Barzani olayı en çok şunu gösterdi

Barzani olayı en çok şunu gösterdi
19 Kasım 2013 17:30

Hafta sonu Diyarabakır’da gerçekleşen olay en çok şunu gösterdi ki…

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Siyasal anlamda bir Kürt ulus hareketi yok…

 

Nitekim, hafta sonu gerçekleşen olay zaten Barzani-PYD (Suriye’deki, PKK’ya yakın Kürtler) arasındaki çatışkının şekillendirdiği birşeydi.

 

Şöyle ki…

 

Bundan bir süre önce Barzani PYD Başkanı Salih Müslüm’in kendi sınırlarından geçmesine vize vermedi.

 

Bunun sebebi ise, PYD’nin Esad ile birlikte hareket ediyor oluşu.

 

Barzani bilindiği gibi, ABD safında ve tamamen onula beraber hareket ediyor.

 

Ki, Kuzey Irak’daki Barzani devletini (nispi bir devlet) kuran ABD.

 

Bundan dolayı Kuzey Iraklı Kürtler arasında ABD bir kurtarıcı ve ondan başka da bir dayanaklarının olmadığını düşünüyorlar.

 

Ve, buna bağlı olarak ABD’nin çıkarlarına ters hiçbir angajmanın içersine girmiyorlar.

 

Hatta, bir Kürt oluşumu olan PYD’ye dahi bu nedenle sınırlarını kapatıyorlar.

 

ABD Kürtlerin Esad’a yakınlığına prim vermiyor.

 

Dolayısıyla da, PYD ABD’nin ve buna bağlı olarak Barzani’nin hedefinde.

 

Şimdi, bir de, olayın bizdeki Hükümet yönüne bakalım…

 

Bizdeki Hükümet Barzani’yi Diyarbakır’a davet etme kararını, kanımca, Barzani PYD lideri Salih Müslim’e sınır kapılarını kapattıktan sonra aldı.

 

Amacı ise, daha az politik olan yaygın Kürt popülasyonun gözünde Barzani ve Şivan aracılığı ile etki kurup, PKK’nin şahin kanadına yakın PYD’yi şahin kanatla birlikte yalnızlaştırmak.

 

Ancak dış politikasının ne kadar aptal olduğu bilinen ve ispatlanan Hükümet’in ötelediği bir sorun var…

 

O da şahin kanadın silah kullanma azmini bu politika ile körüklüyor olması.

 

Kaldı ki, Barzani’nin PKK ile Türkiye devleti arasındaki çatışmalara ne bir etkisi olabilir, ne bir katkısı ne de bir engeli…

 

Çünkü Türkiye’deki mesele Barzani’nin etki alanında değil, o daha başka bir teritoryal dinamiğe sahip.

 

Barzani’yi PKK’ya karşı kullanarak bu işlerden sıyıracağını düşünebilecek kadar salak olan bir kimse…

 

Bu yaptıklarının tamamını tıpkı Suriye olayında olduğu gibi bela olarak başımıza döndürecektir.

 

Tek amacı seçim almak olan bir Hükümetten hayır gelmesi zaten teorik olarak da mümkün değil ama hayrı bırakın, sürekli silahlı çatışma dinamiği körüklüyorlar.

 

Bu arada…

 

Sivas’ın doğusuna geçtim son 3 günde ve geri döndüm.

 

Size anlatacaklarım var ama bugünlük şunu söylemek istiyorum yazının konusu kapsamında…

 

Erdoğan’ın muhalefeti Sivas’ın doğusu ile tehdit etmesinin sebebini anladım…

 

Sivas’ın doğusu boşalmış-boşaltılmış…

 

Sivas ile Erzurum arasında araba kullandım.

 

Biraz da kek bir biçimde çünkü o hattın o kadar ıssız ve terk edilmiş olduğunu bilmiyordum…

 

Tabii, yalnız değildim ama iç parçalayıcı bir biçimde bir, “No man’s land” orası.

 

Herhangi bir yol yemek vs. tesisi dahi yok, yollarda giden araba sayısı da zaten yok denecek biçimde…

 

İyi ki, yemek için Sivas’ın içine girmişiz yoksa açlıktan gözlerimiz belerirdi.

 

O yol boyunca devlet de yoktu.

 

Ben, hatırladığım coğrafyaların hiçbirinde bu kadar uzun devletsiz bir coğrafya görmedim.

 

ABD’nin engin coğrafyalarını dahi kapsayan ve gözle görülür bir devlet var.

 

Eski Doğu Bloku ülkelerinin sevimsiz ıssızlıklarında bile devlet var.

 

Ama Sivas’ın doğusunda bu yok.

 

Vay, anladık şimdi…

 

Demek Erdoğan muhalefeti bundan dolayı tehdit ediyordu, “Sivas’ın doğusuna geçin de sizi görelim” diye.

 

Vay, vay… E, o zaman bırak o coğrafyayı..

 

Madem yönetemiyor ve muhalefeti de bununla tehdit ediyorsun, ver o coğrafyayı başkasına.

 

Hibe et.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan