‘Bu adamlara Haddini Bildiriniz!’

‘Bu adamlara Haddini Bildiriniz!’
31 Ekim 2013 09:15

Meclise türbanlı üç kadın AKP’li milletvekili girecek şimdilik!

 

Seyit TOSUN H&H YORUM

 

Gülay Samancı, Sevde Bayazıt Kaçar ve Nurcan Dalbudak…

 

‘İnançlara saygılı Laiklik’ ilkesinin ne kadar haklı ve gerekli olduğunu bugünler bizlere gösterdi.

 

CHP Milletvekili Şafak Pavey’in pantolon giyebilmesi için hazırlık yapıldığında, dönemin BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ‘Hadi başörtüsüne getirelim’ diye zarf attığında AKP başörtüsünden ‘firar’ etmişti.

 

Ya da Bülent Arınç, başörtüsü isteyen bir vekili cezalandırıp ‘yasak’ deyince tersi mi olmuştu?

 

O zaman günah işlediniz şimdi mi aklınız başınıza geldi? Tabi ki hayır.

 

Çünkü yerel seçimlere batmış bir ekonomi ve dış politikayla giremeyeceğini anlayan AKP yine türbana sarıldı.

 

Bu nedenle AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açıklamalarında 1999 yılını işaret ederek ‘Ecevit de başörtüsüne karşı çıktı. Halk da onu sandığa gömdü!’ dediler.

 

1999…

 

DSP birinci parti olarak mecliste yerini almıştı. ‘İnançlara saygılı Laiklik’ prensibinin sahibi Ecevit her zamanki tevazuuyla yerini almıştır. Kısa keseyim: FP İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı başörtüsüyle meclise girmişti. Ecevit her zamanki kararlı ve nazik ifadesiyle ‘Burası devlete meydan okunacak yer değildir’ demiş ve ‘Bu hanıma haddini bildiriniz’ ifadesiyle sözlerini tamamlamıştı.

 

Bunu sömüren yobaz tayfa her yerde Ecevit’in başörtüsü ile uğraştığını anlatıp durdular. Tıpkı şimdi ki gibi…

 

Öncelikle tekrar hatırlatalım: Merve Kavakçı’nın vekilliği başörtüsünden değil, ABD vatandaşı olduğu için düşürülmüştür.

 

Ecevit, ABD vatandaşı olan bir kadına anayasanın gereklerini yapmıştı.

 

Yani Ecevit’i bugün bazı türbanlı adamlar çıkıp anayasayı uyguladığı için eleştiriyor.

 

Bu adamlara haddini bildiriniz!

 

Bilenler bilir, dindar bir DSP milletvekili olan Gaffar Yakın Ecevit için ‘Bülent Bey İslam’ın prensiplerini zaten yaşıyor ve Yesevi, Hacı Bektaş, Yunus Emre, Mevlana çizgisindeki yoruma katılıyor.’ Demişti.

 

Ben de bununla ilgili gözlemimi söylemek isterim.

 

Ecevit’in evine ilk kez girdiğim zaman çok şaşırmıştım.

 

3 oda 1 salon olan ev küçük bir bahçeye sahipti. Ecevitlerin kedileri bu bahçede yaşıyordu. Mütevazi bir evdi. Her duvarı gömme dolaplara kitaplık haline getirilmişti. Önce ben çoğu kitabın siyaset ile ilgili olacağını düşünürken yanılmıştım. Ecevitin neredeyse tüm kitapları Felsefe, Sanat, Tarih ve Din bilimleri ile ilgiliydi. Elmalılı’nın Kuran-ı Kerim çevirisi ve Uzakdoğu sanatları isimli bir kitap ilk gözüme çarpanlardı.

 

Bu adamlara başka bir şeyi daha hatırlatmak isterim:

 

İktidar yolsuzluk çukuru ve dosyaları içindeyken ve devletin malı şahıslara akıtılırken, bakın Ecevit şahsi mallarını nerelere harcamıştı?

 

Fikret Bila 2005 yılında Ecevit’le yaptığı görüşmede açıklamıştı bunu. Rahmetli Ecevit’in “şeyhülislam” gibi görev yaptığını belirttiği anne tarafından büyük dedesi Hacı Emin Paşa’nın görevi resmi belgelerde “Harem Şeyhi” olarak geçiyor. “Hicaz’da ihrama girilen yerden Kâbe’ye dek uzanan bölüm” olan kutsal bölge Harem, Hacı Emin Paşa’nın otoritesi altında bulunuyordu.

 

Daha sonra büyük dedesinden kalan kıymetli araziyi Türk Hacılarının konaklaması ve dinlenmesi koşuluyla devlete bağışlamıştı Ecevit. Fikret Bila, bu durumu ‘Bülent Ecevit’in kişiliğine uyan bir jest..’ olarak tanımlamıştı. Bülent Ecevit, Türk hacılar için sadece bu araziyi bağışlamakla kalmıyor, ayrıca Hazine değerinde olduğu saptanan çok geniş bir kütüphaneyi de yine araştırmacıların kullanımına vermiş oluyordu.

 

Birkaç örnek daha…

 

1994 yılında Çanakkale Şehitlikte ortaya çıkan yangın nedeniyle birçok ağaç yok olmuş şehitliğin etrafı nahoş bir manzarayla karşı karşıya kalmıştı.

 

Bu duruma Ecevit kayıtsız kalmamış, orada bulunan arazisini o dönemki emektar şoförü Cemal beye vekalet vererek satmış , tüm parayı yeniden orman oluşturulması için Orman Bakanlığı’na bağışlamıştı.

 

Sadece bu da değil. Antalya’daki orman yangınından sonra oradaki arsasını da satarak yanan ağaçların yerine fidanlar dikilmesini sağlamıştı Ecevit.

 

Çoğu insan bilmeyebilir, çünkü Ecevit bunları hep gizli olarak yapıyordu. Güneydoğu’da yaralanan Gazimize Ankara’daki evini bağışlamıştı sessiz sedasız Ecevitler… Rahşan Ecevit, 15 ve 4 yaşında iki erkek ve halen ortaokulda okuyan bir kızlarıyla gecekonduda yaşayan gaziye, kendi adına aldığı evin tapusunu devretmişti.

 

Birkaç yıl önce de Rahşan Ecevit , Bülent Ecevit’in bütün eserleri ile kişisel arşivinde tuttuğu tüm not, yazışma ve belgeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanacak. Rahşan Ecevit, kitap dizisinin tüm telif gelirini Mehmetçik Vakfı’na bağışlamıştı..

 

Ecevit, inançlara saygılı ve ülkenin birlik, bütünlük ve Atatürk devrimlerinden taviz vermeyen bir liderdi…

 

Müslümanlar ölmesin diye Irak harekatına karşı çıktığı için ABD’nin içerdeki ve dışardaki sermayedarları tarafından komploya uğratıldı.

 

Irakta 1 milyon Müslümanı öldürerek yüzbin kadına tecavüz eden ABD askerlerine asla dua etmedi!..

 

Adam gibi adamdı…

 

Yaşasaydı bu adamlara! da haddini bildirirdi…

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
‘Bu adamlara Haddini Bildiriniz!’
Türklükten fayda görmedim!
Alternatif usta belgeseli