Dün Halk TV’de o haberi izlememiş olsaydım…

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

31 Mart günü oy vermek için sandığa gitseydim…

 

 

Elime pusulayı aldığımda bir Ahmet Akın ismi görseydim…

 

 

Onun CHP’li asıl aday, yani çakma değil de, asıl aday olmadığını…

 

 

Sadece ismi Ahmet Akın diye, CHP’nin adayı Ahmet Akın’dan oy tırtıklamak için sahaya sürülmüş biri olduğunun farkına varamadan…

 

 

Mührü onun üstüne bassaydım…

 

 

Vallahi karabasanlar bastı beni dün Halk TV’deki haberi izledikten sonra.

 

 

Çünkü insan şeytan değil ki, aklına böyle bir ihtimal gelsin…

 

 

Ben CHP adayı Ahmet Akın diye oy vermeye gideyim, pusulada biri çakma ve tek amacı CHP adayından oy tırtıklamak olan ve diğeri hakikisi olan Ahmet Akın olsun, böyle bir şey insanın aklına nerden gelebilir…

 

 

Bundan sonra hep gelir aklıma tabii ama şu ana kadar aklıma asla gelmezdi ve ilk gözüme çarpan Ahmet Akın isminin doğru olan isim olduğundan şüphe duymazdım.

 

 

Başlıkta mütekabiliyet dedim…

 

 

Eğer böyle kirlilikler yapılıyorsa, yapılabiliyorsa CHP de mütekabiliyet uygulayamaz mı?

 

 

CHP de o zaman bundan sonra aynı isimli çakma kişi arasa ve onu aday yapsa AKP adayının oyunu sahtekarlıkla bölmek için, nasıl olurdu….

 

 

Tabii, ki yakışmaz CHP’ye.

 

 

Ama bu ülkede artık kirlilik ve ahlaksızlık öyle bir noktada ki, içimde devamlı mütekabiliyet talebi oluşuyor.

 

 

TOPLUMSAL LİÇ

 

 

Liç kelimesi aklıma Erzincan’daki altın madenindeki toprak kaymasıyla kazındı.

 

 

Ve, bu sabah da haberleri okurken aklımdan toplumsal liç diye bir kavram geçti.

 

 

Mesela Diyarbakır’da bir kadın.

 

 

Eşi cezaevinde.

 

 

O da bir adamla, daha doğrusu bir yaratıkla yaşamaya başlıyor.

 

 

Bu yaratık kadın işe gittiğinde onun 2 aylık bebeğini başına vura vura öldürüyor.

 

 

Yine Diyarbakır, Ergani ilçesi…

 

 

Güya din hocası bir adam, babası hasta ve annesi olmayan 16 yaşında bir kıza zorla defalarca tecavüz ediyor.

 

 

Tecavüzlerini din ile açıklıyor, o tecavüz etmezse içindeki cinler çıkmazmış.

 

 

Düşünün, bu nasıl bir toplumsal yapıdır ki, böyle bir söz dinleyici bulabiliyor.

 

 

Bu nasıl bir okulsuzluk, devletsizliktir ya…

 

 

Bu nasıl bir yalnız bırakılmışlıktır.

 

 

Bu nasıl bir toplumsal çürümedir ki, artık Hindistan’a rahmet okutmaktadır…

 

 

Bu şehrin bir belediyesi de mi yok..

 

 

Hiçbir sivil toplum kuruluşu da mı yok..

 

 

HDP de mesela, Diyarbakır’da güçlü, hiç mi bir el atmıyor… Bir kez mesela bu konuda TBMM’de bir konuşma yaptılar mı?

 

Safile USUL X

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar