Swoboda ile konuştum, çok rahatsızdı

Swoboda ile konuştum, çok rahatsızdı
16 Mayıs 2013 21:03

Erdoğan’ı Esad’a benzettiği için Kılıçdaroğlu ile görüşmesini iptal eden AP Sosyal Demokrat Grup Başkanı Hannes Swoboda’yı bu sabah telefonla aradım.

Safile USUL H&H YORUM

Swoboda’yı uzun yıllardır tanırım.

Telefonu açtı, ben daha, “dün Kılıçdaroğlu” der demez, “Hayır, hayır, hayır” demeye başladı ve sonra da, “Ben sizi sonra ararım.” dedi.

Yani, “Hayır” demesi, “Bu konuda konuşmak istemiyorum” anlamındaydı.

Sesi ama bozuktu, olaydan kötü etkilenmişe benziyordu.

Ancak tutumunun arkasında olduğunu anladım.

Şöyle ki…

Onunla telefonu kapattıktan sonra sözcüsü Bayan Bayer’i aradım.

Bayer bu konuya ilişkin olarak şunları söyledi, ki, isterseniz onunla konuşmamı diyalog şeklinde aktarayım; söylediklerini doğrudan aktarmış olurum böylece…

-Dünkü görüşmeyi Kılıçdaroğlu mu iptal etti, Swoboda mı?

A, evet, Türk basınında bu konuda dün bazı yanlış haberler yer aldığını gördük, görüşmeyi iptal eden Swoboda idi. Kılıçdaroğlu informel (gayri-resmi) bir toplantıda kabul edilemez bir mukayese yaptı. Erdoğan’ı Esad’a benzetmesi kabul edilemezdi. Swoboda Kılıçdaroğlu’nun bu benzetmesi üzerine, “Erdoğan eleştirilebilir, hatta eleştirilmeli ama neticede halk tarafından seçilmiş birisi ve buna saygı göstermek zorundayız, Esad gibi halkını öldüren birisi ile mukayese edilmesi doğru değil.” değerlendirmesini yaptı ve Kılıçdaroğlu ile  görüşmeden önce Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini düzelteceği ortak bir açıklama yapmak yapmak istedi Kılıçdaroğlu buna yanaştı, açıklama yapacaktı ancak çevresindeki isimlerin etkisi altına girerek sonradan vazgeçti. Beraber geldiği CHP’lilerden bazıları açıklama yapılmasını kabul etti ama bazıları buna engel oldu. (not: bana bir isim de verdi Bayer ancak bunu yazmama izin vermedi)


-Bayan Bayer, Swoboda bu tutumu ile bir sosyal demokrat olan Kılıçdaroğlu’nu ortak sosyal demokrat siyasal değerler anlamında Erdoğan siyaseti karşısında zorlamış olmadı mı?

Swoboda her zaman söyler, bazı prensipler parti politikalarının üzerindedir ve bu prensiplere her zaman uyulmalıdır.

-Ancak Bayan Bayer, Kılıçdaroğlu bu tür bir düzeltme açıklaması yapsaydı ağır demokrasi ihlalleri altında yaşayan Türkiye’de Erdoğan’a siyasi güç vermiş olmaz mıydı?

Tabii, bunun bu tür muhtemel politik sonuçları hakkında haksız olduğunuzu söyleyemem ama asıl olan zaten şu ki, Kılıçdaroğlu bu benzetmeyi hiç yapmamalıydı. Biliyorum, Erdoğan bir kutsal ahlak olmanın çok ötesinde birisi ama yine de Kılıçdaroğlu Avrupa Parlamentosunda bizim misafirimizdi ve misafirlik hukukunun sınırlarını aştı.

Konuşmamız böyledi.

Şimdi de size, Swoboda’nın tutumunun nedenini yazacağım.
Swoboda AB siyasetinin en eskilerinden.

Yıllardır bu işlerin içinde.

Ve, Swoboda Türkiye deyince akla gelen bir isim.

Ama hangi alanda akla gelen bir isim?

Kürt meselesi alanında akla gelen isim.

Swoboda’nın Erdoğan hakkındaki Esad mukayesesini kabul etmemesinin sebebi Erdoğan’ı halkın seçmiş olması, elbette, değil.

Çünkü Esad’ı da halk seçti ve halkının ağırlıklı kesimi arkasında.

Kaldı ki, Swoboda halk seçimi gibi şeylerin tarihsel hikayesini de çok iyi  bilir ve partisi SPÖ halk referandumlarına oldukça karşıdır.

Hatta derler ki, “Referandumlar halkı demokrasiye karşı kullanmanın kolay bir aracıdır.”

Fakat Swoboda Erdoğan hakkında şunu düşünüyor…

“Adam demokrasiden bihaber, siyasal İslamcı kökleri var ama Kürt meselesinde adım atan da sadece o oldu. Eğer bu iş CHP ve MHP’ye kalırsa tamamen kötüleşir durum. En iyisi biz Erdoğan’a destek atalım.”

Swoboda 12 Eylül 2010 referandumunda AKP’yi desteklemişti.

O zamanki desteğinin sebebi de Kürt meselesi idi.

Yoksa, Swoboda demokrasi nedir, bilir aslında ama Erdoğan’a Kürt meselesinden dolayı pragmatik bir yaklaşımı var.

Şimdi ama, ben de şunu söylemek istiyorum..

Swoboda bu davranışı ile bir siyasal değer ihlali yapmıştır.

Yani, evrensel demokrasi kuralları temelinde Kılıçdaroğlu’nu desteklememiş ve onu yalnız bırakmıştır.

Ayrıca, Türkiye Kürt meselesinden ibaret bir ülke değil, içinde 75 milyon insanın yaşadığı devasa bir ülkedir ve bu ülkenin insanlarının tamamımın da demokrasi ile yaşamaya ve biriktirmiş oldukları demokrasiyi devam ettirmeye hakları vardır.

Swoboda dar pragmatizmi ile sosyal demokrasinin siyasal ilke ve değerlerini ihal etmiş ve bu ihlali etnik bir meseleye olan özel ilgisi nedeniyle yapmıştır.

Bir de şunu söylemek istiyorum…

Kılıçdaroğlu AP’de Erdoğan Esad mukayesesini bu şekilde verbal olarak yapmamalıydı.

Onun yerine, hiçkimseyle hiçbir mukayese yapmadan evidens (belgesel, optik, vakıasal) bir sunum yapmalıydı.

Örneğin, en basitinden Türkiye üniversite ve işçi mitinglerinden 5 dakikalık kamera kayıtları yeterli görsel veriyi sağlardı.

Ondan sonra da o lafı zaten birçok kişi kendisi söylerdi.

Siyasette en etkilisi de zaten, bazı kavramları söylemeden söyletmektir.

Not: Swoboda’nın rahatsızlığının asıl sebebinin AB’li sosyal demokrat grubu açısından yaptığı siyasal hata olduğunu düşünüyorum. Onu eleştirenler muhakkak olmuştur. Mesela Martin Schulz doğrudan eleştirmese de Swoboda’ya belli etmiştir bunun doğru olmadığını düşündüğünü.

 


Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı