Van’da yaşanan depremin ardından 3 gün geçmesine rağmen hala insanların dışarıda kalmaları , tuvalet , çadır ve gıda ihtiyaçlarının temin edilememesi içler acısıdır…

 

Günlerdir , hükümet BDP’ye , BDP de Kızılay’a suçu atıyor…

 

Hüseyin Çelik Fatih Altaylı’nın canlı yayınında Kızılay Başkanı’nı fırçaladı gösteriş olsun diye.

 
Çadır ve tuvalet eksikmiş….

 
Zannedersiniz ana muhalefet partisi reisi…Tek başına iktidar olan ve devletin tüm olanaklarına sahip olan onlar değil sanki.Ama taktikleri gereği sıkışınca bir günah keçisi bulup suçu ona havale edip halkın gözünde itibarlarını kurtarmakta ustalaştılar…

 
1999’dan bu yana ÖTV ve Deprem Vergileri milyarlarca dolar oldu ama malesef bu kaynaklar başka işler için kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Deprem bir gerçektir ve önlemimizi almamız gerekmektedir. Doğa durmadan bizi uyarırken biz uyuyarak işi ilahi makama bırakırsak bu da bizim ne kadar aklımızı kullanamadığımızı gösterir.

 
Tanrı bizi o kadar seviyor ki , özgürleştirmek için bizi akıl verdi bize…Biz o aklı kullanamazsak özgür olamayız.

 
Gelin 1924 Erzurum Depremi’ne gidelim…

 
Hepimiz geçen senelerde 1924  Erzurum Depremi sonrasını anlatan Anadolu Sigorta reklamını izlediğimizde çok duygulanmıştık.

 
Deprem sonrası yıkılmış binalar sönmüş ocaklar…

 
Atatürk derhal bölgeye gider halkıyla kucaklaşır. Üzüldüğünü gören deprem mağdurları etrafını sarar, paşalarını ve kurtarıcılarını böyle üzgün görmek onları derinden etkiler çünkü. Mustafa Kemal’e moral verirler…

 
Atatürk daha 1 yaşında , borç içerisinde savaştan yeni çıkmış olan ülkesinde halkının yaralarını sarmaya başladı.

 

İnanmayacaksınız ama 37 günde barınak ve konut sorununu çözüldü.

 

Başbakan İsmet İnönü’ye doktor sıkıntısı nedeniyle ‘ültimatom’ çekti ve doktor ihtiyacı kısa sürede karşılandı.

 

Atatürk bunlarla da kalmıyor 15 günde de yıkılan okullar yerine yenisini yaptırıyor ve çocuklar kısa sürede okullarına kavuşuyor.

 
 
Ve daha o yıllarda depreme ve afetlere karşı sigortalıyor halkını Mustafa Kemal…

 
Erzurum , Pasinler halkı daha sonra teşekkür telgrafları ve mektupları yağdırıyorlar paşalarına…

 

Daha 1 Yaşında olan , ve toplu iğne üretecek fabrikası olmayan Cumhuriyet , o kadar yokluk , borç ve yıkım içinden kimse kimsenin vicdanına mahkum kalmasın – vatandaş muhtaç olmasın diye sigorta şirketi kurarak insanın derdine derman oluyordu. Şimdi o kadar zenginliğin içinde bu rezil manzara Cumhuriyet anlayışından, insanlık idealinden ve fikrinden uzak olduğumuzu gösteriyor…TÜM YOKLUK İÇERİSİNDE ATATÜRK DERMAN OLURKEN BU KADAR VARLIK İÇERİSİNDE HALKA ANCAK DERT OLMAK…

 
Son cümleyi sizlere bırakıyorum…

 

 
İŞTE HEPİMİZİ DUYGULANDIRAN O REKLAM

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
‘Bu adamlara Haddini Bildiriniz!’
Türklükten fayda görmedim!
Alternatif usta belgeseli