Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstinaf mahkemelerinin başkan, hakim ve savcılarıyla 20 Temmuz’da yapacağı toplantının gündeme gelmesinden sonra, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, böyle bir toplantının Cumhurbaşkanı tarafından iptal edilmesini, edilmezse de hakimlerin katılmamasını istedi.

 

 

 

Tüm uyarılarına rağmen Yargıtay ve Danıştay üyelerini toplu olarak azleden kanunun kabul edildiğini hatırlatan Feyzioğlu, yasama organının, yargı organını fiilen kendine bağladığını öne sürdü. Feyzioğlu, yapılan düzenlemenin gözden kaçırılan vahim sonucunun Yüksek Seçim Kurulu üyeliklerinin de düşmesi sonucunu yarattığını, siyasi iktidarın müdahalesiyle yeniden şekillendirilen Yargıtay ve Danıştayın, iktidar partisinin de gireceği seçimleri denetleyecek olan Yüksek Seçim Kurulu üyelerini seçeceğini kaydetti. Bundan sonra azil sırasının Anayasa Mahkemesi üyelerine geldiğini öne süren Feyzioğlu şunları söyledi:

 
FİİLEN REJİM DEĞİŞİKLİĞİ

 

 

“İşte bütün bunlar, demokrasinin sonunun başlangıcıdır. Fiilen rejim değişikliğidir. Yargıda yerleştiği söylenen cemaat yapısıyla mücadelenin yolu bu değildir. Biz, yargıda ‘cemaatçi” yapı da istemiyoruz, cemaatçi olduğu söylenen kişileri temizleme gerekçesiyle oluşturulacağından kaygı duyduğumuz şucu veya bucu başka bir yapı da istemiyoruz. Hakim gibi hakim, savcı gibi savcı istiyoruz. Siyasetin yargıyı kendine bağlamasını kabul etmiyoruz, yargının da siyaset yapmasını istemiyoruz. Yargı nasıl yasama organını azledemezse, yasama organı da yüksek mahkeme üyelerini azledemez diyoruz.”

 
BAŞBAKANLIK YAPIYOR

 

 

20 Temmuz’da hakim ve savcıların Cumhurbaşkanının huzuruna cübbeyle çıkacakları toplantıyı da eleştiren Feyzioğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

 

 

Cumhurbaşkanı anayasayı ihlal ederek fiilen başbakanlık da yapmaktadır. Partisiyle bağını koparmamıştır. Şu halde, huzuruna gelmiş bireylere hangi siyasi düşüncede olursa olsun eşit davranmak zorunda olan hakimlerin, Cumhurbaşkanı’nın toplu davetine katılmaları, herhangi bir siyasi partinin genel başkanının davetine katılmalarıyla eşdeğerde olacaktır. Hatta iktidar partisinin liderinin davetine katılmanın, kamuoyunda ‘lidere itaat’ olarak anlaşılacağı kuşkusuzdur.

 
DAVETİ İPTAL EDİN

 

 

Cumhurbaşkanı’na sesleniyoruz; daveti iptal edin. Hakimlere sesleniyoruz; sizi itaatkar gösterme amacını taşıyan davete katılmayınız. Vatandaşlarımıza sesleniyoruz; dünün ve bugünün yanlışlarını düzeltmenin yolu yeni yanlışlar yapmak değildir, dünden ve bugünden ders alarak geleceği hep birlikte inşa etmek zorundayız. Bu gidiş hiç iyi değil. Tekrar uyarıyoruz.”