Euro 2012 nefret stadyumlarında oynanacak!

Euro 2012 nefret stadyumlarında oynanacak!
7 Haziran 2012 11:10

“ALMANYA ASLA HİTLER’SİZ ALMANYA OLMAZDI!” UEFA’nın bir vizyonu var. Avrupa’yı futbol ile birleştirmek. Bu sefer büyük Avrupa futbol ailesi, Doğu Avrupa’ya, Polonya ve Ukrayna’ya gitmeye karar verdi.

Bildiğiniz üzere Euro 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası yakında başlayacak. Elemeler Polonya’da, finaller ise Ukrayna’da oynanacak. Yalnız çok büyük bir sorun var: 100 yılı aşkın dünya futbol tarihine bu iki ülke ateşli taraftarlarıyla damga vurdu. Bu ateşli taraftarların kötü bir ünü var: Şiddet ve ırkçılık.

BBC, bu iki ülkenin EURO 2012 evveli futbol kültürünü araştırdı ve bundan yarım saatlik bir belgesel yarattı. Bu belgeselin tüyleri diken diken eden tespitlerini sizler için sayfaya taşıyor ve EURO 2012’yi seyrederken farklı bir açıdan daha bakmanızı amaçlıyoruz.

Polonya – Lodz

LKS vs Widzew Lodz derbisi… Misafir taraftarlar LKS Stadına alınmıyor. Maç henüz başlamamış. LKS taraftarları polisle çatışıyor. Onlardan olmayan herkese saldırıyorlar. BBC spikerine bile.

Polonya’da her takımın bir ‘ultra’sı var. Yani merkezi taraftar grubu. Stadyumda tezahüratları başlatmanın yanında rakip takımın moralini bozucu aksiyonları da organize ediyorlar. Mesela bu maçta LKS taraftarları, Widzew futbolcularına maçın ortasında “Yahudi O…lar” diye bağırmaya başlıyor ve tribün boyunda, üzerinde çirkin burunlu bir Yahudi tasviri bulunan dev bayrağı açıyorlar. Tezahüratlar devam ediyor: “Zıpla, zıpla, zıplamayan Yahudi’dir!” Tezahüratlar devam ediyor: “Ölüm, ölüm, Yahudi O…larına ölüm!”

Ultraların hiçbiri maçtan sonra BBC spikeriyle konuşmaya yanaşmıyor. Ancak BBC spikeri yılmıyor ve tezahüratlara katılmayan bir taraftarı kendisiyle röportaj yapmaya ikna ediyor. Ona, antisemit küfürleri soruyor. Taraftar, “Bunu sadece rakip takımın moralini bozmak için yapıyorlar. Yoksa Yahudilere karşı bir düşmanlıkları yok diyor,” diyor.

Lodz’da Yahudi demek, küfür demek! Gerek ev sahibi, gerek konuk takım taraftarları için. Şehir, II. Dünya Savaşında 230.000 Yahudi hemşerisinin Naziler tarafından katledildiğini bilmiyor… Biliyorsa da umursamıyor gibi bir ruh hali içinde…

Widzew ya da LKS taraftarı olan bir kişi için Yahudi kelimesi, ölmeyi hak eden kişi anlamında kullanılıyor.

Krakow’daki Yahudi kültür merkezinin başkanı Jonathan Ornstein, geçenlerde Lodz’da dolaşırken bir sokakta “Yahudiler, haydi gaza doğru gidin” diye bir yazı gördüğünü söylüyor. Ornstein, “Beni üzen o yazıyı oraya yazanlar değil, her gün o yazının önünden geçip sadece aval aval bakan insanların duyarsızlığı,” diyor.

Ornstein devam ediyor: “Polonyalı taraftarların Yahudiliği karşı takıma yönelik bir hakaret ögesine döndürmeleri, gerek onlar, gerekse onları izleyen ancak kıllarını bile kıpırdatmayan bu toplum için bir utanç kaynağıdır.”

İkinci durak Polonya’nın başkenti ve EURO 2012 ev sahibi şehirlerinden Varşova!

Şehir merkezindeki stadyum, önümüzdeki ay Avrupa’nın birçok ülkesinden turnuva için gelecek olan taraftarları onur ve gururla karşılayacak. Ya da biz mi öyle sanıyoruz?

Varşova’nın en büyük takımı Legia Varşova! Polonya birinci liginde aynı zamanda en çok taraftara sahip olan kulüp. Bu büyük ve tarihi kulübün de karnesi temiz değil. Stadyumun bulunduğu tren durağına gelir gelmez sizi duvarda boydan boya yazılmış “ARYAN LEJYON” yazısı karşılıyor. Hemen yanında da “Varşova Cehennemine Hoş Geldiniz!”

Beyaz Güç grafitileri şehrin dört bir yanında görülüyor. ‘Beyaz Güç’, Legia taraftar gruplarının en ateşlilerini bir araya toplayan merkez bir organizasyon olmuş durumda. Hatta o kadarki ‘Beyaz Güç’ün sembolü olan ‘Haç ve etrafında daire’ atkıların ve bayrakların üzerine işlenmiş. Polonya kanunlarında ve UEFA’nın kriterlerinde stadyum içerisinde Faşizmi provoke eden sembollerin kullanılması yasak olmasına rağmen Polonya’da buna aldıran yok gibi.

Legia taraftarları, siyahi futbolculara yönelik olarak maymun sesleri çıkarmalarıyla ünlenmişler. Widzew Lodz’da top koşturmuş olan Ugo Ukah, “Bu pisliklere alışmıştık, zira her maçta başımıza gelen olaylardı,” diyor. Yine Lodz’da top koşturan Prince Okachi ise “Çok rahatsız oluyordum tabi ki. Beni tek koruyabilecek kişi hakemlerdi. Onlar da aldırma, oyna diyorlardı,” diyerek yaşadığı çaresizliğin altını çiziyor.

Antisemit ve ırkçı hareketler Polonya futbolunun bir parçası olmuş halde. UEFA, sadece 2010’da Polonya stadyumlarında 133 ırkçı suçun işlendiği rapor etmiş.

Güneydeki küçük Krolowa şehri

Belki de antisemit hareketlerin stadyumlarda en yoğun kullanıldığı yer. Bugüne kadar bu tür hareketleri hoş karşılayan Polonya polisi geçtiğimiz ay statta üzerinde “Yahudilere Ölüm” yazan bir bayrak taşıyan taraftarı tutukladı ve kulübe bu tür hareketlere izin verdiği için (şaka gibi!) sadece 1000 Sterlin para cezası verdi. Krakow’daki Yahudi kültür merkezinin başkanı Jonathan Ornstein, bunun sadece UEFA’ya güzel görünmek için EURO 2012 evveli yapılan bir göz boyama hareketi olduğunu söylüyor.

Futbol delisi Krakow’dayız

Burada da Yahudiler çok popüler.  Krakow derbisi oynanıyor. Wisla, Krakowia’ya karşı. BBC sunucusu locada yanında duran Wisla taraftarının üzerinde “Yahudilere Ölüm” baskısı olan bir t-shirt giydiğini görüyor. Bunun nedenini sorduğunda taraftar gururla “Çünkü Krakowia’yı Yahudiler başlattı. Krakowia Yahudi takımıdır. Wisla ise Polonya’dır,” diyor.

Irkçılık karşıtı Hope Not Hate örgütünden Nick Lowles, “Irkçılık Polonya’nın kalbine işlemiş durumda. Ülkelerini desteklemek için buraya gelecek olan siyahi taraftarların hiçbir güvenliği yok,” diyor. İngiltere’nin eski milli futbolcusu Sol Campbell, Polonya’daki ırkçılığın stadyumlarda bu kadar organize ve bu kadar aşikar olması karşısında terörize olduğunu ifade ediyor ve ailesine şampiyonayı sadece televizyondan izleyeceklerine dair talimat verdiğini ifade ediyor.  

Ukrayna’nın başkenti Kiev

UEFA 2012 finali burada oynanacak. Kiev & Kharkiv maçında da daha maçın ilk dakikalarında maymun sesleri yankılanıyor tribünlerde. Anlaşılan UEFA’nın ırkçılığa yönelik sıfır toleransı Ukrayna’da sadece beyazlar için geçerli. Zira polis ve güvenlik görevlileri kıllarını bile kıpırdatmıyor.

Kharkiv’deyiz!

Ukrayna’nın ikinci en büyük şehri. Metalist Kharkiv maçında BBC spikeri şok edici bir olayla karşılaşıyor. Organize taraftar grubu, hep birlikte aynı anda Nazi selamı veriyor ve “Zieg Heil” diye bağırıyor. Sadece erkekler değil, kadınlar ve çocuklar da…

Maçtan sonra Kharkiv polis şefi ile röportaj yapan BBC spikeri ikinci bir şok daha yaşıyor. Zira bu en yüksek rütbeli polis, Ukrayna’da senelerdir stadyumlarda ırkçılığa dair bir olay olmadığını ifade ediyor, Ukraynalı taraftarların çok arkadaş canlısı olduğunu iddia ediyor ve Euro 2012’nin güllük gülistanlık geçeceğini belirtiyor.

Röportaj yapılan bir Kharkiv taraftarı, “Biz neo- Nazi değiliz. Sadece Nazizm’in pozitif noktalarını kendimize örnek alıyoruz. Ne de olsa Almanya, Hitler’siz Almanya olmazdı!” şeklinde ifade ediyor kendini.

BBC spikeri gittiği her Ukrayna takımının maçında Nazi selamının kolektif olarak tatbik edildiğine bizzat şahit olduğunu ifade ediyor.

Belki de bu sayılanlar arasında en düşündürücü ve en korkutucu olay, BBC spikerinin kamerayı kapatıp da belgeseli hazırlamak için stattan ayrılmaya hazırlandığı o son maçta oluyor. Kharkiv’de sezonun son maçı, Dinamo Kiev ve Metalist Kharkiv karşı karşıya geliyor. Maçın sonlarına doğru nefretini bir türlü boşaltamamış Kharkiv’in Ultraları, yine kendi tribünlerinde bulunan ve Kharkiv bayrakları sallayan bir grup Asyalıyı fark ediyor ve onlara saldırıyor. Polisin müdahale etmediği olayda Asyalılar fena dayak yiyor ve canlarını zor kurtarıyor. Dayak yiyenlerin daha sonra Ukrayna’da okuyan üniversite öğrencisi Hintliler olduğu ortaya çıkıyor. Sadece “beyaz olmadıkları için” ölümüne dayak yiyorlar.

Tüm bu olaylardan yaptığım çıkarım şudur: Anlaşılan UEFA, EURO 2012’yi Polonya ve Ukrayna’da düzenleyerek muhteşem bir karar vermiş. Michel Platini, olaylara “bizde ırkçılık yok” diyen Kharkiv Polis Şefi gibi Fransız kalmaya devam ediyor.

UEFA’nın ırkçılığa sıfır tolerans, şikeye sıfır tolerans gibi prensipleri için günah keçileri seçmek yerine tatmin edici önlemler almaya davet ediyoruz.

Savaşın bitmesinden 67 yıl sonra ve hele hele Nazizm’den en fazla zarar gören ülkelerden Polonya ve Ukrayna’da yaşanan bu durum fazlasıyla düşündürücü!