Ankara ve Matbuat

Ankara ve Matbuat
19 Kasım 2011 09:25

Türkiye'nin gazetecilik yıllarını şöyle bir düşündüğümde aklıma önce Ulus gazetesi geliyor.Tabi birde Cumhuriyet gazetesi.



 
  Bir zamanlar Bülent Ecevit'in baş yazarlığını yaptığı,Cumhuriyetçi ve Cumhuriyet Halk Parti'lilerin sıkı sıkıya bağlı  olduğu,sloganı ise ''Adımız andımızdır'' olan Ulus gazetesinin karşısında Demokrat Parti'lilerin Zafer Gazetesi okuyarak partilerine ve fikirlerine sahip çıktığı  yıllar…



 
  Tabi Ulus ve Zafer gazeteleri denilince birçoğumuzun aklına Ankara'nın Rüzgarlı' sın da ki aktif matbuat yılları geliyor.Ben yaşımın 22 olmasından dolayı o yıllara bizzat tanık olamadım ancak  yaşını almış birçok entelektüelin en önemli yıllarını geçirdiği Ankara şehrinin eski yıllarını yine bu insanların ağzından dinleyerek o günleri gözümde canlandırmak bile müthiş bir duygu yaşattı…



 
  Geçen sene Can Dündar, Milliyet gazetesindeki köşesinde Ankara'daki gazeteciliğin 80'li yıllardaki durumuna değinmişti.Bakın kimler varmış o zaman Ankara'da : Emin Çölaşan(Milliyet'te),Ahmet Taner Kışlalı,Uğur Mumcu(Cumhuriyet'te) ki yaşasa hala Cumhuriyet'in başkentinden ayrılmazdı,Ertuğrul Özkök (Hürriyet'te),Örsan Öymen (Milliyet'te) ve daha nice usta kalemler.Kızılay'daki bir kafeye her gittiğinde aynı köşe masada oturan Atilla İlhan ve Ankara'dan yetişen Bekir Coşkun,Güneri Civaoğlu, Başbakanlık Basın Danışmanlığı aynı zamanda Hürriyet gazetesi baş yazarlığı yapmış Milletvekili  Oktay Ekşi gibi önemli kalemler den de söz etmesi beni tarihi bir yolculuğa götürdü.Can Dündar'ın Rüzgarlı' yı Ankara'nın Babıali'si olarak değerlendirmesi o yılların Ankara'sının basın hayatındaki önemini daha iyi kavramamı sağladı.



 
  Zaman nasılda akıyor?Nadir Nadi,Yunus Nadi,Abdi İpekçi,Uğur Mumcu,Ahmet Taner Kışlalı,İlhan ve Turhan Selçuk kardeşler…Son olarak Hikmet Bila.Şöyle bir bakıyorum da kimleri yitirmişiz.



 
  Her koşulda özgürlükten yana olan cesur yürekler,irfan sahibi olmanın bedelini en ağır şekilde ödeyen ve ölünceye kadar yılmayan nice kalemleri hatırlıyorum.



 
  İşte böyle dostlar;Gidenler gelmiyor geri ve bu yüzden bir hüzün alıyor beni…Ankara eski Ankara değil artık! Darbeler yordu şehrimizi,içine kapandı başkentimiz…


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)