Son monşeri de attılar

Son monşeri de attılar
26 Mayıs 2016 17:30

Yerine Ömer Çelik’in geçtiği AB Bakanı Volkan Bozkır biliyorsunuz laik ve Cumhuriyetçi bir kültürden geliyor ama her nedense Erdoğan’a teslim olan birkaç Cumhuriyetçiden biri de o olmuştu.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Fakat o teslim olan haliyle bile yapamadı.

 
Erdoğan’ın istediklerini tam yapmadı, yapamadı.

 
Volkan Bozkır Erdoğan’a teslim olmuş olsa bile Erdoğan’ın iç politikaya yönelik olarak dış dünyaya takındığı Kaddafivari, popülist ve kışkırtıcı politikaları yürütmekte zorlandı.

 
Ne de olsa eski bir Cumhuriyet BüyükeLçisi olarak dış dünyaya Erdoğan düzeyinde bir açılım sergileyemedi.

 
Ve, tabii gitti.

 
Erdoğan’la ilişkileri üzerinden sefa sürmeye çok meraklı olan Ömer Çelik geldi yerine.

 
Ve, Ömer Çelik geldiği gün daha AB’ye sert salvolar yaptı.

 
Yukardakini tatmin edici şekile ileri geri konuştu.

 
“AB Türkiye için yegane seçenek değilmiş”

 
Peh, peh, peh, ufak at da civcivler de yesin.

 
Başka seçeneğin ne?

 
Çin mi?

 
Çin seni yer, Çin üstelik bütün dış politika konularında Rusya’nın yanında yer alıyor.

 
Rusya mı? HeRhalde Rusya’yı kastetmedin?

 
ABD mi?

 
O şu anda Rusya ile birlikte Esad için yeni bir Suriye anayasası hazırlıyor ve Esad’ı başta tutmayı çoktan kabul etti, sizi ise, çoktan aradan çıkardı. Esameniz okunmuyor oralarda.

 
ABD’de bir savcı da 17-25 Aralık’ın peşine düşmüş vaziyette.

 
İran mı, Irak mı? Onlar sana can düşmanı nerdeyse.

 
Ne kaldı?

 
Bangkok filan mı?

 
Oraya da ancak Uzakdoğu seyahati için gidersin.

 
Başka ne kaldı? Filipinler falan mı? Veya Burkino Fasso’yu filan mı düşünüyorsun?

 
Bunların işi gücü popülizm yaparak, atarak, sallayarak sonunda kabağı Türkiye’nin başına patlatmak.

 
Bu arada bir de…

 
Ömer Çelik’in dünkü açıklamasında bir de bir yalan vardı ki, onu es geçemem.

 
Bakın ne dedi…

 
“Kuşkusuz AK Parti iktidarında AB’ye tam üyelik perspektifi bir devlet politikası haline gelmiştir.”

 
Bu kadar da yalan olmaz.

 
AB Atatürk ile başladı ve Cumhuriyet’in uzun yıllarından beri devlet politikası idi.

 
En somut olarak ise, 1995 sonrasıdır AB’nin resmen devlet politikası haline gelmesi.

 
En en somutu da 10 Aralık 1999’nun öncesindeki birkaç yıldır AB’nin tam olarak devlet politikasın haline gelmesi.

 
AKP’nin AB ile uzaktan yakından bir ilgisi olmamıştır.

 
Tam tersine AKP ile birlikte Türkiye AB rotasından tamamen çıkmıştır.

 
Erdoğan’ın, 2000’de iktidara geldiğinde AB’ye sarılmasının sebebi ise, iktidarda kalacak meşruiyeti elde etmek ve de AB yoluyla TSK’yı tasfiye etmek amacıdır.

 
Ne Ömer Çelik ne de patronunun AB ile bir alakası yoktur.

 
Böyle yalanları söylerken biraz da utanın ayrıca mümkünatı kaldıysa biraz.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan