Başbakan, attan önce damdan mı düştü?

Başbakan, attan önce damdan mı düştü?
25 Ekim 2012 09:55

Bilindiği gibi Başbakan, on bakanı ve yurtiçi, yurtdışı gezilerinde yanından hiç ayırmadığı bekâr küçük kızı Sümeyye ile birlikte 23 Ekim 2012 Salı günü Van'a “çıkarma” yaptı.

“23 Ekim” aynı zamanda, onca can yitimine, yaralanmaya, hayvan zayiatına, bina yıkımına neden olan 7.2 büyüklüğündeki Van Depremi'nin 1'inci yıl dönümüydü.
 
2 bin 400 polisin koruduğu Başbakan ve beraberindekiler, 6 helikoptere binerek, “hava yolu”yla, depremden en çok etkilenen Van'ın Erciş ilçesine gittiler.
 
Orada, yapımı tamamlanan 4 bin 880 konutun hak sahiplerine dağıtımı ve 160 derslik ilköğretim okuluyla 96 derslik 3 lisenin, 5 ticaret merkezinin, 5 caminin açılışı da vardı.
 
Başbakan'ın açılışını gerçekleştirdiği okullar arasında, 7 Ekim 2011'de yaşama gözlerini kapayan annesinin adının verildiği iki okul da yer alıyordu. Adları “Tenzile Ana İlkokulu” ve “Tenzile Ana Ortaokulu” idi. Bir yıl önceli depremde yıkılan “Atatürk İlköğretim Okulu”nun yerine yapılmışlardı.
 
Başbakan, açış töreninde konuştu. “Özellikle Evyap ailesine, Fikret Evyap ağabeyimize huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Bana çok ciddi bir sürpriz yaptı ve bu yıkılan okulun yerine inşa ettiği okula annemin adını verdi” dedi, ekledi:
 
“Merhum annem artık demek ki Erciş'te de anılacak. Yani kimileri 'Tenzile Ana' dedikleri zaman, bir zamanlar bu ülkede Başbakanlık yapmış olan Tayyip Erdoğan'ın annesiydi denilecek. Ruhuna bir Fatiha okunursa, o bizim ayrı bir mutluluğumuz olacak. Fikret Evyap ağabeyimiz buna vesile olduğu için kendilerine 'Allah razı olsun' diyorum.”  
….


Baki KARAKOL H&H YORUM

 
Erciş'teki ilk tören Van Gölü kıyısındaki Karataş semtinde yapıldı. Başbakan, buradaki “15 bin” olabileceği konuşulan kalabalığa seslendi:
 
“Eli kanlı teröristle kucaklaşan, demokratik bir siyaset yapamaz. Halkla kucaklaşamazsanız, o zaman parti tabelalarını indirerek İmralı ve Kandili istikamet gösteren tabelaları asın.”  
 
Bu sözleriyle… “Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” koltuğuna oturttuğu Numan Kurtulmuş'a, 10 Ekim 2012 Çarşamba günü CNN Türk'te Şirin Payzın'ın'a “ikinci Oslo süreci”ni kastederek, “… bu sürece en büyük katkıyı sağlayacak olanların BDP'liler olduğunu düşünüyorum…” dediği için “gönderme”de bulunan Başbakan, daha sonra, bir “Nasrettin Hoca Fıkrası” anlattı.
 
Sanata, mizaha, fıkraya vb hoşnutsuzluğunu, soğukluğunu, karşıtlığını yaşanının her anında belli ettiren Başbakan, “Nasrettin Hoca Fıkrası”na geçmeden, “çok büyük hizmetler alması” için Van'ı “Büyükşehir” yapacaklarını söyledi ve “…. Büyükşehirlerin hedeflerine ulaşmasında çok büyük bir adım atılıyor. Şimdi Büyükşehir'le ilgili konuşuyorlar. Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. 'Büyük şehir nedir?' deseler, bir fikirleri yok” dedi.  
 
Başbakan, “Nasrettin Hoca Fıkrası”na, “Nasrettin Hoca'nın damdan düşüşü gibi…” tümcesiyle giriş yaptı, fıkrayı şöyle sürdürdü:
 
“Nasrettin Hoca damdan düşüyor. Herkes doktor arıyor. Nasrettin Hoca ise 'Bana doktor değil, damdan düşeni getirin' diyor. İşte biz, damdan düştük. İstanbul gibi bir şehrin Büyükşehir Belediye başkanlığı'nı yaptık. Büyükşehir'in ne olduğunu biz çok iyi biliriz. Bu yüzden gelecek dönemde Büyükşehir olarak seçime girecek olan Van'ı yönetecek kişi, büyük önem taşıyor. Van iyi yönetilemiyor. Bizimle Van'da hizmet nasıldır nasıl yapılır göreceğiz.”
 
Bi defa… “Nasrettin Hoca” gibi bir gülmece ustası, dehası, “Bana doktor değil, damdan düşeni getirin” demez. Onun adına böyle bir söz üretenler, söyleyenler ve yayanlar çok büyük haksızlık, yanlışlık yapmışlardır, yapyorlar.
 
“Sağlıkta şunu yaptık, bunu yaptık, daha yapacaklarımız var” diyen Başbakan'ın, insanların deprem anılarıyla duygusallaştığı bir ortamda, gerçekle ve bilimle örtüşmeyen söz etmesi, yersizdi, doğru değildi.
 
Kaldı ki… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ne zamandan beri “damdan düşme” ile ilişkilendirilir, tanımlanır oldu?!
 
Bana göre… Fıkra diliyle anlatılsa da, çok çirkin bir ilişkilendirme, tanımlama!.. Böylesi ilişkilendirme, tanımlama, fıkrayı, fıkra anlatımını yaralar!..
….
 
Büyükşehir, Büyükşehir Belediye Başkanlığı “damdan düşmek”se, varsın öyle Büyükşehir ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmaz olsun!..
….
 
Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, denetimlerinin birinde, damdan düştü de, onu mu anlatmaya çalışıyor?!
 
Çok iyi “Belediye muhabirleri” vardı. Onların haberini olurdu. Böyle bir olay yaşanmış olsaydı, “atlamaz”lardı, “haber” yaparlardı.
 
Başbakan, taa Van Erciş'te, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını “damdan düşmek”le ilişkilendirip “İşte biz, damdan düştük. İstanbul gibi bir şehrin Büyükşehir Belediye başkanlığı'nı yaptık” dediğine göre, bir “düşme olayı” var, demektir. Başbakan, açık açık söylesin de, bilelim.
 
Benim bildiğim… Başbakan'ın bir tane “düşme” olayı var. O sırada da Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değildi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı idi.
 
Unutanlara anımsatayım: Gün “30 Temmuz 2003”, yer “İstanbul Bayrampaşa Şehir Parkı” idi. Başbakan, “parkın açılışı” için gelmişti. Usuna kim ya da kimler soktuysa… Başbakan, ata binmek istedi. “Cihan” adında bir at getirildi. Belli ki, bu önceden düşünülmüş, planlanmıştı, hazırda bekleniyordu. Başbakan, at Cihan'a bindi. (“Başbakan, at Cihan'a bindirildi” desem, daha doğru söylemiş olurum. Neyse…) Başbakan, at Cihan'ın üzerindeki eğere oturduktan, ayaklarını eğerin üzengilerine geçirip dizginleri eline aldıktan sonra, at Cihan'ı yelesinden, ağzındaki geminden, burnundan, çenesinden sıkı sıkıya tutan görevlilere “Bırakın” diye seslendi. Görevliler emri yerine getirdiler, kenara çekildiler. Başbakan'la, at Cihan “üç, dört saniyelik” süre kadar baş başa kaldılar. Ortalık biranda toz duman oldu. At Cihan, sırındaki Başbakan'ı, iki sıçrayışla yere indirdi. Nallı ayakları ile neredeyse Başbakan'ı ezecekti. Görevlilerin önlemleriyle Başbakan ucuz kurtuldu. Bütün ulus ve dünya buna tanık oldu.  
 
Ben şahsen, Başbakan'ın, “attan düşme”si dışında, “başka düşmesi”ne tanık olmadım, bir şey de duymadım.
 
Hani… Toplumda “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” ve “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye söylenen sözler var…
 
Bu iki sözden esinlenerek, diyorum ki… Başbakan, Van Erciş'te, deprem anılarının tavan yaptığı duygusal ortamda, “fıkra” adı altında “İşte biz, damdan düştük. İstanbul gibi bir şehrin Büyükşehir Belediye başkanlığı'nı yaptık. Büyükşehir'in ne olduğunu biz çok iyi biliriz” sözlerini neden etti, neden “etme gereksinimi”ni duydu?!.
 
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
 
[email protected]


Yazarın Son Yazıları:
Molla Kasım
Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'
Birand, hastalığın mı, ihmalin mi, gündemin mi kurbanı?