MHP’li Adan: 17 ve 25 Aralık tarihin en büyük hırsızlık olayıdır

MHP’li Adan: 17 ve 25 Aralık tarihin en büyük hırsızlık olayıdır
12 Kasım 2014 00:47

MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, “17 ve 25 Aralık tarihin en büyük hırsızlık olayıdır. Takipsizlik vermek yakıştı mı Türkiye’ye” diye konuştu.

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda, yeni yargı paketi ile Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını değiştiren yasa teklifi ele alındı. Birleştirilen teklifin geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı ve maddelere geçildi. Teklifin ilk 5 maddesi kabul edildi.

 

 

MHP’li Celal Adan, 17-25 Aralık’ın adalet için milat olduğuna dikkat çekti. Adan, hakim ve savcıların haysiyetiyle oynandığını, adaletin anasının ağlatıldığını söyledi. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları sebebiyle 4 bakanın istifa ettiğini hatırlatan Adan, takipsizlik kararı verildiğini belirterek “17 ve 25 Aralık tarihin en büyük hırsızlık olayıdır. Dört bakan istifa etmiş, ne olur savcı mahkemeye verse, suçları yoksa hakimler ayıklasa. Takipsizlik yakıştı mı Türkiye’ye? Neden mahkemeye gitmedi diye sordum, ‘Yargıtay’dan korkulduğu için mahkemeye gidilmedi’ dendi. Şimdi Yargıtay’daki yapı değiştirilmek isteniyor. Gönderin şunları mahkemeye suçları varsa çeksinler cezalarını. Bu süreç geçici. Karambole getirerek oy çokluğuna dayanarak bir şey yapmayın, bunlar ülkeye çok zarar veriyor.” şeklinde konuştu.

 

 

 

CHP’li Mahmut Tanal ise ‘makul şüphe’nin keyfiliği gündeme getireceğini belirterek, çağdaş ceza hukukundan gittikçe uzaklaşıldığını belirtti. Avukatların soruşturma dosyalarına bakamayacak olmasını eleştiren Tanal, “Darbe dönemlerinde ve rejim değişikliklerinde dosyalarda gizlilik kararı olur. Çok ciddi bir geriye gidiş sözkonusu.” dedi.

 

 

 

CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan ise “Polislerin evleri arandı ama hepsi serbest bırakıldı. Demek ki somut delil olmadan arama yapılabildi. Sorun uygulamada. Makul şüphe, yeterli şüphe kavramına dönüştürülebilir. Bu temel hak ve hürriyetler noktasında vatandaşların haklarının korunması anlamına gelir. El koyma yetkisi genişletiliyor.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

Avukatların dosyadan bilgi alması konusunda bir süre konulması gerektiğini belirten Aldan, aksi halde keyfiliğe sebep olabileceğine dikkat çekti. HSYK’nın yeni yapısı bu anlayışla devam ederse kürsüde görev yapan hakim ve savcılardan fazla Yargıtay ve Danıştay üyesi görüleceğini dile getiren Aldan, “Yargıtay’a siyaset virüsü 2010′da girmiştir. Daha önce bireysel siyaset vardı. 2010′dan sonra yargıda siyasallaşma, gruplaşma olmuştur. Vahim olan budur. Şucu musun bucu musun; şu dairede bizden kaç kişi var dediğiniz zaman bu yargı çökmüştür. Bunu yeniden tesis etmenin yolu kalmadı. Artık bu noktayı geçtik. Ciddi bir savaş veriliyor ve bu savaşın bir neferi durumundayız. Buraya gelen yasa tekliflerinin çoğunluğu birer paze parçası oluyor. İlk başta masumane bir madde diyoruz. Bir süre sonra pazelerin parçalarını bir araya getirince anlaşılıyor.” şeklinde konuştu.