Son günlerde TİMAŞ tarafından yayınlanan Osman Öndeş'in yayına hazırladığı 'Vahdettin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor' isimli kitap medyamızda epey yankı bulmuş gözüküyor. Ulusal medyamıza yansıdığına göre kitapta Mustafa Kemal Paşa Samsun'a gitmeden önce dönemin sadrazamı Damad Ferid Paşa ve Bahriye Nazırı Ahmed Avni Paşa'nın hazır bulundukları sırada Kur'an üzerine yemin ederek sadakatlerini Padişah Vahdettin'e sunmaktadır.

Bu olayın üzerine medyamızdaki malum zevat Mustafa Kemal ATATÜRK'ün milli mücadeledeki yerini küçültmeye İngiliz zırhlısı ile vatan toprağını terk eden son padişah Vahdettin'e milli mücadeleden pay çıkarılmaya çalışılmaktadır.

Ancak öncelikle şunu belirtmek isterim ki, sözü geçen Avni Paşa hatıralarını ne zaman, hangi şartlarda yazdığı bilinmeden böyle bir olay hakkında yorum yapmak tarihi gerçeklerle bağdaşmaz. Avni Paşa Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarında Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olduğu zaman Albay rütbesinde Menzil Müfettişi olarak görev almaktadır. Mustafa Kemal Avni Bey'den memnun olmadığı için olsa gerek kendisine daha önemsiz görevler vermiştir. Mütareke'nin imzalanmasından sonra Damad Ferid Paşa kabinelerinde Harbiye Nazırı Şakir Paşa'nın damadı olmasında dolayı kendisine önce Nafia Nazırı ve sonra da Bahriye Nazırı olarak görev almıştır. Daha sonraları da Padişah Vahdettin'in başyaverliğine getirilmiştir. Vahdettin'i çok yakın olmasından dolayı Lozan Antlaşması'ndan sonra yeni Türk devleti tarafından istenmeyen 150 kişilik listeye girmiş ve Türkiye'ye girişi yasaklanmıştır.

Avni Paşa'nı Mustafa Kemal ile ilişkileri değerlendirildiğinde önce kendinden yaşça küçük olan bir subayın idaresinde çalışmış ve o subay tarafından daha önemsiz bir göreve çekilmiş, daha sonra velinimeti olan Vahdettin'e karşı gelip milli mücadeleyi başlatmış ve başarı olmuş. Bütün malını, mülkünü İstanbul'da bırakarak Türkiye'den çıkarılmış bir insanın Mustafa Kemal Paşa'nın rolünü küçültmek için olayları üstünden çok süre geçtikten sonra yazdığı anlaşılan hatırlarına temkinli bakmak gerekir.

Tarihin akışına baktığımız zaman Mustafa Kemal Paşa böyle bir yemin etmiş olsa bile tarihsel gerçeklik değişmeyecektir. Mustafa Kemal Paşa bütün apoletlerini sökerek milletin bir ferdi olarak vatanın düşmandan kurtulması için canı pahasına bir mücadeleye girişmiş; Padişah Vahdettin ise 57 yıllık saray hayatından sonra bir anlamda hazırlık olarak itildiği padişahlık mevkiinde ülkenin kurtuluşunu muzaffer İtilaf devletlerinin Osmanlı Devleti üzerinde düşündüğü tasarımlara harfiyen uymakta bulmuştur. Bu iki insan arasındaki fark gün ile gece kadar belirgindir.

Son günlerde TİMAŞ tarafından yayınlanan Osman Öndeş'in yayına hazırladığı 'Vahdettin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor' isimli kitap medyamızda epey yankı bulmuş gözüküyor. Ulusal medyamıza yansıdığına göre kitapta Mustafa Kemal Paşa Samsun'a gitmeden önce dönemin sadrazamı Damad Ferid Paşa ve Bahriye Nazırı Ahmed Avni Paşa'nın hazır bulundukları sırada Kur'an üzerine yemin ederek sadakatlerini Padişah Vahdettin'e sunmaktadır.

 

Bu olayın üzerine medyamızdaki malum zevat Mustafa Kemal ATATÜRK'ün milli mücadeledeki yerini küçültmeye İngiliz zırhlısı ile vatan toprağını terk eden son padişah Vahdettin'e milli mücadeleden pay çıkarılmaya çalışılmaktadır.

 

Ancak öncelikle şunu belirtmek isterim ki, sözü geçen Avni Paşa hatıralarını ne zaman, hangi şartlarda yazdığı bilinmeden böyle bir olay hakkında yorum yapmak tarihi gerçeklerle bağdaşmaz. Avni Paşa Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarında Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olduğu  zaman Albay rütbesinde Menzil Müfettişi olarak görev almaktadır. Mustafa Kemal Avni Bey'den memnun olmadığı için olsa gerek kendisine daha önemsiz görevler vermiştir. Mütareke'nin imzalanmasından sonra Damad Ferid Paşa kabinelerinde Harbiye Nazırı Şakir Paşa'nın damadı olmasında dolayı kendisine önce Nafia Nazırı ve sonra da Bahriye Nazırı olarak görev almıştır. Daha sonraları da Padişah Vahdettin'in başyaverliğine getirilmiştir. Vahdettin'i çok yakın olmasından dolayı Lozan Antlaşması'ndan sonra yeni Türk devleti tarafından istenmeyen 150 kişilik listeye girmiş ve Türkiye'ye girişi yasaklanmıştır.

 

Avni Paşa'nı Mustafa Kemal ile ilişkileri değerlendirildiğinde önce kendinden yaşça küçük olan bir subayın idaresinde çalışmış ve o subay tarafından daha önemsiz bir göreve çekilmiş, daha sonra velinimeti olan Vahdettin'e karşı gelip milli mücadeleyi başlatmış ve başarı olmuş. Bütün malını, mülkünü İstanbul'da bırakarak Türkiye'den çıkarılmış bir insanın Mustafa Kemal Paşa'nın rolünü küçültmek için olayları üstünden çok süre geçtikten sonra yazdığı anlaşılan hatırlarına temkinli bakmak gerekir.

 

Tarihin akışına baktığımız zaman Mustafa Kemal Paşa böyle bir yemin etmiş olsa bile tarihsel gerçeklik değişmeyecektir. Mustafa Kemal Paşa bütün apoletlerini sökerek milletin bir ferdi olarak vatanın düşmandan kurtulması için canı pahasına bir mücadeleye girişmiş; Padişah Vahdettin ise 57 yıllık saray hayatından sonra bir anlamda hazırlık olarak itildiği padişahlık mevkiinde ülkenin kurtuluşunu muzaffer İtilaf devletlerinin Osmanlı Devleti üzerinde düşündüğü tasarımlara harfiyen uymakta bulmuştur. Bu iki insan arasındaki fark gün ile gece kadar belirgindir. 

---

Yazarın Son Yazıları:
Vahdettin'in Sırdaşı Avni Paşa Neyi Anlatıyor?
Zübeyde Hanım ve Tenzile Erdoğan
Akp Anketi Ve Kemalistler