CHP'nin tapusu kimde?

CHP'nin tapusu kimde?
27 Şubat 2012 16:36

Cumhuriyet Halk Partisi kimin malı?
Tapusu kimde?
Deniz Bilgen ÇAKIR H&H YORUM
Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet'i kuran, devletin temellerini atan partidir. Dolayısıyla CHP'li olsun ya da olmasın bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu partiye saygı göstermesi gerektiğine her zaman inanmışımdır.
CHP'nin dün yapılan 16. Olağanüstü Kurultayını izledim. Bugün yapılan 17.Olağanüstü kurultayı da takip etmeye devam ediyorum.
Dünkü Kurultay'da Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını da büyük bir dikkatle dinledim.
CHP eski Genel Sekreteri Önder Sav'ın kurultay öncesi ve sırasında yaptığı tüm çalışmalara, hatta tam kurultay saatlerinde beraberindeki az sayıda kişiyle çok yakın bir otelde toplantı yapmasına rağmen Sayın Kılıçdaroğlu hiç bu kavgaya girmedi.
Hırsına kapılıp, muhalif gruba sataşmak, cevap vermek yerine partiyi toparlayıcı, birleştirici bir konuşma yapmayı tercih etti. Birlikten, bütünlükten ödün vermedi.
“Yol arkadaşlarımız, devrimciler, Kuvay-ı milliyeciler, 89 yaşındaki genç CHP'liler, hepinizi saygıyla selamlıyorum, Cumhuriyetçiler, sevgili CHP'liler” derken, CHP'nin ihtiva ettiği bütün unsurları kabullendiğini gösterdi. “Cumhuriyet Halk Partisi benimdir” demedi.
Öyle ki, Kılıçdaroğlu, “CHP'li olmak, kardeşliktir, barış, dostluktur, hiç kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayan bir CHP'dir. CHP'li olmak 'biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize' diyen Yunus Emre'dir.” diyerek bir anlamda ne Sav'a, ne de beraberindekilere kırgınlığı, kızgınlığı olmadığını da gösterdi.
Oysa Sav'ın otelde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşma da kullandığı “Yağma yok arkadaşlar onlar misafir biz ev sahibiyiz. Sel gider kum kalır.” sözleri Kılıçdaroğlu'nun tavrının tam tersi, kızgın, yırtıcı bir resim çizdi gözümde.
Üstelik Sav, kurultaya katılan 'imzacı delegelere' de ateş püskürdü. Oysa bir delegenin partisinin kurultayına 'katılma hakkı' olduğunu herkesten önce O bilmeliydi. Kurultaydan önce “delegenin özgür iradesi”nden bahseden Sav'ın aklına nedense kurultaya katılanlar söz konusu olunca bu özgür irade pek gelmedi.
Yıllardır CHP'de olan Önder Sav'ın bu davranışlarını hiç yakıştıramadım açıkcası. Sav'ın yaşına ve tecrübelerine sahip birinden daha olgun, daha sakin, daha uzlaşmacı bir tavır beklenirdi demekten kendimi alamadım.
Önder Sav'ın tavrının aynısını Berhan Şimşek'de de gördüm. O da, “Biz bu partinin mal sahibiyiz. Bugün kurultayı yapan anlayış kiracıdır” diyerek destek çıktı Önder Sav'a.
Sav ve Şimşek ikilisini dinlerken aklıma çocukluğum geldi. Kuzenimle bir bebeğin iki kolundan tutup çekiştirerek, 'senin oyuncağım, benim oyuncağım' kavgası yaparken kollarını çıkartmıştık. İkimize de kısmet olmamıştı o bebekle oynamak.
Elbette Cumhuriyet Halk Partisi kimsenin tapulu malı, mülkü değildir. Dolayısıyla kimse CHP'nin mal sahibi değildir.
Cumhuriyet Halk Partisi, halkındır.
Artık birilerinin bunu anlaması lazım diye düşünüyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi kimin malı?


Tapusu kimde?


 



Deniz Bilgen ÇAKIR     H&H YORUM


 


Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet'i kuran, devletin temellerini atan partidir. Dolayısıyla CHP'li olsun ya da olmasın bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu partiye saygı göstermesi gerektiğine her zaman inanmışımdır.


 


CHP'nin dün yapılan 16. Olağanüstü Kurultayını izledim. Bugün yapılan 17.Olağanüstü kurultayı da takip etmeye devam ediyorum.


 


Dünkü Kurultay'da Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını da büyük bir dikkatle dinledim.


 


CHP eski Genel Sekreteri Önder Sav'ın kurultay öncesi ve sırasında yaptığı tüm çalışmalara, hatta tam kurultay saatlerinde beraberindeki az sayıda kişiyle çok yakın bir otelde toplantı yapmasına rağmen Sayın Kılıçdaroğlu hiç bu kavgaya girmedi.


 


Hırsına kapılıp, muhalif gruba sataşmak, cevap vermek yerine  partiyi toparlayıcı, birleştirici bir konuşma yapmayı tercih etti. Birlikten, bütünlükten ödün vermedi.


“Yol arkadaşlarımız, devrimciler, Kuvay-ı milliyeciler, 89 yaşındaki genç  CHP'liler, hepinizi saygıyla selamlıyorum, Cumhuriyetçiler, sevgili CHP'liler” derken, CHP'nin ihtiva ettiği bütün unsurları kabullendiğini gösterdi. “Cumhuriyet Halk Partisi benimdir” demedi.


 


Öyle ki, Kılıçdaroğlu, “CHP'li olmak, kardeşliktir, barış, dostluktur,  hiç kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayan bir CHP'dir. CHP'li olmak 'biz kimseye  kin tutmayız, kamu alem birdir bize' diyen Yunus Emre'dir.” diyerek bir anlamda ne Sav'a, ne de beraberindekilere kırgınlığı, kızgınlığı olmadığını da gösterdi.


 


Oysa Sav'ın otelde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşma da kullandığı “Yağma yok arkadaşlar onlar misafir biz ev sahibiyiz. Sel gider kum kalır.” sözleri  Kılıçdaroğlu'nun  tavrının tam tersi, kızgın, yırtıcı bir resim çizdi gözümde.


 


Üstelik Sav, kurultaya katılan 'imzacı delegelere' de ateş püskürdü.  Oysa bir delegenin partisinin kurultayına 'katılma hakkı' olduğunu herkesten önce  O bilmeliydi. Kurultaydan önce “delegenin özgür iradesi”nden bahseden Sav'ın aklına nedense kurultaya katılanlar söz konusu olunca bu özgür irade pek gelmedi.


 


Yıllardır CHP'de olan Önder Sav'ın bu davranışlarını hiç yakıştıramadım açıkcası. Sav'ın yaşına ve tecrübelerine sahip birinden daha olgun, daha sakin, daha uzlaşmacı bir tavır beklenirdi demekten kendimi alamadım.


 


Önder Sav'ın tavrının aynısını Berhan Şimşek'de de gördüm. O da, “Biz bu partinin mal sahibiyiz. Bugün kurultayı yapan anlayış kiracıdır” diyerek destek çıktı Önder Sav'a.
Sav ve Şimşek ikilisini dinlerken aklıma çocukluğum geldi. Kuzenimle bir bebeğin iki kolundan tutup çekiştirerek, 'senin oyuncağım, benim oyuncağım' kavgası yaparken kollarını çıkartmıştık. İkimize de kısmet olmamıştı o bebekle oynamak.


 


Elbette Cumhuriyet Halk Partisi kimsenin tapulu malı, mülkü değildir. Dolayısıyla kimse CHP'nin mal sahibi değildir.


Cumhuriyet Halk Partisi, halkındır.


Artık birilerinin bunu anlaması lazım diye düşünüyorum.


Yazarın Son Yazıları:
Bizim artık bir şehidimiz daha var
Meğer ben 28 Şubatçıymışım…
MHP Erdoğan dedi!