Tayyip herkesi korkutup püskürttü

Tayyip herkesi korkutup püskürttü
5 Şubat 2014 08:47

Tayyip iktidara geldiğinden itibaren adeta bir suç makinesi gibi çalıştı.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Bugüne kadar yaptığı icraatların önemli bir kısmı yasadışı oldu.

 

Zaten adam Başbakan olmadan önce 2000 senesinde Avustralya’da yaptığı bir radyo konuşmasında şehitlerimize ‘’kelle’’, teröristbaşı Apo’ya ‘’sayın’’ diyerek başbakanlık yapacağı dönemde yasalara aykırı olarak pervasızca işleyeceği suçların bütün koordinatlarını vermiş oldu.

 

AKP’nin iktidar olduğu 2002 senesine geldiğimizde, PKK terörü diğer iktidarların gayretli ve sistemli çalışmaları neticesinde can kayıpları ve yaralanmalar nerede ise sıfıra yakın bir noktada durmuş, eli kanlı teröristlerin sayıları çok azalmış, kalanlar ise inlerine sığınmışlardı.

 

Çünkü, diğer iktidarlar döneminde milli irade ve milli icraatlar hakimdi.

 

Küresel güçlerin esiri ve taşeronu değillerdi.

 

Emperyalistlerin çıkarları ve politikaları doğrultusunda hareket etmiyorlardı.

 

Tayyip, bu dünyada gerek doğuştan getiremediği gerekse sonradan bilgi yolu ile asla elde edemediği vasıflara sahip olamadığı için ulaşılması mümkün olmayacak bir makama ulaştı.

 

Peki, gerek zeka gerekse pozitif karakter gibi doğuştan gelen özellikler ile sonradan elde edilen bilgi nosyonundan yoksun Tayyip neden başbakanlık makamına gelip oturdu?

 

Tayyip’te iki özellik vardı.

 

Biri, daima aklının önünde giden iktidar olma hırsı, diğeri de mevcut karakterine uygun olarak bu hırsı için vermeyeceği, yabancılara peşkeş çekmeyeceği milli ve ahlaki değerlerin olmaması.

 

Zaten emperyalist ülkeler Türkiye gibi kültürel ve ekonomik kalkınmasını tam olarak sağlayamamış ülkelerde tamda bu vasıfta insanları arar bulur, sürekli kendi çıkarları için kullanmak üzere o ülkelerin başına getirirler.

 

Ama aralarındaki çok gizli sözleşme ile.

 

Aksi halde bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödeyeceğini kendisine hatırlatırlar.

 

Tayyip’in işlediği suçların çetelesi mutlaka yurtsever gruplar tarafından en küçük ayrıntısına kadar tutuluyordur ama ben bunların sembolik olanlarını anımsatmak istiyorum.

 

Yukarıda bahsettiğim gibi sıfır noktasına gelmiş olan PKK terörünü 2005 senesinin Ağustos sıcağında Diyarbakır meydanında yaptığı konuşmada ‘’Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olarak Kürt sorununu tanıyorum’’ sözleri ile ateşin üzerine yüz binlerce ton benzin dökercesine tekrar terör belasını hortlatmış, binlerce vatan evladının kanlarının bu topraklar üzerine tekrar dökülmesine sebep olmuştur.

 

Ve bugün Türkiye bölünme noktasına gelmiştir.

 

Yukarıda anlattığım şekilde bir Kürt sorunu olmadığı halde neden Kürt kardeşlerimizin arasında bu kışkırtmayı yapmıştır?

 

Çünkü, kendisini iktidara getiren küresel güçler bunu bir görev olarak kendisine vermişlerdir.

 

Bu olayda iş bununla bitti mi?

 

Ne gezer.

 

Daha sonra terör örgütü elebaşlarıyla anlaşma masasına oturarak, Türkiye’yi bölme planları tartışılmıştır.

 

Ve bu konuda çok tehlikeli bir dönemece girilmiştir.

 

Buna rağmen Devlet’in hiçbir gücü ve kurumu kendisine karşı çıkamamış, sert tepkisini ortaya koyamamıştır.

 

Buna TBMM’deki muhalefet partileri de dahil.

 

Ve, Tayyip bizzat Anayasamız’da ifadesini bulan Büyük Atatürk’ün tarif ettiği Türk milliyetçiliği kavramını da ayakları altına alacak şekilde ağır, affedilemez hatasına rağmen hiçbir güç ve yiğit bir yürek, karşısına çıkıp dur diyememiş, engel olamamıştır.

 

Türkiye’de, Tayyip’in iktidarı döneminden itibaren yani on iki senedir yolsuzluk ve rüşvet olayları olmaktadır.

 

Ucu kendilerine dokunacak diye ‘’Deniz Feneri’’ davasının üzerini örterek zekat hırsızlarını korudular ve onlara dava açan savcıları yargılattılar.

 

Onlarca defa ihale yasası değişti; deveyi hamutu ile yutmak için.

 

Güruhu ile birlikte sonuna kadar da milletin malını yuttular.

 

Son olaylarda her şey sade halkında anlayacağı şekilde, teknolojik imkanlarında yardımı ile apaçık ortaya çıktı.

 

Suçlar bakanlarına kadar ulaştı.

 

Alınan rüşvetlerin telefon tapelerinde kayıtları çıktı.

 

Tüm bu pislikler bakanların çocuklarına kadar ulaştı.

 

Villa muhabbetleri Tayyip ve çocuklarına kadar ulaştı.

 

Tayyip’in çocuklarının kurduğu vakıf ve okus pokus yöntemi ile buraya aktarılan arsa ve paraların pisliği ortalığa saçıldı.

 

Bizzat Tayyip’in bakanını ‘’Tüm ihaleleri Başbakan’ın talimatı ile verdim’’ ifadesi bana göre necasetin en büyük boyutunu göstermekte ve İsviçre bankalarındaki 8 ayrı hesaptaki 1 milyar dolar civarındaki sır mevduatın en büyük kaynağını göstermektedir.

 

Tayyip’in suçlar galerisi dehliz içinde dehliz olarak çok geniş ve karmaşık.

 

En son yapılan 17 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile Tayyip nerede ise abandone ile nakavt olacaktı ama kendini çok çabuk toparladı.

 

Kendi güruhu ile oğlu Bilal’de Yargı tarafından ifade vermeye çağrıldı.

 

Ama suçlar galerisi Tayyip, en ağır cürümlerden birisi olan yasalara karşı gelerek oğlunu ifade vermeye göndermedi.

 

Sadece bununla mı kaldı suçlar galerisi Tayyip?

 

Yargı mensuplarına yapmadığı hakaret kalmadı suçlar galerisinin.

 

Görevini yapan Emniyet mensuplarını hallaç pamuğu gibi her tarafa attı.

 

6500 polis ve amirlerinin yerlerini değiştirdi.

 

Tüm bunları kendi ve aile bireylerinin suçlarını örtmek için yaptı.

 

Şimdi, düşünebiliyor musunuz böyle bir yetki, Suudi Arabistan kralı ile körfez ülkelerinin hırsız şeyhlerinde bile yoktur.

 

Tayyip yönetiminde oluşan pislikler, bir kıyaslama yaparsak helanın dehlizindeki necasetten daha iğrençtir.

 

Düşünebiliyor musunuz, ayakkabı kutuları, para sayma makineleri, para kasaları bir yönetim için b.k eşdeğerindedir.

 

Özet olarak aktardığımız örnek suçlara rağmen Tayyip herkesi, her kesimi korkutup püskürttü.

 

Yargıyı korkutup püskürttü.

 

Emniyeti korkutup püskürttü.

 

Orduyu korkutup püskürttü.

 

TBMM’yi korkutup püskürttü.

 

Muhalefet partilerini korkutup püskürttü.

 

Sivil toplum kuruluşlarını korkutup püskürttü.

 

Medyayı korkutup püskürttü.

 

Üniversite yönetimlerini korkutup püskürttü.

 

Cemaati korkutup püskürttü.

 

İş insanlarını korkutup püskürttü.

 

Yurttaşları korkutup püskürttü.

 

Suçlar galerisi Tayyip her şeyden önce ‘’Türk Ordusu’’nun nitelik ve nicelik bakımından en önemli komuta heyetini ben Ergenekon’un savcısıyım diyerek kodese tıktırdı.

 

Böylece, vatana ihanetin en şenisini işlemedi mi?

 

Zaten böyle bir karar Fehmi Koru’nun daha önceki açıklaması ile Oval Ofis’te Başkan Bush’la birlikte alınmıştı.

 

Bakınız, bir şeyi anımsatmak istiyorum.

 

Ortadoğu’nun gerici yönetimleri hariç, dünyanın hiçbir ülkesinde bu pisliklerin içinde ne bir iktidar ne de bir başbakan yönetimde kalabilir.

 

İleri Avrupa ülkelerinden tutun da, Latin Amerika ülkeleri ile Afrika’nın muz Cumhuriyetlerinde bile pislik icraatlara sebep olan bir başbakan 1 saat bile o makamda oturamaz.

 

Peki, bu pislikleri önlemenin yöntemi nasıldır?

 

Çok etkili bir muhalefet ve başındaki mangal yürekli, delikanlı bir liderle olur.

 

Bu kadar pislik olacak, başbakan ve cürüm işleyen diğer arkadaşları çok rahat bir şekilde parlamentoya girecek, şehir meydanlarında halkın karşısına rahatça çıkma yüzü bulacaklar.

 

Nerede görülmüş böyle 3 kuruşa 5 köfte?

 

TBMM’de ‘’hırsızlar’’ seslenişi yetmez; bunu daha yoğun ve hedef kim olursa olsun spesifik hale getirmek gerekir.

 

Muhalefet partileri, yolsuzluk ve rüşvet mitingleri yapmaları lazım.

 

Ülkeyi bölünüyor mitingleri yapmaları gerekir.

 

Unutulmasın ki, 77 milyonluk nüfusumuzun en az yarısı bunlara karşı.

 

Yapılacak bir dizi mitingden sonra halkta bir güç algısı oluşacağından, kalan diğer yarısının da çoğunluğunun çok kısa bir süre içerisinde muhalefetin yanında yer alacağından kimsenin kuşkusu olmasın.

 

Çünkü, Tayyip bu stratejiyi çok iyi kullanarak net sonuçlara ulaşıyor.

 

Gardner ‘’Liderler motivasyonu kendileri yaratmaz; yalnızca bağlarını çözer’’ der ki, gerçeğin ta kendisidir.

 

Anımsarsanız, 17 Aralık operasyonundan sonra Tayyip durumunu düzeltmek için Karadeniz’den başlamak üzere birkaç şehirde mitingler düzenledi ve yukarıda saydığım kurum ve kesimleri korkutup püskürttü.

 

Halbuki, bu tür durumlarda kozlar muhalefetin eline geçer ve bunu halkı iktidar aleyhinde kullanmak üzere değerlendirir.

 

Ama, bunu en iyi şekilde kullanan Tayyip yapıyor ve haksızda olsa hep zeytinyağı gibi üste çıkıyor.

 

Son olarak, Tayyip’in bir taktiğini daha belirteyim.

 

Tayyip, hedefine koyduğu düşman ve rakiplerinin tam olarak şerlerinden emin değilse, onları bir daha kımıldamayacak şekilde şu veya bu şekilde diskalifiye eder.

 

Asla merhameti yoktur.

 

Çünkü yaşam felsefesinin umdelerinden biri de ‘’ben onları bitirmezsem, onlar beni bitireceklerdir’’ ilkesidir.

 

Bu nedenle Cemaatin devlet içinde olan veya başka sektörlerde olan öncelikle üst ve orta düzeydeki elemanlarını gerekli yasal değişiklikleri de yaptıktan sonra bilhassa yargı yolu ile diskalifiye edeceğinden kuşku duyulmamalıdır.

 

Benden söylemesi.

 

Düelloda sonuç 1 saniyede alınır.

 

Tayyip, korkutup püskürtme etkinliklerini mangal yürekli olduğundan dolayı yapmıyor.

 

Bilakis çok korkak olduğundan eminim.

 

Muhalefette bunu ancak mangal kadar yüreği olan bir lider yapabilir.

 

Anadolu insanı mangal kadar yüreği olan bir liderin arkasından gider ve ona ‘’daşşaklı adam’’ der.

 

Halkımızın Tayyip’e bu kadar pirim vermesinin nedeni, onun oynadığı ama aslında olmayan ‘’daşşaklı adam’’ rolü değil mi?

 

Ne yapalım bilgi sürecini tamamlamamış toplumların idolü ‘’daşşaklı adam’’dır ve genetik olarak insanların ilk ataları olan ‘’homosapien’’den kalmadır.

 

Mandela ‘’Cesaret korkunun yokluğu değil, korkuyu yenebilmektir’’ ve ‘’Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir’’ atasözümüz, ister kirli isterse temiz olsun bilgi sürecini tamamlamamış ülkelerin iktidarları ile yöneticilerinin ilham kaynağıdır.

 

Muhalefetin başındaki “daşşaklı adam” karakterindeki bir lider bu olumsuz verimli koşullarda Tayyip’i siyasetin karanlık dehlizine çok kolayca süpürür.

 

Bu yazım daha iyi anlamak bakımından yine bu sütunlarda, 27 Aralık 2013’de kaleme aldığım “Devlette İktidar Savaşında Fiili Durum Yaratan Kahredici Gücü Eline Alır” başlıklı yazımı aşağıdaki linkten okunmasında tekrarda olsa yarar görüyorum.

 

Devlette iktidar savaşında ‘fiili durum’ yaratan, ‘kahredici güç’ü eline alır

 

 

[email protected]

 

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!