Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'

Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'
23 Ocak 2013 22:15

Bu yazıyı, ağır grip altında yazıyorum. Yanlışlarımı, eksiklerimi lütfen hoşgörün…


Baki KARAKOL H&H YORUM

 
Meslek onurum, gururum Uğur Mumcu'yu, katledişinin 20'incı yılında rahmetle, saygıyla anıyorum…
….
 
Başbakan, partisi AKP'nin Gaziantep il başkanının oğlunun nişan töreninde gene döktürmüş…
 
Başbakan, Başbakan olur olmaz başlattığı “en az üç çocuk” söylem ve kampanyasını olanca hızıyla sürdürüyor.
 
Nikâh törenlerinde tanıklık yapan Başbakan, genç çiftlerden hep en az üç çocuk istedi. Gaziantep'te ise çıtayı yükseltti: En az dört, beş çocuk…
….
 
Önce şu saptamada bulunayım: Başbakan'ın, genç çiftlere, aile büyükleri ve kalabalık davetliler önünde “En az üç yapacaksınız. Şimdi bu sayıyı dörde, beşe çıkardım” demesi kadar yakışıksız söz olmaz!  
 
Başbakan, 0 genç çiftlerin ne hallere düştüklerinin, ne kadar utanç içine girdiklerinin ayırtında değil midir?
 
Başbakan bu… Ayırtında olsa da, olmasa da söylüyor…
 
Ayrıca… Başbakan'ın bu yaptığı, genç çiftlerin yatak odalarına, cinsel yaşamlarına girmesi değil midir?..
 
Başbakan'ın buna ne hakkı var?..
 
Aynı istemi, kendi çocuklarında dile getirdi mi, getirecek mi?..
 
Evli çocuklarının her birinin kaç çocuğu var?.. Ya da çocukları, baba sözü dinleyecek, en az üç ile beş arasında çocuk yapacakları mı?..
 
Başbakan'ın sözünü dinlemeyenler doğru yapmışlardır. Dinlemeyecekler de doğru yapmış olacaklar…  
 
Çünkü… Başbakan'ın istemi, usa, mantığa uygun değil…
 
Başbakan, genç çiftlerden böyle bir istemde bulunmaktan, yeni evlilerin yatak odalarında ve cinsel yaşamlarında turlamaktan artık vazgeçsin.
 
Başbakan, Başbakan gibi davransın; planlama yapsın, yaptırsın, bilimsel çalışsın…
….
 
Umut verici ve sevindirici olan, Başbakan'ın söyleminin “itibar” görmemesidir.
 
Başbakan'ın söylem olarak çok kolay söylediği “En az üç çocuk. Yetmez, dört, beş çocuk” yapmanın ne kadar zor olduğu, ne kadar ağır sorumluluk gerektiği gerçeği, genç çiftlerimizi doğru karar almaya, o doğru kararı yaşa geçirmeye itmiştir, itecektir. Olması gereken budur.
….
 
Başbakan, Gaziantep'teki nikah töreninde demiş ki: “Bizi aslında fert ettiler. Farkında olmadan ilaçlarla vesaire biraz açık konuşacağım, bu toplulukta kısırlaştırma hareketi yaptılar. Çünkü bu milleti böylece daraltmak küçültmek istediler.”
 
Başbakan'ın “Bizi aslında fert ettiler” tümcesini anlayabilmiş değilim.  
 
“Çünkü bu milleti böylece daraltmak küçültmek istediler” sözünden ötürü de Başbakan sormak isterim: Onlar kimler? Kimlerden söz ediyorsunuz?
 
Başbakan ya da Başbakan'a konuşma metni hazırlayanlar toplumsal gerçeklerden çok uzaklar! Uygulanan faşizan siyasalarıyla, ilaca gerek kalmadan asıl simdi tolum kısırlaşıyor.
 
Başbakan “En az üç çocuk. Yetmez, dört, beş çocuk” diye yırtınıyor ama… On yılda ülkeyi ve halkı öyle bir noktaya getirdi ki… İnsanlar mutlu değiller. Sağlıklı ve dinç hiç değiller. İnsanların sevişecek, seks yapacak istekleri, arzuları yok. “Çocuk yapmak” gibi bir korkunun kıskacında sancılar çekiyorlar. “Nasıl bakarız, nasıl besleyip büyütürüz, okuturuz, ekmek sahibi ederiz?” soruları, kâbusları olmuş.
 
Kısaca… İnsanların umutları yitmiş! İnsanlar, yarınlara umutla bakamıyorlar!  
 
Bu siyasi kadro, insanların elinden umutlarını, düşlerini, isteklerini, arzularını aldı…
….
 
Başbakan, 2037 – 2040 yılları arasını tehlikeli yıllar olarak tanımlıyor. Eğer en az üç, dört, beş çocuk yapılmazsa, bu toplum yaşlanacak…
 
Yaşlanmış toplumların gelecekleri karanlık olurmuş…
 
Başbakan, gençliliği ve yaşlılığı rakamla değerlendiriyor. Ne kadar yanlış! Oysa… Us zenginliğinden, us gelişkinliğinden söz etse, alkışlayacağım.
 
Nice uluslar var ki… Nüfus olarak azlar. Ama… İnsan beyin gücü öyle bir gelişmiş ki!.. Onlar insanlar sayesinde dünyanın varlıklı, mutlu, kalkınan uluslardırlar.
 
Nice uluslar da var ki… Kalabalık nüfusa sahipler. Ama… İnsan beyin gücü öylesine gelişmemiş ki!.. İnsanın beyin gücü geliştirmiş ulusların egemenlikleri altında yaşarlar.
 
Başbakan'ın ve ekibinin bu evrensel gerçeği bilmemesi olası değil…
….
 
Başbakan'ın, “Bu gidişle 2037 – 2040'ta tehlike çanları çalıyor” tümcesiyle işaret ettiği tarihlere dikkat etmek gerek. 2037 – 2040 yılları arasında ne olacak? Bir büyük savaş mı olacak? Başbakan, yeni çiftlerden en az beş çocuk isteyerek, dünya savaşı büyüklüğündeki savaşta ölecek, yaralanacak gençler mi istiyor? Bunun mu peşinde?..
 
“Evet” yanıtı vermekten başka seçenek göremiyor, bulamıyorum.
….
 
“Benim bir prensibim var. Ekonomide başarının sırrı, söylerler emek, sermaye, tüketim, üretim ve yatırım planı. Ben diyorum ki hayır, sadece insandır. Çünkü insan varsa emek, sermaye, tüketim, üretim, yatırım var. İnsan yoksa bunların hiç biri yok. Özellikle genç dinamik bir nüfusunuz varsa o zaman gelecek evelallah sizindir.”
 
Bu sözler de Gaziantep'te konuşan Başbakan'a ait.
 
Yalnız ekonomide değil, yaşamın her alınanda başarı, “insan beyin gücü”ndedir. Ve… Bu sır falan değildir.
….
 
“…. böylece sağlıklı bir milleti inşa edeceğiz” diyen Başbakan, sözünde içtense –ben, içten olduğu, olabileceği düşüncesinde değilim- sağlıklı halk yaratmanın yolunun “insan beyin gücü” olduğunu bilsin, kabullensin, kendine ezber yapsın.
 
Lafla peynir gemisi yürümediği gibi, lafla sağlıklı millet de inşa edilmez…
 
[email protected]


Yazarın Son Yazıları:
Molla Kasım
Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'
Birand, hastalığın mı, ihmalin mi, gündemin mi kurbanı?