O röportajı ben yapmıştım

O röportajı ben yapmıştım
29 Eylül 2012 08:00

Önce olayı aktarayım, sonra size bir anlatacağım var.


Safile USUL H&H YORUM

Star yazarı Ahmet Kekeç ile Murat Belge arasında birkaç gündür bir atışma var.
 
Anladığım kadarıyla Murat Belge son günlerde bir röportaj vermiş ve röportajının bir yerinde, “Erdoğan otoriterleşmeye devam ederse birileri bundan istifade eder, darbe yapar.” demiş.
 
Ahmet Kekeç de bu söze bozulmuş.
 
Neden bozulmuş, tam neresine bozulmuş orasını o kadar inceleyemedim çünkü günlerdir bir sürü detayı olan bir tartışma sürdüğü görülüyor, ama…
 
Ahmet Kekeç bu vesileyle bir de, “Murat Belge zaten eskiden bir röportajında, ‘ordu Türkiye’ye şeriatın gelmesine izin vermez’ demişti.” diye bence kırgın bir cümle kurmuş.
 
Bunu defalarca dile getirmiş; son olarak da buna ilişkin olarak dünkü yazısında şöyle yazmış:
 
“Değer verdiğim bir isimdir. İncinmesini istemem. Ama bir röportajında zikrettiği, ‘ordu şeriata izin vermez’ cümlesi hala izaha muhtaçtır.”
 
Geçen gün de, o röportajı açıkla gibi birşey okumuştum ya Ahmet Kekeç’ten veya bu konuda yazan başka bir yazardan.
 
Konu bu kadar konuşulunca yazayım dedim.
 
Murat Belge ile o röporatjı 2008’de ben yapmıştım ve Belge o röportajda şöyle demişti (arşivden buldum şimdi):
 

Türkiye, beğenmediğimiz yönleri olabilir ama ne İrandır, ne de Malezya filan. Ne burjuvazisi benzer ne de tüm eleştirilerime rağmen Türk Ordusu benzer bu diğer ülkelerin ordularına. Türk Ordusu ve burjuvazisi omurgası olan kurumlardır. Laikliği korur. Bu ülkeye Ayetullahlar filan gelemez. Malı alıp, götüremez. Koskoca bir toplum bu.”
 
Ahmet Kekeç’in yakın arkadaşı olan Salih Tuna da röportajın yayınlanmasının ardından, “Murat Belge orduyu laikliğin teminatı olarak görüyor desem, inanmazsınız değil mi? Safile Usul’un dünkü söyleşisini okumasaydım ben de inanmazdım.” şeklinde bir yazı yazmıştı.
 
Hülasası Murat Belge’nin orduyu laikliğin güvencesi olarak görmesini Ahmet Kekeç, Salih Tuna ve başka Hükümet’i destekleyen yazarlar hiç hazmedemediler.
 
Ve, Murat Belge’nin böyle bir cümle kurmasına çok şaşırdılar.
 
İşte, ben şimdi açıklıyorum.
 
Murat Belge ile röportaja giderken Ergenekon davası yeni başlamıştı ve Murat Belge Hükümet’e tam destek veriyordu.
 
Ben de bu röportajda bu desteğin katmanlarını ortaya koymak istedim ve bunu başardım.
 
Şunu kastediyorum.
 
Murat Belge ve daha birçok o zamanlar Hükümet’i destekleyen kalemler esasında içlerinde ve yüzeyde görünenden daha derinde bir yerde Türkiye’deki laik rejimin güvencesini hissederek yaşıyor.
 
Birçoğunun Hükümet yanlısı olmasının bilhassa kendi aile hikayeleriyle ilgisi var.
 
Yani, orduya geçmişten ve aile hikayelerinden kalma tepkileri var ama aslında hiçbiri Hükümet’in zihinsel dünyasında yaşayabilecek, nefes alabilecek kişiler değiller.
 
Bu destek katmanlı bir olgu bu anlamda.
 
Üst yüzeyinde kişisel travmalar veya başka bazı etmenler nedeniyle orduya tepki ve Hükümet’e destek olsa da…
 
En derinlerindeki “natura”larında, kişiliklerinde, yaşam biçimlerinde ve ruhlarında TSK bir güven unsuru.
 
Ben işte bunu ortaya koymak istedim ve bunu yaptım.
 
Buna da tabii Salih Tuna ve Ahmet Kekeç vs. çok kırıldılar.
 
Müttefik bildikleri Murat Belge nasıl olur da böyle konuşurdu.
 
“Kavlimiz böyle miydi?” oldular anlayacağınız.
 
Ama ben şimdi birşey daha söyleyeyim.
 
Ahmet Kekeç ve Salih Tuna da modern ve Cumhuriyet Türkiyesi’nin ortamı olmasa çatlarlar.
 
Mesela onları seküler olmayan ve her türlü eleştirinin yasak olduğu bir Ortadoğu ülkesine götürün ince hastalığa filan yakalanabilirler.
 
Onlar suda balık gibi Türkiye’nin laik nimetlerini öyle bir içiyorlar ki, buna fena alışmış durumdalar.
 
Onsuz yaşayamazlar artık.
 
O nedenle Murat Belge’yi bırakın bence; siz de aslında o duruma yakın bir yerdesiniz vallahi.
 
Şarap içmezsiniz pek ama olsun, ben de şarap içmiyorum mesela ama laikliği güzel tüketiyorum.
 
Hem Murat Belge’ye kızmayın, ben o cümleyi ondan duymak için yapmıştım tüm o röportajı.
 
Hislerim o kadar kuvvetlidir yani.
 
not: değerli kuzular, sadece Türkler ve mürekkep yalamış Türkler değil, Avrupalı entellektüeller de kendilerine ferah bir ruh iklimi sağlayan devletlerinin güvencesini fena halde içlerinde duyar ama bunu pek az belli ederler, yani değerli kuzular bundan utanmayın, tamam mı? Rahat olun lütfen, kıyamam size.


Yazarın Son Yazıları:
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu
CHP’ye sığınma arzusu