Uludere saldırısı AKP'ye darbedir

Uludere saldırısı AKP'ye darbedir
30 Nisan 2013 10:10

AKP’nin kurucularından, tecrübeli Kürt siyasetçi Dengir Mir Mehmet Fırat’ın AKŞAM’a yaptığı açıklamaların ikinci bölümü de tarihe not düşecek nitelikte:

- Türkiye’de bilmediğimiz çok şey var dediniz. Neyi bilmiyoruz
mesela?

ŞU an yasak olmayan ve TBMM arşivlerinde bulunan İstiklal
Mahkemesi kararlarını dahi açıklamaktan halen korkuyoruz. Neden
Süryaniler, Nasturiler yok bugün? Anadolu’da oldukça yoğun olan
Ermeni veya Ezidiler nerede? Osmanlı’nın son 50-60 yılında oldu
bunlar. Anlayabilmek için İstiklal Mahkemesi kararlarına bakmak
lazım. Genelkurmay belgelerinin de açıklanması lazım.

- Gerçi Meclis’in Uludere raporu kimseyi pek tatmin etmedi…

ULUDERE’yi tek başına alamazsınız. Eskiyi araştırırsanız bugünün
Türkiye’sini de aydınlatırsınız. Mesela Uludere’den önce
karakollarımıza yapılan PKK saldırısında çok sayıda insanımız
öldü. Hiçbiri profesyonel değildi. Hemen tümü mecburi hizmetlerini
yapmak için gitmiş, belki daha önce on tane mermi bile sıkmamış
çocuklardı. Peki, arkasından niye Uludere oldu? Kim, nasıl, niye
emir verdi? Sonra Suriye’de düşen uçak olayının da detaylarını
bilmiyoruz.

DARBELERİN YAPISI DEĞİŞTİ

- Sizin öngörünüz nedir?

BUNLARIN tümünü değerlendirdiğinizde bana göre AK Parti’ye karşı
provokasyondur. Ama analiz yapabilmek için geriye gitmek ve
olayları üst üste koyabilmek lazım. Türkiye’de hakim güç neydi? 27
Mayıs, 12 Eylül askeri darbeydi. Peki 28 Şubat? Asker “post modern
darbe” dedi. Darbeler giderek kendini çağa uyduruyor. Yapan
örgütün kendine verdiği isim Ergenekon. Demek ki, şimdi darbe
yapacaksanız başka türlü yapmak durumunda kalacaksınız.

- Nasıl olacak silahsız darbe?

SİVİL yönetimi itibarsızlaştırma yoluyla. Neden? Çünkü hepsi AK
Parti’nin hanesine yazılıyor.

- Uludere ve Suriye’de düşen uçak meselesini Ergenekon’a mı
bağlıyorsunuz?

İSTER Ergenekon, ister başka bir ad verin, önemli değil.
Demokrasinin yerleşmesini istemeyen elit kitlenin Türkiye’yi
yönetmesi gerektiğini düşünenleri kast ediyorum.

BAŞBAKAN’A SORMADILAR

– Tüm bu yapılan operasyonlara, davalara rağmen mi söylüyorsunuz
bunu?

AK PARTİ Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı gibi korunaklı
yerlere birkaç ay önce yapılan eylemi hafife almayın. Nasıl oldu
bu? Hükümete kim, ne mesaj verdi? İyi anlamak lazım.

- Uludere’de AK Parti’ye hiç sorumluluk yüklemiyor gibi
söylediniz, doğru mu?

TABİİ ki AK Parti’ye, Başbakan’a sormadılar bombalarlarken. Ama
kimin yaptığı biliniyor. Çünkü emir komuta var, beş dakikada
çıkarırsınız. Ama arkasındaki olayları bilmek lazım. Niye yapıldı?
Hedef neresiydi? 34 kişi önemli değil onlar için. Bunun sonucunda
varılmak istenilen sonuç başka.

OĞLUNUZ NEREDE ASKERDİ?

- Uludere, Suriye’de düşen uçak, AK Parti Genel Merkezi ve Adalet
Bakanlığı’na saldırılar… Çözüm sürecini engelleme
organizasyonuydu imasında bulunuyorsunuz galiba…

EVET öyle düşünüyorum. Dikkat edin, şehit cenazeleri içinde o
elit tabakanın hiçbirinin çocuğu yoktur. Hepsi fakir fukaranın
çocuklarıdır. Onlar çocuklarına İzmir Orudevi’nde ya da Antalya
Karpuzkaldıran’da askerlik yaptırmaya çalışıyorlar. İçinde eski
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un da olduğu bir platform çözüm
karşıtı açıklama yaptı. Sürecin ülkeyi bölünmeye götürdüğünü
söyleyenlere şunu sormak istiyorum: Hiç erkek çocuğunuz yok muydu?
Varsa nerede askerlik yaptılar?

- Çatışmanın devam etmesini istemiyorlar bence. Süreçle ters
düştükleri unsurlar var diye anlıyorum açıklamalarından…


HAYIR, devam etsin istiyorlar. Niye “PKK’lılar çıkıyor, yakala”
diyorlar hükümete. Çoğunuz iktidardaydınız, neden bunların
girişine müsaade ettiniz?

Türkiye sınırı elek mi?

– Geçmişte PKK’nın ülkeye girişine müsaade mi etiler yani?

HERHALDE. Bunlar orada eğitim görüp, nasıl bu tarafa geçtiler?
Türkiye’nin hududu mübarek elek mi ki? Yok sınırı kontrol
edemiyorsanız, bugün bunu neden söylüyorsunuz? Bu PKK’lılar o
kadar rahat tutulabilecek vaziyette idiyseler o zaman siz de
kusurlusunuz. Daha önce devlette önemli görevlerde bulunmuş
insanlara ben de bunu sormak isterim. “Neden Kandil’e girip,
dağıtmıyoruz?” diye de soruluyor şu ara…

- Evet, mümkün mü bu?

GÖRENLER biliyordur. Kandil öyle beş bin, on bin kişinin
gideceği bir alan değil. Çok sarp bir bölge. İran girmeye çalıştı
bir dönem… Bildiğim kadarıyla iki generali öldü ama Kandil’e
giremedi. Türk ordusunun oraya gitme hakkı var ama tabii ki bir
risk değerlendirmesi yapıyorlar, bura oturup konuşmak kolay.

Kürdistan adını Osmanlı verdi

Fırat “Bugün Irak’ın kuzeyi diye adlandırılan bölgeye Kürdistan
adını Osmanlı verdi. Ama biz bugün bu adı söylemekten bile
korkuyoruz. NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye
1850’lerin Osmanlısından daha mı güçsüz” diye soruyor…

- Karayılan’ın “dört parçalı Kürdistan’da yaşayan” Kürtlere
yaptığı konferans çağrısı var. Kürtlerin uluslaşma serüveni
açısından nereye koymak lazım bunu?


BİR isteğin olması ayrı, gerçekleşip, gerçekleşemeyeceği ayrı.
Bugün Türkiye’de Çin denizinden Macaristan’a, hatta Finlandiya’ya
kadar birleşmek isteyen Pan Türkçüler de var. Bundan 80 sene önce
Kürdistan denen yerler bizim bölgemizdeydi. Üstelik Kürdistan
adını Kürtler değil, Osmanlı vermiş. Kürdistan Eyaleti’nin
başkenti Van Erciş’tir. O gün Osmanlı oraya Kürdistan demekten
korkmuyordu da, bugün neden korkuyoruz? Bugün daha mı zayıfız o
günkü Osmanlı’dan?

- NATO’nun ikinci büyük ordusunun PKK’yı bitirememesi ilginç
değil mi?

ONU feveran eden o beylere soracaksınız. Çünkü kimi Meclis
Başkanı, kimi ikinci ordu komutanı, kimi olağanüstü hâl bölge
valisiydi… 2012’de PKK’ya ağır bir zaiyat verdirildi. Ve o
süreçte fazla şehit haberi de gelmedi. Çünkü tamamen profesyonel
ordu girdi oraya. Bugün PKK’yla konuşuluyorsa devlet yenik olarak
o masaya oturmadı…

- Ordu PKK’nın karşısına yenik olarak oturmadı dediniz. Zafer
kazanmış olarak mı oturdu peki?

ZAFER kazanmamışsa da güçlü oturdu. Çünkü bir de 99 çekilmesi
var. Ama o zaman Öcalan yakalanmıştı. On yıllık süreçte AK Parti
yasakları büyük ölçüde kaldırdı. 2000’den önce PKK Avrupa’da bir
toplumun kurtuluş mücadelesini veren güç olarak algılanıyordu ve
hareket alanı çok genişti. Ama bugün artık o kabul edilmiyor.
Niye? Çünkü düşünce özgürlüğü ve bir sürü yasak ortadan
kaldırıldı.

- Geçen haftaki AKPM toplantısında PKK terörist değil aktivist
statüsüne geçti…

AMA dikkat edin, ondan önce PKK’ya en büyük desteği veren Fransa
ve Almanya’da yöneticilerinin birçoğu yakalandı. Eskiden
Avrupa’dan “PKK’nın lojistik desteğinin kesilmesini” istediğinizde
sizi ciddiye almıyorlardı. Çünkü Kürtçe şarkı söylemek yasaktı, bu
dilin konuşulması yasaktıÖ Hala yapılması gerekenler var ve Avrupa
bunları ilerleme raporlarında söylüyor ama PKK’ya bakış değişti.

Başkanlık ülkeyi ne batırır ne kurtarır

– Başkanlık sistemi demokratikleşmenin parçası olmak zorunda mı
size göre?

HAYIR. Bana göre hepsinde Recep Tayyip Erdoğan hakikaten gerçek
bir siyasetçi ve liderliği almış eline, çeşitli oyuncaklarla diğer
partileri istediği yere savuruyor. Bana göre başkanlık da o.
Başkanlık sistemi olur olmaz, yarı başkanlık sistemi olur, bunun
süreçle ilgisi yok. Başkanlık Türkiye’yi kurtaracak bir sistem de
değil; batıracak bir sistem de. Parlamenter sistem de öyle.
Türkiye’ye uygun bir sistem bulmanız lazım. Bütün sistemlerde
çarkları doğru yere oturtabiliyorsanız hiçbir problem yok. Çünkü
karşılıklı denetleme mekanizmaları var. Başkanlık da olabilir yarı
başkanlık da parlamenter sistem de. Ama bugünkü gibi sistemsizlik
olmaz. Hep denmiş ki “Ben iktidardayım. Cumhurbaşkanı
orgeneraldir. Başbakan orgeneralin emrinde çavuştur”. Bir şekilde
bunun değişmesi lazım.