Tarihte ilk defa bir Türk devleti yasal güvence ile bölünecek

Tarihte ilk defa bir Türk devleti yasal güvence ile bölünecek
30 Haziran 2014 11:00

AKP’nin TBMM Başkanlığına sunduğu ve adı ‘’Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı’’ olan ve ilk okuyuşta aman ne kadar da hoş bir kanun olacak dedirten PKK ile yasal çerçeve ve güvende müzakere masasına oturarak onların Kürdistan hayallerini gerçekleştirme operasyonundan bahsediyorum.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Hiç sağa sola, yukarı aşağı çekmeden bunun neden böyle olduğunu bir hamlede ispat edeyim.

 

Siz hiç iyi niyetle hazırlanan bir ‘’kanun tasarısı’’n da bu kanunun gereklerini yerine getiren tepeden tabana kadar uygulayıcılarını gelecekteki hukuki, idari veya cezai sorumluluklarını ortadan kaldıran bir madde olabileceğine kanaat getirebilir misiniz?

 

Tüm hukuk otoritelerinin buna bir yanıt vermeyi istemekle beraber yurtsever yurttaşları da bu konuda düşünmeye davet ediyorum.

 

Şimdi bakınız, bu kanun tasarısının 4.madde I.fıkrası ‘’Bu kanun kapsamında verilen görevler, ilgili kurum ve kuruluşlarca ivedilikle yerine getirilir’’ ve II.fıkrası ‘’Bu kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmaz’’ ibarelerinden ibarettir ve Türk vatanını bölme yolunda tam bir ‘’Ali cambaz’’ oyunudur.

 

İhaneti tüm çıplaklığı ile üzerinde taşıyan ve PKK terör örgütü ile onun elikanlı insanlık katili lideri Öcalan’ın isteklerini yerine getirmeye yönelik bu ‘’kanun tasarısı’’ ismiyle cismiyle Türk milletini derinden aldatmaya yöneliktir.

 

Bir ülkede terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin sağlanmasa için ilgili bakanlıklar, bu bakanlıklara bağlı kurum ve kuruluşlar ile devletin yargısı, polisi, askeri güçleri vardır.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de terörü sona erdirecek ve toplumsal bütünleşmeyi sağlayacak büyükten küçüğe doğru düzinelerce kurum ve kuruluşu var.

 

Bu Hükümet ve onun başı Erdoğan ‘’Şark kurnazlığı’’ ile yurttaşları aldatıp siyasi istikballerini büyük bir milletin istikbaline rağmen sağlama almak istiyor.

 

Evet, bu ihanet dolu kanun tasarısı Güneydoğu bölgemizde PKK’nın kurduğu yönetimsel ve kontrol hakimiyetini yasal güvenceye almak için hazırlanmış bir bubi tuzağıdır.

 

Bu nedenle böyle bir ihanet dolu kanunun tüm uygulayıcılarının gelecekte cezai müeyyidelerle karşılaşmaması için 4.madde ile garanti altına alınmasının nedeni budur.

 

Tarihte Türk milleti birçok devlet ve imparatorluklar kurdu.

 

Bu devlet ve imparatorlukların yıkılmasında içten çok hain ve ajanlar çıktı ve emellerine de ulaşanlar çok oldu.

 

Tıpkı bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni şimdiye kadar çok sinsi bir şekilde yıkmaya çalışan hainler gibi.

 

Ama tarihimizde çok yeni bir olay oldu.

 

Son Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilk defa olarak yukarıda bahsettiğim ‘’Kanun Tasarısı’’ ile bölünme, parçalanma aşamasına geldi ki oldukça elem verici bir hüzündür.

 

Bakınız nereden nereye geldik.

 

BOP Eşbaşkanı Recep Erdoğan’ın emirleri çerçevesinde AKP Hükümeti ve yüksek bürokratlarının PKK terör örgütünün beyin durumundaki çetesi ile görüştükleri aşikar olunca ‘’PKK terör örgütü ile görüştüğümüzü ispat edemeyen şerefsizdir, alçaktır’’ söyleminden ‘’Hükümet değil, Devlet görüştü’’ akıldışı yanıtına oradan da resmen görüşüldüğünü minare kılıfa sığmayınca kabul ettiler ama olan bizim ‘’şeref’’ sözcüğüne oldu.

 

Biz bu arada nicelerinin ‘’şeref’’ sözcüğü ile tanışmamış olduklarını anlamış olduk.

 

Son gelinen noktada ihanetin boyutu o kadar ilerledi ki artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta Öcalan katili olmak üzere PKK terör örgütünün talimatları doğrultusunda bölünüp içinden bir Kürdistan çıkarmak üzere yasal güvenceye kavuşturuluyor.

 

Bu bölünme yasa tasarısının fikirsel mimarı Kemal Kılıçdaroğlu, uygulayıcı teknokratı ise Recep Erdoğan’dır.

 

BOP’un kıdemli çavuşu Recep Erdoğan, genç Türkiye Cumhuriyetini devrin teröristleri tarafından bölünmesinden koruyan Türk ordusunun kahramanca çarpıştığı ‘’Dersim olayları’’nın bizzat Atatürk’ün verdiği emirlere rağmen onun kurduğu CHP’nin başında oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği pası derhal gole çevirmiştir.

 

İntikam ve Kürtçülük!

 

CHP’nin anlı-şanlı yurtsever öncülerinin nerede olduklarını bir türlü anlayamıyorum.

 

Kılıçdaroğlu’nun verdiği pası Erdoğan nasıl gole çevirdi?

 

Kılıçdaroğlu’nun son Diyarbakır gezisinde yaptığı konuşmada ‘’Kürt sorunu’’ nu yasal bir güvenceye bağlayalım der demez böyle altın bir fırsatı Erdoğan derhal değerlendirmiş ve Kürtçülük ideali yolunda taçlandırarak ‘’Kanun Tasarısı’’ olarak TBMM’ye göndermiştir.

 

Recep Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu Kürt sorunu dedikleri aslında terör sorunu olan bu konuda ve birçok konuda birbirlerinin kankalarıdırlar.

 

Toplum huzurundaki dövüşleri bulundukları makamları güçlendirme adına yapılan ince ayar aktörlüklerdir.

 

Kurnazlar bu bölücü kanun kapsamında her şeyi halletmişler.

 

Bu ihanet tasarısının I.ve II.bentlerinin başına ‘’Bu kanun kapsamında’’ ifadesini ekleyerek bölücü her tür fiili işlemek için koruyucu zırhı hazırlamışlardır.

 

Tekrar maddeyi okursanız ‘’Verilen görevlerin yangından mal kaçırırcasına ivedilikle yerine getirilmesi ve bu görevleri yerine getirenlerin ileride doğabilecek her tür cezadan sorumlu olmadıklarını’’ çok açık olarak göreceksiniz.

 

Bunlar ne demek?

 

Aman ileride ne olur olmaz şu bölünme işini ivedilikle yerine getirelim ve bu uğurda cinayetler dahi işlesek asla ceza almayalım.

 

Bu noktada darbeci Evren’i anımsatırım ki ileride yargılanmamak için 1982 Anayasa’sına geçici bir madde koydurdu ama yaklaşan 100 yaşına rağmen diğer darbeci arkadaşı ile birlikte gelen iktidar tarafında müebbet hapse mahkum olmaktan kurtulamadı.

 

Ben Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’na hukuk felsefesi açısından yine şunu anımsatırım ki tarihin seyri içerisinde kanunlar hep yöneten iktidar gücünün oyuncağı olmuştur ve şimdi sizin çıkarmak istediğiniz bu ülkeyi bölme ve parçalama kanunu da gelecek iktidarın bir oyuncağı olarak derhal kaldırılacak ve sizi,emrinizdekileri mutlaka yargılayacaktır.

 

Tıpkı Erdoğan’ın canı istediği yasaları çıkarıp ülkenin bölünmesi çerçevesinde BOP Eşbaşkanlığı görevini rahatça yaptıkları gibi gelecek yeni yönetimde çıkaracakları kanunlarla sizi ve hempalarınızı yargılayacaklardır.

 

Kanun yapmak kolaydır ama onu uygulamak çok zordur.

 

Kanunları hep gücü elinde bulunduranlar yapmıştır.

 

Özelde iktidar gücünü elinde bulunduranlar kanun çıkarmıştır.

 

Şimdi iktidar gücünü elinden kaydıran milyonlarca vatan evladı bu gücü eline geçirmeye çalışıyor ve yakında bunun gerçekleşeceğinden zerre kadar kuşkum yok.

 

Yakın gelecekte iktidar gücü merkezde birleşen yurtsever yurttaşların elinde olacaktır ve onlarda sizi kesin olarak bu yaptıklarınızdan dolayı yargılayacaklardır.

 

Buradan tüm yurtsever milletvekillerine çağrıda bulunuyorum; bu bölücü ihanet kanun tasarısı önünüze geldiği zaman sakın kabul oyu vermeyiniz.

 

Aksi halde tarihe, çoluk çocuğunuza, vicdanınıza, Türk milletine ve Allah’a karşı asla bunun hesabını veremezsiniz.

 

Daha sonra ağlasanız dahi bunun hiçbir yararı olmayacaktır ve içerinizdeki elem verici azap her geçen gün artacaktır taki, ‘’emr-i Hak’’ vaki oluncaya kadar.

 

Bu noktada milletvekillerinin en büyük handikapı acaba bu ihanet kanun tasarısına kabul oyu vermezsem genel başkanım beni tekrar aday yapar mı?

 

Bu noktada çok açıklıkla şunu belirteyim ki genel başkanların kimleri tekrar aday yapmayacağı çetelesi cebinde geziyor ve ‘’vatan-millet-sakarya’’ nutuklarını en az bir yerde attıysanız bir daha asla sizi milletvekili adayı yapmayacaktır.

 

Bu nedenle parlamenterlik yaşamı dışına çıktığınız zaman başınız dik, alnınız ak, yüzünüz açık olmalı ve halktan kabul görmelisiniz.

 

Onurlu yaşamak milletvekili olmakla kıyas kabul etmeyecek derecede kıymetlidir.

 

Vatanı bölmeye yardımcı olmak vicdan azaplarının en katmerlisidir.

 

Vatanın bütünlüğü, milletin birlik beraberliği ile Türk devletinin üniter yapısı basit bir milletvekilliğine peşkeş çekilemez.

 

Bizim milli tarihimizde bazı şahsiyetler rahmetle anılırken bazıları da lanetlenmektedir.

 

Yakın zamanda gelecek milli hükümet elbette Türk milletini bölücülerin elinden mutlaka kurtaracaktır.

 

Esas mesele bizim hangi safta yer alacağımızdır.

 

Bölücü ihanet safında mı yoksa birleştirici milli safta mı?

 

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!