hedefi de tedbirdir. Kavrama kabiliyeti zayıf bir insan, anlık düşüncelerle meşgul olur, kültürlü insan hissetmek, mükemmelliğe ulaşmak, çalışarak üretmek, fazilet ve idrak nuru peşinde gitmek ister” diyor.

 

Kültürü ve edebiyatı olmayan, bir milletin varlığından bahsedip kabullenebilir misiniz? Bazı ülkelerde, şive lehçe farklılıklarını millete dönüştürme faaliyetleri sergileniyor. Bazı ihanet şebekeleri Türkiye’de eğitimin devlet kontrolünde olmasını hazmedemeyerek perde arkası, Türkçe, Arapça, Farsça ve İngilizce karışımı olan lehçeyi bir millet dili haline dönüştürüp, varlığını bu dört karma dil üzerine dershaneler açıp, sözde kültür ve edebiyatını dünya kamuoyuna kabul ettirme çabalarını göstermektedirler. Ayrıca ülkemizin bazı bölgelerinde, bazı coğrafik nedenlerle pratik Arapça konuşan ve Arapça okuyup yazması olmayan iyi niyetli vatandaşlarımızı, kendi çıkarları uğruna istismar ederek, makam ve mevkilere ulaşabilme peşindeler.

 

KÜLTÜR NEDİR?

 

Kültür; körlerin deveyi tanımladığı gibi, her düşünür kültürü başka türlü anlatılmıştır. Ülkemizde bir çok alanlarda maddi ve manevi gelişmeler ve bir ”Kültür Bakanlığı” kurulduğu için ”Kültür” ün ne olduğu üzerinde durmak, kültür anlayışını aydınlatıp, yaymak ve hatta, her Türk vatandaşını, kültürle aşılamak gerekmektedir.

 

Türkiye de insanların çoğu, ”Kültürün” ”Bilgi” olduğunu sanırlar; kültür, bilgi değildir. Bilgiyi unutabilirsiniz, oysa kültür Kalıcıdır. İşte kültür ile, bilgi arasındaki uyuşmazlık buradadır: Kültür, bütün bildiklerimizi unuttuğumuz zaman, bizde kalan selülozdur (Posa). Böyle olunca, kültürsüz bir bilgin veya kültürlü bir bilgisiz düşünülebilir. Bir Millet medeniyetini değiştirebilir, ancak kültür millidir.

 

Kültür sözcüğünün kökü latince ”Cultura” dır; ilk anlamı toprağı sürüp, ekmektir. Türk düşünürleri kültür karşılığı ”Hars” kullanmışlar. Hars Arapça da toprağı sürüp, ekmek anlamını taşıyor. Büyük sosyoloğumuz Ziya Gökalp, ”Türk Harsi” üzerinde çok durmuş. Romalı Cicero, kültürü ruh eğitimi ve asilleşme anlamına kullandı.

 

KÜLTÜR VE ÇEŞİTLİ KULLANILIŞLAR:

 

Kültürü tarihçiler; uygarlık, felsefeciler; düşünceyi geliştirmek, biyologlar; bir hücreyi veya organizmayı türetmek, botanikçiler; bir bitki kültürünü geliştirmek, eğitimciler; bir insanı yüceltmek, sosyologlar ise; insanla çevresi arasındaki ilişkilerin değerlenmesi anlamında kullanırlar.

 

Kültürün ekonomi, sosyoloji ve eğitim gibi toplumla ilgili bilimlerde kullanıldığı alanları beraber sıralayabiliriz:

 

1- Bir toplum içinde yaşayan kişilerin doğuştan gelen beslenme, konaklama, giyim, korunma ve toplumun diğer varlıklarına bağlanma gibi köklü ihtiyaçlarını gidermek için çevresi içinde yaptığı çabaların hepsi kültürdür.

 

2- İnsanın yaşayışını sağlayan bütün teknik araçlar, küçük sanatlar faaliyetlerindeki çalışmalar; yerleşme, iletişim, vasıtalar, yayın v.s’ yaratan vasıtalar, bilgi elamanları, din, ahlak, politika düzenleri ile kuruşları sanat alanındaki gayretler-çabalar ve yaratılar da kültürdür. Bunlara kültürün ürünleri (meyveleri) de diyoruz.

 

3- İnsanın manevi varlığını, kişiliğini inceltmek, asilleştirmek, yüceltmek doğuştan gelen  içgüdülerini yontarak, olgunlaştırmak için yaptığı gayret ve çabalar da kültürdür. İnsanın dilinin, biliminin asilleşmesi için gösterdiği faaliyet, zekasını düşüncelerle güçlenmesi kültürdür. Kültürün insana yönelen bir amacı da, onun görüş, duyum, oluş tutumlarını arındırmak ve çevresi ile olan ilişkilerine aklın şekil vermesini sağlamaktır.

 

DÜŞÜNCELERİN KÜLTÜRE BAKIŞLARI:

 

”Kültür bir taraftan sanat, bilim, din-ahlak, hukuk ve iktisattır (Ekonomi). Diğer taraftan organizlasyonların dış görünüşüdür. Yani bencillikten uzak olup, birlik beraberlik, egemenlik, devlet, cemaat de birer kültürdür. Diğer bir anlama göre kültür yüksek bir uygarlığın ürünleridir. ” Edebiyat, sanat, felsefe ve bilim alanındaki ürünler, kültür ağacının meyveleridir. Bu eserleri yaratan vicdan sahibi, sanatkar ve bilim adamları da kültürün meyveleridir.

 

Demek oluyor ki, kültür, sosyal bir miras, toplumların tutumları, değer verdiği ideallerin toplamı ,manevi ürünler, öğrenme, üretme ve yaratma yeteknekleridir. Kültür, insanların meydana getirdiği eserler, yanlızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, düşünce fikir ve sembollerdir. Kültür bizden önce yaşayanların deneyleri, görgüleri bilgilerdir ki, bunlar bize öğrenme üretme ve çalışma yoluyla geçerler; Bizde bunları uygulayarak kendi bilgi-beceri, kabiliyet ve tecrübelerimizi ekleyerek, bizden sonraki nesillere devrederiz.

 

Kültür insanlara özgedir, onları hayvanlıklarından uzaklaştırarak, olgun insanlığa yönelten mayadır.

 

Her insan dünyaya ruh, bilgi tutum bakımından yontulmamış olarak gelir. İnsanı yontan toplumdur. Toplum, doğum yolu ile arasına katılan buham kişiyi etkileyerek kendi çağına ulaştırmaya çalışır. Toplum bu işi gelenekleri, düzenlere, görgüleri, ahlakı, yaratıp ulaştığı bilgi ile eğiterek yapar. Kültür bir bakıma insanın eğitilip, oluşturulması, bir bakıma oluşmuş insanın ortaya koyduğu eserlerdir. Bu eserlerin toplumunu millete mal ettiğimiz zaman, onun sahip olduğu gelenekleri, yarattığı düzenler, eserler teknikle beraber uygarlık doğar ve sanayi ötesi toplum bir ülke oluruz. Kültür kişiye insanlarla olan ilişkilerini vicdan muhasebesi yaparak en iyi şekilde düzenleme yeteneği verir. En kültürlü insan bu ilişkilerini en iyi şekilde düzenleyen, topluma uyup, ona eser veren, hizmet edendir.

 

Kültür böylece kişilerin toplum içindeki yaşayışına yön verir. Toplumun içinde bir takım problemler doğacak olursa, kültür onlara sağlam bir akıl ile çözüm yolları gösterir. Kişilere sosyal bir benlik, manevi bir değer ve hüviyet kazandırır. Kültür insanları Allah’tan korkmaya, kinlerden, nefretlerden, kızgınlıklardan, cüzdan muhasebesi yapmaktan arındırır ve ruhunda daima vicdan muhasebesi yaparak, onları seven, yapan, üreten olgun bir insan haline getirir.

 

Türkiye’de kuvvetli ve köklü bir yerli kültürün varlığı tartışılmaz. Bu kültür parçalanmıştır ve günden güne eski bütünlüğünü kaybetmektedir; ama hala insanlarımıza başıboş değişmeye direnme gücü verecek kadar ayaktadır. Türkiye’de milli bünyeyi kuvvetlendirici tedbirler üzerinde çalışılması gereklidir.

 

Vatan şehitlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa kemal Atatürk’ü rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara acil şifalar dileriz.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun