Hrant Dink

Hrant Dink
19 Ocak 2012 09:08

Uludere'nin gündeme ve vicdanlara oturduğu günleri yaşarken bir 19 Ocak daha geldi! Hrant Dink'i kaybedeli 5yıl oldu.Üzülmeye,tartışmaya hesaplaşmaya ve sorgulamaya devam ediyoruz…

Hrant !
Türkiye'deki adıyla Fırat !
Daha 50'sindeyken karanlık güçleri arkasına alan bir cinayetle,yıllarca emek verdiği Agos'un önünde silahlı saldırı sonucu 2007 yılında aramızdan ayrılmıştı.Ankara'da İstanbul'a göre daha az bilinirdi,çok okumazdı aydın dostlar Hrant'ı.Bense lise talebesiyken birkaç kez TV de tartışma programında görüp, göz ucuyla seyretmiştim kendisini.Birde emek verdiği ve genel yayın yönetmenliğini üstlendiği gazete olan Agos'a birkaç seçkin kitabevinde rastlamıştım.Velhasıl yeterince tanımıyordum Dink'i ve Agos'u.Fakat onu kaybettiğimizde derinden üzülmüştüm.Basın özgürlüğünde havlu atmış,Osmanlı'dan bu yana basın şehitleri vermiş bir coğrafyada Hrant'ın öldürülmesi acımızı ve kaygılarımızı daha da artırmış ve yüreklerimizi dağlamıştı…Yaşananlar en başta Hrant Dink'in ailesi olmak üzere hiç kimsenin kabul edemeyeceği,dayanamayacağı bir acı,bir ayıptı !

Barışa,demokrasi ve özgürlüklere düşen gölge Hrant'ın yakınlarına ve aydın dostlara göre arkasında karanlık güçlerin olduğu taşeron bir cinayetle gelmiş;öfkenin,isyanın,üzüntünün teslim aldığı adalet isteyen kalabalık Agos'un önünde toplanmıştı.İşte o günden sonra her 19 Ocak acı bir gün,küresel barış karşıtlığının yüzümüze çarptığı bir tarih olarak hafızalarımızda yer etti.Çünkü 19 Ocak 2007'de Agos'un önünde vurulan yalnızca bir Ermeni gazeteci değildi! Bir Türk,bir Kürt,bir Ermeni,bir Katolik,bir Müslüman'dı.Ama önce insandı ve onun adı HRANTTI !

Ermenistan'daki Türk,Türkiye'deki Ermeni karşıtlığını önlemek için uçan kuşla mücadele etti,yeri geldi Diasporaya bile kafa tuttu.Devamını sevgili Hrant anlatsın : ''Türkiyeliyim…Ermeni'yim…İliklerime kadar da Anadoluluyum.Bir gün dahi olsa,ülkemi terk edip geleceğimi ''Batı''denilen o ''hazır özgürlükler cenneti''nde kurmayı,başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere,sülük misali yamanmayı düşünmedim.Kendi ülkemi de o türden özgürlükler cennetine dönüştürmek ise temel kaygım oldu.''
''Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım,bedelini ödedim,hala da ödüyorum…''(1)

Bedeli bu olmamalıydı Hrant…

Uludere'nin gündeme ve vicdanlara oturduğu günleri yaşarken  bir 19 Ocak daha geldi! Hrant Dink'i kaybedeli 5yıl oldu.Üzülmeye,tartışmaya hesaplaşmaya ve sorgulamaya devam ediyoruz…



 
  Hrant !



  Türkiye'deki adıyla Fırat !



  Daha 50'sindeyken karanlık güçleri arkasına alan bir cinayetle,yıllarca emek verdiği Agos'un önünde silahlı saldırı sonucu 2007 yılında aramızdan ayrılmıştı.Ankara'da İstanbul'a göre daha az bilinirdi,çok okumazdı aydın dostlar Hrant'ı.Bense lise talebesiyken birkaç kez TV de tartışma programında görüp, göz ucuyla seyretmiştim kendisini.Birde emek verdiği ve genel yayın yönetmenliğini üstlendiği gazete olan Agos'a birkaç seçkin kitabevinde rastlamıştım.Velhasıl yeterince tanımıyordum Dink'i ve Agos'u.Fakat onu kaybettiğimizde derinden üzülmüştüm.Basın özgürlüğünde havlu atmış,Osmanlı'dan bu yana basın şehitleri vermiş bir coğrafyada Hrant'ın öldürülmesi acımızı ve kaygılarımızı daha da artırmış ve yüreklerimizi dağlamıştı…Yaşananlar en başta Hrant Dink'in ailesi olmak üzere hiç kimsenin kabul edemeyeceği,dayanamayacağı bir acı,bir ayıptı !



 
  Barışa,demokrasi  ve özgürlüklere düşen gölge Hrant'ın yakınlarına ve aydın dostlara göre arkasında karanlık güçlerin olduğu taşeron bir cinayetle gelmiş;öfkenin,isyanın,üzüntünün teslim aldığı adalet isteyen kalabalık Agos'un önünde toplanmıştı.İşte o günden sonra her 19 Ocak acı bir gün,küresel barış karşıtlığının yüzümüze çarptığı bir tarih olarak hafızalarımızda yer etti.Çünkü 19 Ocak 2007'de Agos'un önünde vurulan yalnızca bir Ermeni gazeteci değildi! Bir Türk,bir Kürt,bir Ermeni,bir Katolik,bir Müslüman'dı.Ama önce insandı ve onun adı HRANTTI !



 
  Ermenistan'daki Türk,Türkiye'deki Ermeni karşıtlığını önlemek için uçan kuşla mücadele etti,yeri geldi Diasporaya bile kafa tuttu.Devamını sevgili Hrant anlatsın : ''Türkiyeliyim…Ermeni'yim…İliklerime kadar da Anadoluluyum.Bir gün dahi olsa,ülkemi terk edip geleceğimi ''Batı''denilen o ''hazır özgürlükler cenneti''nde kurmayı,başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere,sülük misali yamanmayı düşünmedim.Kendi ülkemi de o türden özgürlükler cennetine dönüştürmek ise temel kaygım oldu.''



  ''Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım,bedelini ödedim,hala da ödüyorum…''(1)



 
  Bedeli bu olmamalıydı Hrant…


 


HH – Osman Ercan


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)