Muhtarlar konuşmasında kampanyasının özü var
9 Şubat 2017 17:30

Erdoğan dün sarayında muhtarları topladı.

Safile USUL H&H YORUM

450 muhtara konuşma yaparken onlardan burda dinlediklerini diğer muhtarlara ve yaşadıkları yerdeki halka anlatmalarını istedi.

Erdoğan muhtarlara dün yaptığı konuşmayı 16 Nisan’da yapılacak başkanlık referandumuna ayırdı ve bu konuşması aynı zamanda Erdoğan’ın meydanlarda halka anlatacağı şeylerin genel çerçevesini taşıyordu.

Önce muhtarlara değinelim biraz.

Muhtarlar saraya çağırılıp, Erdoğan tarafından ağırlanmaktan ve televizyonlara çıkmaktan dolayı çok gururlulardı.

Dolayısıyla dinledikleri konuşmaya bu psikoloji ile yaklaştılar.

Ama olsun, neticede sarayda ağırlanmanın, kendilerine doğrudan hitap edilmesinin karşılığını vereceklerinden eminim.

Erdoğan’ın konuşmasından net olarak görülüyordu ki, Erdoğan ve ekibi başkanlık sistemine karşı kullanılan argümanların toplumda karşılık görmesinden çekiniyorlar ve referandumu çantada keklik görmüyorlar.

Şimdi bakın…

Erdoğan başkanlığı savunmaya ayırdığı konuşmasında önce rejimin değişmeyeceğini, Cumhuriyetin 19232de kurulduğunu ve rejim tartışması olmadığını söyledi.

Ballar gibi, bal gibi Cumhuriyet rejimini değiştirmeye çalıştığı halde böyle bir savunma yapması, Erdoğan’ın tüm Türk halkının Cumhuriyet ve Atatürk’ü kabullenmiş olduğunu ve Cumhuriyet rejiminden memnun olduğunu düşündüğünü gösteriyor.

Erdoğan’ın bu düşüncesinden Cumhuriyetçiler de bir sonuç çıkarmalı.

Halka daha çok güvenmeli yani.

Erdoğan daha sonra TBMM’nin etkisinin eskisinden de çok olacağını anlattı.

Erdoğan demek ki halkın TBMM’yi benimsemiş olduğunu ve esasen tek adamlığa geçit vermeyeceğini biliyor, o nedenle muhtarlara lo lo lo anlamında, “Muhalefet yalan söylüyor, TBMM daha da güçlenecek, tek adam rejimi olmayacak” diyor.

Bir de vura vura diyor ki, “Bu muhalefetin işi gücü yalan söylemek.”

Ama sabah kalkıyor ki millet ( Türk Milleti) 657 sayıkı KHK burnuna dayanmış.

Olağanüstü halle ilgili olmayan, kış lastiğinden tutun şirketlere atanan kayyumlara ve RTÜK’ün neyi nasıl yapacağına dair bir KHK saplanmış Türkiye’nin böğrüne.

Devam ediyorum Erdoğan’ın dünkü konuşmasından…

Erdoğan muhtarlara tek adam rejimi olmayacağını, TBMM’nin eskisinden güçlü olacağını, hatta yargının sadece bağımsız değil, artık tarafsız da olacağını anlatmanın yanı sıra, muhalif partilerin prestijini düşürecek sözleri döne döne sarf etti.

“Bunlar köprülere karşı çıkar, bunların elinden birşey gelmez, halk için yapılan her işe karşı çıkar, bunlar beceriksiz, eskiden kuyruklar vardı hatırlarsanız, kasa da fırlatılmıştı, biz geldik hepsini düzelttik” mealinde çok sayıda cümle kurdu.

Şimdi bakın, bu sözler etkili olur eğer bu sözlere karşı adam gibi siyaset üretecek birileri olmazsa…

Ve de, tek adam rejimin geldiğine dair anlatıcı ve ikna edici bir muhalif siyaset etkili olmazsa bu dönemde.

Hay Allah, keşke CHP’nin başında Erdoğan’a karşı ağırlık oluşturabilecek birisi olsaydı.

Ne harika olurdu.

not: Erdoğan konuşmasında ilk kez millet derken hangi milleti kastettiğini açıkladı, Türkiye İbrahim milleti imiş.

Anayasa’ya niye yazdırmadi ki bunu Erdoğan ve Bahçeli.

Bilirdik biz de milletimizin adını.

Şimdi anneme desem biz hangi milletteniz, kadın bana manyak der ama haberi yok İbrahim millleti olayından.

Muhtarların da yok aslında.

ARADIM TARADIM, BULAMADIM

Dünkü Erdoğan-Trump yazısını yazdığımda ABD’de henüz gece yarısı olduğu için ABD basınında bu görüşmeye dair haber henüz yoktu.

Bugün baktım.