Kitaptan Okumak

Kitaptan Okumak
10 Şubat 2012 09:37

Her saat gündem değişiyor ;
Bu hıza ne gazeteler ne TV'ler ne siyasal partiler yetişemiyor…..
Yurttaş desen tamamen dışında sürecin..
Üzülmesin kimseler, bu gündeme koca ülkede yetişen birileri var , o da sayın başbakan ve bakanları..
Örneğin bir konu gündeme atılır, gelir, gönderilir,yazılır her neyse,; aynı anda bütün AKP kadrolarıyla tam takım ekranlarda, TV'lerde ,gazetelerde,manşetlerde.
Sanırsın ki memlekette sadece 21 kişi yaşar…Konu günlerce gider dolanır sunulur ,tekrarı yapılır ,istensin ki eskisin ve yerine başka bir şey gelsin, o zaman kaldırılır.
Diyelim ki araya Cumartesi Pazar girdi malum yeterli malzeme olmaz , döne döne bu haberler sunulur bir türlü gitmez, açın Pazar günü gazetenizi televizyonunuzu anlarsınız ne dediğimi. 24 saat bu konuşmaları dinleriz,okuruz. Sanki ülkede günlerce başka hiç kimse konuşmak istememiş.,konuşmamış vs.
Kıskanıyorum bazen ..

Biz gündemin sadece ucuna şöyle bir dokunalım.
Çok derdimiz var çözüm bekleyen,eğitim de bunların başında geliyor…
Üzülerek belirtmek isterim ki ;herkes gibi ben de eğitim sistemizin saymakla bitmeyen sorununun var olduğunu biliyorum , insanımızı verimli eğitemiyoruz ve doğal olarak da insan kaynağımızı yeterince değerlendiremiyoruz .
Kuşaklarımız gidiyor, yarınlarımızı kaybediyoruz..
Uzmanlara göre; muhafazakar bir kuşak yetiştirmek, dindar bir nesil'e imza atmak ,altın kuşağı çoğaltmak, büyütmek … ne dersek diyelim hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Yani insanı formatlamak!!
….
Muhafazakar gençlik yetiştirme görevini anayasanın 24.maddesine göre savunuyor bazıları.
Evet, söz konusu maddenin giriş cümlesi şöyle; "Herkes vicdan , dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir " ve devamen din eğitiminin Devletin gözetiminde yapıldığını ifade eden yazılı .
Konuyu, acaba öyle mi oluyor diye kısa bir soru sorarak yorumsuz bırakıp, Anayasa'nın diğer maddelerine geçelim bakamım yerinde mi?
Bilim ve sanat hürriyetini düzenleyen 27 madde'yi hatırlayalım; bu güne dek yıkılan heykelleri , üstü örtülen tabloları açmayalım ; daha dün bir üniversitede bir heykel kaldırıldı ( ermeni figürleri çağrıştırdığı için )
"Basın hürdür ,sansür edilemez "diyen madde 28…İyi duruyor bana göre…
"Kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır".diyen 43.madde..
Çalışma hayatını,şartlarını , sendika kurma hakkını ücrette adaleti düzenleyen 48 ,54,55.maddeler..
"Çevreyi geliştirmek,çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devlet'in ve vatandaşların ödevidir" diyen 56.madde..
Sakarya Pamukova'da mesydana gelen ve 41 yurtaşın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan ve hızlı tren kazası olarak adlandırılan olayın mahkemesinin zaman aşımı nedeniyle düşmesine uygun bir anayasa maddesi bulamadım ben . Davanın düşmesi yetmiyormuş gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme hakkının 12 Eylül 2010 günü onaylanan Anayasa değişiklik maddesine bağlı olduğu da konuya tuz biber ekiyor.

Ayrıca, Van'da 23 Ekim'den bu yana yaşananların hangi maddeyle dayandırılıp, yorumlanabileceği hakkında bir fikrim yok.
Hala onbinlerce insan yazlık çadırlarda yaşıyor.. (11 yurttaş çadır yangınlarında hayatını kaybetti )
Yüz binden fazla insanımızın sırf zorunluluk ve kaygıdan ve kendi koşullarıyla evlerini terkederek başka kentlere göç etmeleri nasıl sonuçlar doğuracak?
30 bin civarında insanın yine başka sehirlerde kamu tesislerinde kalıyor, bu yurtaşlarımızı ne tür tür bir sürecin beklediği biliniyor mu?
Üniversiteler dahil tüm kademelerde aksayan eğitim faaliyetleri nasıl telafi edilecek?
Depremzede yurttaşlar sosyolojik ve psikolojik destek alıyor mu, ne zaman alacak ,alabilecek mi?
Ya kamyonda doğuran kadınlarımız yakınlarını kaybeden yurttaşlarımız ? Ya bölgede tüm zorluklara karşın görev yapan,çalışanların durumu!
Van unutuldu..
Van'a da kar yağıyor…
Hangi maddeye sığar tüm bunlar..?

Her saat gündem değişiyor  ;



Bu hıza ne gazeteler ne TV'ler ne siyasal partiler yetişemiyor…..



Yurttaş desen tamamen dışında sürecin..



Üzülmesin kimseler, bu gündeme koca ülkede yetişen birileri  var ,  o da sayın başbakan ve bakanları..



Örneğin bir konu gündeme atılır, gelir, gönderilir,yazılır her neyse,; aynı anda bütün AKP kadrolarıyla tam takım ekranlarda, TV'lerde ,gazetelerde,manşetlerde.



Sanırsın ki memlekette sadece 21 kişi yaşar…Konu günlerce gider dolanır sunulur ,tekrarı yapılır ,istensin ki eskisin ve yerine başka bir şey gelsin, o zaman kaldırılır.
Diyelim ki araya Cumartesi Pazar girdi malum yeterli malzeme olmaz , döne döne bu haberler sunulur bir türlü gitmez, açın  Pazar günü gazetenizi televizyonunuzu anlarsınız ne dediğimi. 24 saat bu konuşmaları dinleriz,okuruz.  Sanki ülkede günlerce başka hiç kimse konuşmak istememiş.,konuşmamış vs.



Kıskanıyorum  bazen ..



 
Biz  gündemin sadece ucuna şöyle bir dokunalım.



Çok derdimiz var çözüm bekleyen,eğitim de bunların başında geliyor…
Üzülerek belirtmek isterim ki ;herkes gibi  ben de eğitim sistemizin saymakla bitmeyen sorununun var olduğunu biliyorum , insanımızı verimli eğitemiyoruz ve doğal olarak da insan kaynağımızı yeterince  değerlendiremiyoruz .
Kuşaklarımız gidiyor, yarınlarımızı kaybediyoruz..



Uzmanlara göre;  muhafazakar bir kuşak yetiştirmek,  dindar bir nesil'e imza atmak ,altın kuşağı çoğaltmak, büyütmek … ne dersek diyelim hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Yani insanı formatlamak!!



….



Muhafazakar gençlik yetiştirme görevini  anayasanın 24.maddesine göre savunuyor bazıları.
Evet, söz konusu maddenin giriş cümlesi şöyle; "Herkes vicdan , dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir " ve devamen din eğitiminin Devletin gözetiminde yapıldığını ifade eden yazılı .



Konuyu,  acaba öyle mi oluyor diye kısa bir soru sorarak yorumsuz bırakıp, Anayasa'nın diğer maddelerine geçelim bakamım yerinde mi?



Bilim ve sanat hürriyetini düzenleyen 27 madde'yi hatırlayalım; bu güne dek yıkılan heykelleri , üstü örtülen tabloları açmayalım ; daha dün bir üniversitede bir heykel kaldırıldı ( ermeni figürleri çağrıştırdığı için )



"Basın hürdür ,sansür edilemez "diyen madde 28…İyi duruyor bana göre…
"Kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır".diyen 43.madde..
Çalışma hayatını,şartlarını , sendika kurma hakkını ücrette adaleti  düzenleyen 48 ,54,55.maddeler..



"Çevreyi geliştirmek,çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devlet'in ve vatandaşların ödevidir" diyen 56.madde..



Sakarya Pamukova'da mesydana gelen ve   41 yurtaşın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan ve  hızlı tren kazası olarak adlandırılan olayın mahkemesinin zaman aşımı nedeniyle düşmesine uygun bir anayasa maddesi bulamadım ben . Davanın düşmesi yetmiyormuş gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitme hakkının 12 Eylül 2010 günü onaylanan Anayasa değişiklik maddesine bağlı olduğu da konuya tuz biber ekiyor.



 
Ayrıca, Van'da   23 Ekim'den bu yana  yaşananların  hangi maddeyle dayandırılıp, yorumlanabileceği hakkında bir fikrim yok.



Hala onbinlerce insan yazlık çadırlarda yaşıyor.. (11 yurttaş çadır yangınlarında hayatını kaybetti )



Yüz binden fazla insanımızın sırf zorunluluk  ve kaygıdan ve kendi koşullarıyla evlerini terkederek başka  kentlere göç etmeleri nasıl sonuçlar doğuracak?



30 bin civarında insanın yine başka sehirlerde kamu tesislerinde kalıyor, bu yurtaşlarımızı  ne tür tür bir sürecin  beklediği biliniyor mu?



Üniversiteler dahil tüm kademelerde aksayan eğitim faaliyetleri nasıl telafi edilecek? 
Depremzede yurttaşlar sosyolojik ve psikolojik destek alıyor mu, ne zaman alacak ,alabilecek mi?



Ya kamyonda doğuran kadınlarımız yakınlarını kaybeden yurttaşlarımız ? Ya bölgede tüm zorluklara karşın görev yapan,çalışanların durumu!



Van unutuldu..



Van'a da kar yağıyor…



Hangi maddeye sığar tüm bunlar..?


Yazarın Son Yazıları:
Kitaptan Okumak
Karşımıza birisini alalım ve ona diyelim ki
Kaçak