Rıza Zarrab olayına bakışım
22 Kasım 2017 17:30

Öncelikle, evet, Rıza Zarrab’ın ABD’de yargılanması, tanık olması vs. milli bir mesele olamaz.

Safile USUL H&H YORUM

Dün grup toplantısında Kılıçdaroğlu’nun da söylediği gibi, yolsuzluğun millisi ve milli meselesi olmaz.

Rıza Zarrab olayı önümüzdeki döneme çok damga vuracak daha ve buna dair daha çok şey gelecek.

Bu vesileyle ama, değinmek istediğim bir iki husus var…

Eğer bizim şu anda demokrasiye ve Cumhuriyet’e uygun bir hükümetimiz olsaydı, zaten biz bu tür bir ABD davasının muhatabı da olmazdık.

Ve esasen de, ABD İran yaptırımını delmek gibi bir suçlamayla Halkbank’ın yöneticisini yargılayamaz.

Zira İran’a yaptırımı her ülke uygulamak zorunda değil.

Örneğin İran bir demokrasi ülkesi olsaydı, bizde de bir demokrasi hükümeti ve ABD İran’a yaptırım uygulasaydı ve Türkiye yaptırım uygulamak istemeseydi ve İran’la ticaret yapsaydı, ABD’nin Türkiye’yi ve kurumlarını yargılama hakkı asla olmazdı.

Devletlerarası hukukta böyle bir şey yok.

Bunlar siyasi kararlar ve ülkelerin siyasi kararları bir başka ülkenin yargısının meselesi olamaz.

Eğer bizde bir Cumhuriyet ve demokrasi hükümeti olsaydı ve şu veya bu sebeple İran ile ticaret yürütmek isteseydi ve ABD bunu kendi ulusal yargısının konusu yapsaydı buna kesinlikle karşı çıkmamız gerekirdi.

Yalnız bu durumda yolsuzluktan söz etmiyorum.

Yani, bizdeki Cumhuriyet ve demokrasi hükümeti İran ile ticarete yolsuzluk bulaştırmamış olacak bizim buna karşı çıkmamız için.

Ki, esasen yolsuzluklarda her ülkenin kendi ulusal yargısının konusudur.

Yani, Türk bir bakanın yolsuzluğunu ABD veya Almanya vs. yargılamaz.

Türk mahkemeleri yargılar.

Yani, normalde bizim Türkiye olarak, “Kardeşim bu yolsuzluğu ben yargılarım, senin işin değil” diyebilmesi gerekir.

Fakat bizde işler öyle bir halde ki, gele gele geldi hükümet, ABD kapanına kısıldı.

Herhalde bu kapandan çıkmak için bizden İstiklal Harbi desteği beklemeyecek değil mi?

Benim dedem İstiklal Harbi’nde vatanını işgal edenlere karşı savaştı, amacı Türk toprağını ve vatanını korumaktı.

Cebine ondan bundan, Yunan’dan, Fransız’dan para indirmedi, di mi?

Cebine para indirmiş olsaydı ben onun kütüğünden çıkmak isterdim şahsen.

Ve…

Reza Zarrab olayı hülasası şöyledir ki…

1-Yolsuzluk ve bu yolsuzluk ilişkilerine bulaşan İran asıllı birisi ile Türkiye’de hükümet eden kişilerle ilgilidir

2-Normalde bu yolsuzluğu yargılaması gereken Türk mahkemeleridir

3-ABD’nin prensipte böyle bir yargılamaya hakkı yoktur

4-Bizim ama hukuk sistemimiz yok edilmiştir, etkisizdir, bir devlet kuvveti değil, dar bir hükümet kuvvetidir

5-ABD bu yargılama ile esasen Türkiye’ye 3. dünya ülkesi muamelesi yapmaktadır, tıpkı Saddam’a yaptığı gibi

6-Ama biz Türk halkı olarak ABD’ye karşı, “Bizim yolsuzluğa dokunma” diyecek bir moral ve efektif güce sahip değiliz zira devletimizin yargı sistemi yok

7-Bu olanlar batmış bir geminin etrafında dönenlerdir, biz Türk halkı olarak oysa batmış bir geminin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bakiyesiyiz

8-Gemiyi biz batırmadık Türk halkı olarak, biz ne yapabiliriz ki hem

9-Bir hükümet hata yapa yapa, yapa yapa, öyle bir noktaya gelir ki, ABD’nin elinde oyuncak olur

10-Bizim İsmet İnönü demiş ki, Türk İsmet İnönü, Cumhuriyet banisi İsmet İnönü, “Büyük devletlerle yatağa girmek ayıyla yatağa girmek gibidir.”

11-Bizim, Türk İsmet İnönü ile bu kadar uğraşmak uğursuzluk getirmiş olabilir

12-Biz Cumhuriyet olarak Atatürk ile kurulduk, İsmet İnönü ile yaşatıldık, Türk halkı olarak bizi bunlar korudu ve var etti; biz Türkler 2. Dünya savaşından korunmuş, bu çemberdeki yegane halkız

13-Biz Türk halkı olarak bunların yolundan giderek birgün çıkarız bu cendereden

14-O zaman Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri de olur

15-Biz de o zaman ortaya çıkıp, “Hoop, Amerika, sen ulusal yargını kendine sakla” deriz.

16-Şimdi ne diyeceğimizi valla bilmiyoruz, at da bizim değil, arpa da

Safile USUL Twitter