Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu
23 Nisan 2024 14:03

Almanya’nın Cumhurbaşkanı Steinmeier havalimanından doğruca İmamoğlu’nu ziyarete gitti.

Safile USUL H&H YORUM

Gerçi Almanya bu ziyareti koordine ederken merkezi hükümeti kızdırmamak için çeşitli gerekçeler sunmuştur.

Örneğin Almanya’ya göçün başlangıcı olan Sirkeci Tren Garı’nı ziyaret veya Erdoğan’ın bugün Türkiye’de olmayışı gibi.

Ancak net olarak şunu söylemek mümkün ki, Steinmeier’in doğrudan İmamoğlu’na gitmesi siyasi bir husustur.

Almanya da Türkiye’deki siyasal değişimin başlangıç noktası olarak İmamoğlu’nu görüyor.

Bu hususa da çok önem veriyor.

Ki, tüm büyük ülkeler önem verdikleri ülkelerdeki siyasal değişimi yakından takip eder ve dinamiklerini anlamaya çalışırlar.

Almanya açısından İmamoğlu çağdaş bir toplumun, modern bir hukuk devletinin zihniyetini taşıyan ve başarı sağlayan, yani halktan oy alabilen biri siyasetçi.

Bir siyasetçiyi etken yapan en temel özelliklerinden birisi de elbette oy alabilmesi.

Çünkü oy alamazsanız, değişime devlet ve genel yönetim düzeyinde etki edemezsiniz.

Steinmeier’in İBB’ye varışı ve İmamoğlu ile temasını da videolardan izledim.

İmamoğlu’nu çok merak ediyordu, onu görmek çok önemliydi onun için.

İmamoğlu da heyecanlıydı çünkü Almanya Alman devleti olarak muhatap almıştı onu.

Steinmeier’in konuşmasını da orijinalinden izledim.

Derinlikli bir konuşma yaptı. Samimiydi.

İsmini vermedi konuşurken ama Atatürk’ün 1930’larda Nazilerden kaçan Alman bilim insanları ile nasıl ülkesindeki bilimsel kurumların temelini atmada istifade ettiğini anlattı.

Ve dedi ki mealen, Türkiye işçileri ile Alman ekonomisini kalkındırırken, Alman bilim insanları da Cumhuriyet’in kuruluşuna bilimsel çalışma alanında destek verdi.

Dediği doğru.

Örneğin Türkiye’de tıbbın modern anlamda yerleşmesine GATA, Çapa, Cerrahpaşa ile Alman bilimciler destek verdi.

Bugün Türk Tıbbı’nın tüm çekirdek ve öncü hocaları ve hekimleri bu kurumlardan yetişmiştir.

Bugün hala en karışık ameliyatları yapan bu kurumların hocalarıdır.

Mevcut siyasi iktidar bu kurumları tarumar etmiş ve köşeye sıkıştırmış olsa da, bu durumu halen kimse yok edemedi. (ve diliyorum ki, bir an önce bir CHP Hükümeti gelir gelmez bu en büyük toplumsal varlıklarımızdan olan bu tıp geleneğini derhal kurtarır)

Onu diyordum…

Steinmeier de tıpkı Merkel ve diğer tüm nitelikli Alman devlet insanları gibi Atatürk’ü ve Cumhuriyeti iyi anlarlar.

Ki, her gelişlerinde Anıtkabri gerçek bir saygıyla ziyaret ederler.

Bu, yazının başından beri sözünü ettiğim hususu daha da iyi anlayabilmek için Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesi ve esnasında düşündükleri ve yaptıklarını anlatan kitaplara bakmak yeterli olur.

Bu arada…

İlber Ortaylı Sirkeci Tren Garı’nda İngilizce konuştu.

Oysa mükemmel bir Almancası vardır.

Ama tabii, ziyarete katılan herkesi de dikkate alarak İngilizce konuşmuştur.

Bir de..

Ben bu ziyareti özellikle de 23 Nisan’a denk gelmesi açısından anlamlı buldum.

Çünkü Türkiye’yi bir devlet ve toplum olarak çok saygın yapan her şey Atatürk’ün ve CHP’nin bu topraklara ektikleridir, 23 Nisan da bunun sembollerinden biridir.

Bunlardır ki, Türkiye’yi hem içerde hem dışarda daima 1.lige taşımıştır.

Devamının bir an önce gelmesi dileğiyle….

LOCALS YEREL HALK DEMEK DEĞİL

Mehmet Şimşek’e bu konuda haksızlık yapılmamalı.

İngiltere’de sarf ettiği “Locals” kavramı asla yerel halk anlamında kullanılmaz.

Ki, locals çoğul bir kelimedir…

Yerel halk ama tekildir.

Locals, uluslararası boyutları da olan her türlü işletme, kurumun her bir ülkedeki temsilcileri anlamında kullanılır.

Örneğin Coca-Cola.

Merkezindekiler, diğer ülkelerdeki temsilcilerini kastederek, Locals diyebilir.

Yani, yereldeki temsilciler anlamında.

Dolayısıyla haksızlık etmemek bence ilkeseldir.