Mansur Yavaş: Sinan Aygün krizi siyasi bir kriz değil, parti içi mesele de değil

Mansur Yavaş: Sinan Aygün krizi siyasi bir kriz değil, parti içi mesele de değil
31 Aralık 2019 08:12

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Habertürk’te yayınlanan Türkiye’nin Nabzı programında Didem Arslan’ın sorularını yanıtladı.

 

 

Yavaş’ın öne çıkan ifadeleri şöyle:
Sinan Aygün’ün istifası

 

“(Sinan Aygün’ün istifası) Benim tarzıma uygun değil ama kolay kazanmaya alışmış kişi ile kanunları uygulayan kişi arasında bir tartışma söz konusu. İmar planından dolayı mahkemenin iptal etmesi var. İçerisinde bir kısım hileli davranışlar var. Meclisten bu kararlar geçerken plan notlarının saklanması gibi deştikçe ortaya saçılan şeyler var. Bizim Büyükşehirin 35 bin davası var. Benim için 35 davadan bir tanesi. Belediye meclisi karar almıştır, biz bunu temyiz etmemişizdir. Temyiz etme yönünde çok baskı yapıldı. ‘Siz yeter ki ‘evet’ deyin biz AK Parti ve MHP gruplarını ayarlarız’ lafları edildi. Açık açık her yerde gitmeyeceğimi ifade ettim. Kendi dilekçelerinde kendisinin 10 defa 20 defa benimle görüşmek istediğini ve benim görüşmediğimi.

 

 

“Hayır hiç görüşmedim. Aslında televizyonda tartışılmayan öncesi de var. Temmuz, Ağustos, Eylül ayları olabilir. O günlerde MHP’li belediye meclis üyeleri Sinan Aygün’ün binasının mühürlenmesiyle ilgili üç kez önerge verdiler. Hukuk servisine havale ettim. Bu arada Sinan Aygün görüşmek istedi, görüştük. ‘Benim burada müktesep hakkım var, mühürleyemezsiniz’ dedi. Ben hukuk müşavirini yanımıza çağırdım. ‘Ben Sinan Aygün’ün düşmanı falan da değilim. Siz bir inceleyin’ dedim. Hukuk servisimiz Danıştay 6. Daire’den emekli hakimle görüşüp mütalaa aldı. Biz o zaman mühürlemedik.

“Kendisinin 2.1 emsale göre inşaat ruhsatı aldığını, mahkemenin ruhsat etmediğini, dolayısıyla dava sonuçlanıncaya kadar mühürlenmemesi gerektiğini iddia etmiş. Bu arada hızlı hızlı bir şekilde fırsatçılık yaparak binanın inşa seviyesi yükselmiş.

 

“(Sözkonusu avukat Sinan Aygün’le çalışıyor bildiğim kadarıyla? Bu ne kadar etik?) Değil tabii ki. Yeni haberimiz oldu. Önceden Sinan Aygün’le çalıştığını bilmiyordum. Bu olay ortaya çıkar çıkmaz kendisini azlettik. Haklı bir sebebiniz yoksa azledemiyorsunuz. Dava devam ediyor benim 2.1’e göre ruhsatım var, mahkemede de iptal etmediği için mühürleyemezsiniz demiş. Benim dönemimde MHP’li üyeler ‘bunu mühürleyin’ deyince, hukuk danışmanı incelletti, ‘evet müktesep hak olmuş olabilir’ dediler. Mahkemenin tebligatının bize verilmemiş olması da bir başka boyut. Neden mühürlenmedi sorusunun cevabı Mimarlar Odası’nın açtığı ayrı davadan geliyor. Belediye meclisi kararı alınca, gelip dilekçe veriyor, niye mühürlemediniz diyor. Mustafa Tuna zamanında ‘Hayır mühürlemeyeceğiz’ deniliyor. Dava açılıyor ve Mimarlar Odası açıyor ve ruhsatsız olunca biz de mühürlüyoruz.

 

“(Okul konusu) Hiç gündeme gelmedi. Kendisine ters ve kötü davranışım olmadı. Ben sadece hukuku uygularım dedim. Hukuk müşavirimizi çağırdım, ‘bakın Sinan Aygün’ün müktesep hak talepleri var, MHP’nin de mühürleyin talebi var. Siz mütalaa alın’ dedim. 30 gün içerisinde mahkeme kararlarını uygulamak zorundasınız. Olayların birçoğu teknik konular. Bakıyorum televizyona insanlar çıkıyor. Emsal, mahkeme kararı nedir bilmiyor. Aramızda bir ihtilaf yaşandı, beni savcılığa şikayet etti. Biz de kendisinden şikayetçi olduk. Bir kısım medya şu anda dava görüyor, kendi kendine infaz ediyor.

 

 

“Melih Gökçek göbeğine kadar içinde bu işin”

 

Melih Bey işi gücü bıraktı, internetten sürekli hakaret ediyor. Bütün belediye meclis kararlarında plan notları saklanmış. Benim görevi devraldığımda %30. Asıl kıymetli yer aşağısı. Mahkeme kararı bozuyor. Biliyor ki inşaat durdurulacak. Mayıs ayında inşaat seviyesi % 60. Her işi bırakmış AVM’ye yüklenmiş . Mantık şuydu Ankara’da, biz seçilene kadar kim gelirse gelsin işimizi hallederiz. Yok artık böyle bir şey.