Dün merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölüm yıldönümüydü…

 

 

Engin BALIM H&H YORUM

 

 

CHP’li bazı isimler kendisini rahmetle andılar ve tabandan ciddi eleştiri ve tepki geldi.

 

 

Sayın Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş bunların başındaydılar.

 

 

Yavaş’a yönelik eleştirileri zerre anlamadım; çünkü kendisi sağcı, tamamen ittifak mantığı ile ülkücü oylarını, CHP’ye çekebilmek adına transfer bir isim. Üstelik taktik tuttu ve Ankara da, çeyrek asır sonra geri alındı (meclis üyeliklerinde kaybettik o başka konu).

 

 

İmamoğlu’nun babası da eski Anavatanlı diye biliyorum. Yani çocukluk yıllarından, Özal’a bir sempatisi olabilir, anabilir bunda kızılacak bir nokta göremiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu da rahmet dileyebilir, bunlar insani şeyler. Samimiyetle böyle düşünüyorum..

 

 

AMA eleştirilecek bir konu varsa, bu da şudur;

 

 

Övgünün dozunu kaçırmak!

 

 

Eğer 12 Eylül sonrası, 24 Ocak kararları ile Türkiye’yi neoliberalizme teslim eden, sonradan görme 2-3 günde köşeyi dönen görgüsüz, ilkokul mezunu müteahhit zenginlerin türemesine yol açan, politikalarını unutup hayali ihracatları gözden gelip, EFSANELEŞTİRMEYE kalkarsanız bir AKP’linin vs yaptığı gibi, işte o zaman kantarın topuzunu kaçırmış olursunuz…

 

 

Tabi Özal’ı anıp Köy Enstitüleri için tweet atmıyorsanız, bu da dikkat çekebilir.

 

 

Yoksa Özal’a ben de rahmet diliyorum; neşeli, sempatik adamdı.

 

 

Eğer eleştirilecekse; bir başka nokta da şurasıdır;

 

 

Deniz Gezmiş başta olmak üzere; Hüseyin ve Ulaş’ı, Mahir Çayan’ı ve tüm devrimcileri, Özal’ı andığınız gibi cesaretle, sevgiyle, övgüyle anamıyorsanız, açık yüreklilikle, göstere göstere, işte o zaman burada sıkıntı vardır diye düşünüyorum.

 

 

Bir başka değinmek istediğim husus ise, Haydar Baş gibi, kişileri överken, kantarın topuzunu kaçıranlardır.

 

 

Atatürk’ü övdü, Deniz Gezmişleri, anlattı diye, kendisini birazcık abartarak, sahiplenen iyi niyetli CHP’li dostlarımız var. Eyvallah; anlıyorum nedenini AMA küçük bir hatırlatmada da fayda görüyorum;

 

 

Allah rahmet eylesin;

 

 

Sayın Baş, Kadiri tarikatının başındaki şeyhti, yani tarikatçıydı. Diploması profesörlüğü Bakü’den… Tek eşli gözüküyordu (kağıt üzerinde) AMA 17 çocuğu vardı; kronolojik olarak üst üste dizdiğinizde, bir kadının 17 çocuğu bu aralıklarla doğurması mümkün değil. Allah Rızası A.Ş. diye şirket kurmuş, yani kapitalizme, Allah adını içiçe geçirmiş bir kişi.

 

 

Nereden baksanız, Mustafa Kemal’in görmek istediği laik, demokratik, çağdaş insan profili ile örtüşmüyor…

 

 

Bizim mahallede ciddi bir saflık başladı, bunu hayretle izliyorum

 

 

Fikirlerinizi lütfen yazın, yalnız her zamanki kuralı anımsatıyorum;

 

 

Fikirler tartışacak, siz değil! Hakaret, argo, sert ve kutuplaştırıcı dil kullananları, bir süre sonra engellemek zorunda kalıyorum.

 

 

Saygılar sundum, sağlıkla kalın

 

 

Engin BALIM Twitter