Kılıçdaroğlu: Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış, bulunmazsanız namertsiniz

Kılıçdaroğlu: Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış, bulunmazsanız namertsiniz
19 Ekim 2021 13:48

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

 

 

“Türkiye’nin bir değişime, bir dönüşüme, akılcı politikalara, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Bunun yolu beraber olacağız, engeller çıkabilir ama inançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ta ki aydınlık, huzurlu, beraber yaşamaktan onur duyduğumuz bir Türkiye’yi yeniden inşa edinceye kadar” diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaoğlu, Özdemir Bayraktar ve Sami Kohen’e baş sağlığı diledi.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

 

 

“Türkiye’nin bir değişime bir dönüşüme akılcı politikalara hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir Türkiye’ye ihtiyacı Var. Bunun yolu beraber olacağız, engeller çıkabilir ama inançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ta ki aydınlık, huzurlu, beraber yaşamaktan onur duyduğumuz bir Türkiye’yi yeniden inşa edinceye kadar.”

“8 Haziran 2018’de Sayın Erdoğan Kayseri komando tugayında müjde ile başlıyor konuşmasına hayırlı olsun ile bitiriyor. Ne müjde var ve hayırlı olsun var. İnşallah kulağına gider Kılıçdaroğlu’ndan önce ben yapayım der. Yaptıracağım ona yaptıracağım! Takipçisi olacağız.”

 

 

“Kamuda çalışan 530 bin civarında sözleşmeli personel var. Bunlar KPSS sınavı ile giriyorlar. Normal bir memurun sahip olduğu eğitime sahipler ama kadroluların sahip olduğu hakların hiçbirine sahip değiller. Bunların sorunları var daha ayrıntılı bir grup toplantısında bütün ayrıntılarıyla tartışabiliriz. Grup başkanvekillerimiz not alsınlar bu sorunu TBMM’de açalım. Söyledim sosyal kimlikleri üzerinden bir politikayı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bütün sosyal kimliklerin sorunlarını masaya yatırıyor sağlıklı çözümler üretiyoruz. Yerel medya çalışanların da sorunları vardı. Marmaris’te bir yerel medya çalıştayı yaptık. Her alanda yaygın medyanın karşılaştığı sorunlardan daha fazla sorunla karşılaşıyorlar. Üstlerindeki baskı daha fazla. Bunu da not alın. Yerel medyanın sorunları ve çözümleri için araştırma kurulu kurulmasını isteyelim.”

 

 

“Sıcak siyaset Merkez Bankasına müdahale ediyor”

 

 
“Türkiye’nin iyi yönetilmediğini herkes biliyor. Ama bu devlet bizim devletimiz. Devletin kurumlarına sahip çıkmak en çok bize yakışır. Fiyat istikrarından sorumlu kim yasaya göre Merkez Bankası. E fiyatlar durmuyor. Sorumlu kim Merkez Bankası. Niye böyle? Sıcak siyaset Merkez Bankasına müdahale ediyor. Banka fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve araçlarını doğrudan kendisi belirler diyor’ Doğrudan kendisi belirleyemiyor, saray müdahale ediyor ve Merkez Bankası’nın sağlıklı karar almasını engelleyemiyor. Gittik Merkez Bankası’na bankanıza sahip çıkın dedik. 128 milyar doları unutmadık, kimlere hangi kurdan satıldığını bilmiyoruz. Diyorlar ki MB’nın kasasında 123 milyar dolar para var ama hangi para? Başkalarının parası! O para başkasına ait bir para. 123 milyar doların 1 senti bile MB’nın kendi parası değil .O zaman şu soruyu AK Partiye ve MHP’ye geçmişte oy veren kardeşlerimin kendisine sorması lazım; 128 milyar dolar kime gitti? Kim aldı bu parayı? Bunun satışını Merkez Bankası değil başkası yaptı. Dolar bu kadar artıyor dimi Türk Lirası karşısında. Normalde ne olması lazım? Merkez Bankası’nın müdahale etmesi dolar satması lazım. Ama satamıyor kendi parası değil ki satsın. Merkez Bankası çalışanları unutmasınlar devri iktidarımızda Millet İttifakı olarak geldiğimizde göreceksiniz Merkez Bankasının nasıl saat gibi çalıştığını, ekonominin nasıl düzlediğini göreceksiniz.

 

 

 

Sizin tefeci sektöründen haberiniz var mı? Tefeci sektörü! Başta Londra’daki bir avuç tefeci ve yurt içindekiler. onlara dünyanın faizisi ödüyorlar. Bu sektör fabrikada üretim yapmaz. Hiçbir riske girmez, hiçbir riski üstlenmez. Parayı verir faizini alır. Dolar düşerse faizi yükseltir. Bu tuzağın içindedir Erdoğan şahsım hükümeti. Tefecilere hizmet eden bir iktidar Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomisi düzeltemez. Sadece ve sadece tefeci sektörüne hizmet eder. ”

 

 

 

“Az kaldı kurtulacağız, beraber sandığa gideceğiz ve bunları yolcu edeceğiz”

 

 

 
“Örnek 2003-2021 bütçeden bu tefecilere ödenen para 511 milyar 39 milyon dolar. 511 milyar doları tefeci sektörüne aktaranlar bunlar. Belki AK Partiye oy veren kardeşlerim diyecekler ki nereden çıkardın bu parayı? Girin Hazine’nin internet sitesine orada görürsünüz. Her ay ödenen faiz 2 milyar 271 milyon 284 bin faiz ödeniyor. Her gün 74 milyon dolar! Her saat başı ödenen faiz 3 milyon 111 bin 689 dolar! Kim ödüyor bu faizleri? Saray mı? Zinhar! Bu ülkenin fakiri fukarası ödüyor. Saray şurekâsı beş kuruş faiz ödemiyor. Ama 83 milyonu Londra’daki bir avuç tefeciye teslime ettiler. Az kaldı kurtulacağız, beraber sandığa gideceğiz ve bunları yolcu edeceğiz.”

 

 

“Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış, bulunmazsanız namertsiniz”

 

 
“(Bürokratlara yaptığı çağrıyı hatırlattı) Ben bunları söyledim bremen mızıkıcıları harekete geçti. Neymiş devlet memurlarını tehdit ediyormuşum, neymiş vesayet özlemi içindeymişim, neymiş darbeci zihniyetmiş .Allah akıl fikir versin bari usturuplu bir şey söyleyin. Ben hırsızlığa bulaşmayın hırsızlık için kim talimat veriyorsa ona uymayın diyorum. Hayır bunu niye söylüyorsun diyorlar. Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış, bulunmazsanız namertsiniz!

 

 

Fuat Oktay’a: Kimsin sen devlet memuru ne zamandan beri senin çalışanların oluyor?

 

 
(Fuat Oktay’ın kendisine yönelik “vesayet ve paralele yağı algısı oluşturmaya çalıştığı” iddiasına) Kimsin sen devlet memuru ne zamandan beri senin çalışanların oluyor? Ne demektir bu? Bizim talimat verip de malı götürdüklerimize dokunma. Öyle diyor. Bu lafı kullandığın andan itibaren toplumu bölüyorsun. Toplumu bölüyorsun sen. Devletin memuru milletin hizmetindedir. Yasal ölçüler içinde konuşuyorum Kullandığım her cümlenin kanunda mutlaka bir yeri vardır. Bu kadar dikkat ediyoruz.

 

 

“Kimse kendisini sahipsiz hissetmeyecek. Bütün hak arayanların temsilcisi açıkça söylüyorum bu kardeşiniz olacak. Gideceksin Erdoğan ailesinin vakfından torpil yapacaksın, devlete yerleşeceksin ondan sonra bu yanlıştır dediğimiz andan itibaren kıyamet kopacak. Nasıl söylersin diyor. Bazı bürokratlar emir aldık onun için yaptık diyebilir. Hayır kanun dışı emre uymayacaksın, miller için çalışacaksın. Mafyatik ilişkiler içine girenler sarayın memurlarıdır talimatı oradan veya onların çocuklarının kurduğu vakıflardan alırlar. Devletin güvencesi yasalardır. Arada dağlar kadar fark var.

 

 

 

Devlet memurların tehdit ediyor suçlamasına yanıt

 

 

 
(Devlet memurların tehdit ediyor suçlamasına yanıt) Hiç kimseyi çalışan yasal ölçüler içinde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Kim devletine ve milletine hizmet ediyorsa benim başımın üstünde yeri vardır. Ama mafyatik ilişkiler içine girenler, tehdit mi ediyorsun diyorlarsa. Evet onları tehdit ediyorum. Kimsenin kul halkını yedirmeyeceğim!”

 

 

 

“Erdoğan ailesinin vakıflarının ne kadar para topladıklarını bilmiyoruz!”

 

 
“Vakıf bizim tarihimizde çok önem verdiğimiz bir kurumdur. Erdoğan ve ailesinin kurduğu vakıflar devletin hazinesinden ne kadar ödendi bilen var mı? Bilen yok! Oysa vakıflar kamu için çalışırlar, elde ettikleri gelirleri kamuoyuna açıklarlar. Şefafflığın gereği olarak aldığımız geliri yerli yerine harcadık demek için. Biz bilmiyoruz. Erdoğan ailesinin vakıflarının ister devletten ister belediyelerden ister vatandaşlardan ister tahsis edilen malların kiralarından ne kadar para topladıklarını bilmiyoruz.

 

 

 

TÜGVA tepkisi: Devletin polisine yargı kararının uygulanmaması için talimat veriliyor!

 
“Anayasa’nın 138. maddesi var. hiçbir makam, kişi yargı yetkisinin kullanılmasında hiç kimse mahkemelere emir talimat veremez diyor. Erdoğan ailesinin kurduğu bir vakıf var: TÜGVA. bir taşınmaz tahsis edilmiş .Belediye bakıyor ki tahsis edilen ver amaca uygun kullanılmıyor. Verin diyorlar vermiyorlar. Mahkemeye gidiyorlar. İstanbul 2. idare mahkemesi diyor ki amaca uygun kullanmıyorsunuz vereceksiniz diyor. İtiraz ediyorlar İstanbul bölge idareye gidiyor o da iade edeceksiniz diyor. Doğal olanı gidip teslim almaktır değil mi? Gidiyorsunuz polisler dizilmiş! Yargı kararı uygulanmıyor. Devletin polisine yargı kararının uygulanmaması için talimat veriliyor. Tarihte hiç görmediğimiz bir olay! Gelen polislere kızdığımı sanmayın. Onlar emir kulu. Sorun o talimatı verende. Oradaki daha büyük sorun kimse? Saraydan o talimatı verende! Sen hangi yetkine dayanarak yargı kar4arlarını uygulamıyorsun? Böyle bir yetkiyi sana kim verdi! Efendim biz bunları söyleyince ‘darbecisiniz, vesayetçisiniz’ Yavuz hırsız ev sahibi bastırır derler ya o hesap.”

 

 

Bilal Erdoğan’a: Kimsin sen ya! Kimsin sen de bu yetkiyi kimden alıyorsun?

 

 
“Bir cumhurbaşkanının oğlu babasının mevkisini ve makamını bilerek davranmak zorundadır. Davranışları görev aldığı yerler itibariyle örnek olmak zorundadır. Gidip de oğlu milli eğitim bakanlığının bürokratlarını tamamını toplayıp onlara milli eğitim politikasını anlatıyorsa bir sorunumuz var demektir. Kimsin sen ya! Kimsin sen de bu yetkiyi kimden alıyorsun? Cumhurbaşkanının oğlu olmak bu kanunsuzlukları yapma hakkını veriyor mu! Cumhurbaşkanının oğlu her şeyden önce mahkeme kararını uygular. Bir cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete adam yerleştiremez. Cumhurbaşkanının oğluna ulaşamayanlar ne yapsın? Sürünsün! Cumhurbaşkanının oğlu devlete torpille adam yerleştiriyorsa o yerleştirilen kişi devletin değil sarayın memuru olur. Gençlere sözümdür iktidarımızda sözlü sınav kalkacak.”