Onu dün gece görmeliydiniz

Onu dün gece görmeliydiniz
8 Mart 2016 17:30

Dün gece Türkiye saati ile 02.00 sıralarında Davutoğlu Brüksel’de AB yetkilileri ile kamera karşısına geçmişti.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Avrupalı bir gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını sordu Davutoğlu’na.

 
İşte Davutoğlu’nun bu soruya cevap veriş anını görmeliydiniz…

 
Bu sorudan çok sıkıldı ve utandı Davutoğlu aslında.

 
Bunu göstermemek için de donuk bir yüz ifadesi takındı.

 
Ama içinden gerçekten utandı.

 
Hayır, tam olarak bu iki gazetecinin içeri atılmasından değildi duyduğu utanma.

 
Ama az evvel içerde konuştuğu AB liderlerinin bu sorunun ve cevabının mahiyetine ilişkin olarak ne düşündüğünü çok iyi biliyordu; bir geri kalmış Afrika ülkesi gibi gazeteciyi hapse tıkan ilkel anlayış.

 
Ki, Davutoğlu da içinden Can Dündar ve Erdem Gül’ün hapse atılmasını pek doğru bulmuyor.

 
Davutoğlu ama cevap verirken Erdoğan’ı da dikkate almak zorunda.

 
Ne de olsa kaçak sarayında tv başında onu izliyor.

 
Davutoğlu cevap verirken tüm dengeleri gözetmek zorunda birisi olarak ve orda bulunan yalaka basın dışındaki tüm medyanın alayla ve ilkel bir kabile resini dinler gibi dinledikleri şu komik cevabı verdi…

 

 
(mealen) “Biz Türkiye’de basın özgürlüğüne çok önem veriyoruz. Gelseniz Türkiye’ye görürsünüz ki, Türk medyasında hükümetimiz de, Cumhurbaşkanımız da en ağır şekillerde eleştirilmektedir. Fakat söz konusu kişiler gazetecilik faaliyeti kapsamında tutuklanmamıştır. Onlar gazetecilik faaliyeti ile hiç alakası olmayan bambaşka bir suç isnadı (casusluk isnadı) ile tutuklanmıştır.”

 

 
Davutoğlu bunları söylerken o kadar komik oldu ki…

 
Zira Can Dündar Türkiye’nin en önemli gazetecilerinden.

 
Tüm hayatını gazeteciliğe vermiş.

 
Bir sürü belgesel yapmış ve kamuoyunmda çok yakından tanınıyor.

 
Bu işten iyi para kazanıyor ve toplumda çok makbul bir gazetecilik statüsüne sahip.

 
Yani, ajan, casus gibi bir duruma geçmek istemesi için bir neden bile yok.

 
Üstelik Can Dündar’a yapılan suçlama iddianamesinde dahi onun Rusya veya Suriye ile nasıl bir casusluk ilşkisi içinde olduğuna, olabileceğine dair en küçük bir ifade yok.

 
Sadece, “Fotoğrafları yayınladı, gizli bilgileri dış devletlerin öğrenmesine neden oldu” deniyor.

 
Ama casusluk olgusunun kendisine dair en küçük bir ibare yok iddianamede.

 
Erdem Gül keza hayatını gazeteciliğe vermiş.

 
Yaşam biçimi gazetecilik ve bunu yıllardır doğal bir ortamda sürdürüyor.

 
Onun da ne menem bir casus olduğu, olabileceği ve hangi devletlerle hangi gizli casusluk ilişkisi içinde olduğuna dair iddianamede en küçük bir ibare yok.

 
Yani, suçlayan bile casusluk suçlamasına dair bir tek cümle kuramamış iddianamede.

 
Ve, Can Dündar bu kadar tanınmış bir gazeteciyken Davutoğlu geçmiş kameranın karşısına, “Bunlar casusluktan suçlanıyor” diyor.

 
Salondaki kimse yemiyor bunu tabii, zira hepsi Can Dündar’ı tanıyor, Erdem Gül’ü de öğrenmişler bu arada.

 
Üstelik bunların muhalif gazeteci olduğu da biliniyor.

 
Ve, hem tüm Avrupa ülklerinde hem tüm dünya ülkelerinde biliniyor ki, ilkel, faşist ve baskıcı tüm rejimler muhalif gazetecilere casus der.

 
Bunu dünya siyasi tarihinden biliyor ordaki herkes, tüm Avrupalı politikacılar ve gazeteciler bunu biliyor.

 
Bu sterotipi, yani ilkel baskıcı rejim eşittir muhalif gazeteci ajandır kalıbını çok iyi biliyorlar.

 
Fakat Davutoğlu bunun tam farkında değil.

 
Yani Avrupa ve dünya tarihinin geçtiği yolları ve Avrupalıların bu konuların siyasi mahiyetini tarihten de çok iyi bildiklerini, ve bunun AB siyasi kurumlaşmasının bir parçası olduğu bilmiyor, anlamıyor.

 
Davutoğlu aklını ve kültürünü daha ziyade Malezya’da geliştirmiş olduğu için Avrupa konteksindeki olguları tanımıyor.

 
Bu nedenle de cevap verirken çok komikti dün akşam.

 
Söylediklerinin cevap verdiği insanlar üzerindeki etkisini anlamayan bir bihaberlikle konuşup, duruyordu.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu
CHP’ye sığınma arzusu