Kılıçdaroğlu adaylık kimliğini mi öne çıkarıyor?

Kılıçdaroğlu adaylık kimliğini mi öne çıkarıyor?
3 Aralık 2021 06:24

Ekonomik kriz atmosferinde erken seçim talebini yaygınlaştırmak amacıyla mitingler düzenleme kararı alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganının belirlenmesi, CHP liderinin Cumhurbaşkanlığı adaylığını ön plana çıkardığı şeklinde yorumlanıyor.

 

 

 

Amerika’nın Sesi’nden Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” yaklaşımıyla Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine gitmesi sonrasında döviz kuru artışına bağlı her türlü üründeki fiyat artışıyla birlikte Türkiye gündemi ekonomiye kilitlendi. Muhalefet cephesi, Erdoğan’ın fiilen başkanlık sistemi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tek kişilik karar mekanizması olarak ekonomi başta olmak üzere ülke yönetimini çıkmaza sürüklediğini kaydederek, erken seçim talep ediyor.

Ana muhalefet partisi CHP de, erken seçim talebini ülke genelinde meydanlarda halkın talebine dönüştürmek üzere mitingler düzenleyeceğini duyurdu. Kılıçdaroğlu, “Erken seçim talebi sadece benim, bizim partimizin talebi değildir. Erken seçim talebi, milletin talebidir” diyerek 4 Aralık Cumartesi günü Mersin’den mitingler sürecini başlatacağını açıklamıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak da, “Anayasal hakkımızı kullanarak, ‘hemen seçim, acil seçim’ demek üzere meydanlara iniyoruz” ifadesiyle Mersin’in başlangıç noktası olduğunu vurgulamıştı.

 

 

Mersin, aynı zamanda 12 Aralık 2020’de “Ekonomi Masası” adı altında CHP tarafından Türkiye’nin ekonomik sorunlarını yerinde gözlemlemek ve çözüm önerilerini anlatmak üzere yürütülen il, ilçe gezilerindeki başlangıç noktasıydı. CHP, son bir yıldır Öztrak başkanlığındaki Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan yardımcıları Ahmet Akın, Fethi Açıkel ile Veli Ağbaba, Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Konya Milletvekili Abdüllatif Şener ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’tan oluşan “Ekonomi Masası” üyeleriyle halkla, esnafla, işadamlarıyla buluşuyor.

Kılıçdaroğlu’nun, beraberinde parti yönetimi kadroları ve milletvekilleriyle birlikte Mersin’de tüm vatandaşlara katılım çağrısıyla yapılacak mitingde hem ekonomideki temel sorun olarak Erdoğan’ı hedef alması hem de iktidar olma iddiasıyla ekonomi için çözüm önerilerini anlatması bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun meydanlarda erken seçim için kalabalıkları toplamayı planladığı mitingler içinse artık “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganı kullanılacak.

 

 

Yerel seçimlerdeki “Mart’ın sonu bahar”, “Herşey çok güzel olacak” gibi CHP’nin parti kurumsal kimliğini simgeleyen sloganlar yerine “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganının tercih edilmesi ise, Ankara kulisleri ve siyasal iletişim uzmanlarınca “Cumhurbaşkanlığı adaylığının” işaret fişeği olarak yorumlandı. Aynı zamanda “Millet İttifakı” taşıyıcısı olma durumu da vurgulandı.

Türkiye siyaseti üzerine araştırmalarıyla tanınan Tarhan Erdem’e göre ise, Kılıçdaroğlu kendi adaylığı yönünde slogan oluşturulmamalı, mitinglerde millete kürsü verilmesine odaklanılmalı ve muhalefet tarafından genel başkanlar dışında bir ortak aday düşünülmeli. AKP’ye yakınlığıyla tanınan İhsan Aktaş ise, bu sloganı “Kılıçdaroğlu’nun CHP içerisindeki diğer aday adayı isimlere karşı kendi adaylığını baskınlaştırma aracı” olarak yorumladı.

 

 

Sevilay Çelenk: “Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu ise slogan kulağa isabetli geliyor”

 

 

İletişim bilimci, akademisyen Sevilay Çelenk, VOA Türkçe’ye yaptığı değerlendirmesinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemde “ben” ifadesiyle konuştuğuna dikkat çekti. “Milletin Sesi” sloganı için “ Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu diye düşündüğümüzde bu slogan isabetli bir ifade gibi görünüyor” diyen Çelenk, Kılıçdaroğlu’nun son dönemde ana muhalefet partisi genel başkanından ziyade liderlik konumunu da daha fazla vurgulayarak kendisini ön plana aldığını ve bunun da siyaset analizi yapanların altını çizdiği bir durum olduğunu ifade etti.

Son aylarda Kılıçdaroğlu’nun evinde çalışma odası ve mutfağında gençlere, halka seslendiği görüntülü açıklamalarını anımsatan Çelenk, “Mutfakta gençlere seslenmeyi başarılı buluyorum. Eşiyle beraber ev ortamında mesaj vermesi samimi görünüyor. Örneğin gençlerce ağırlıklı kullanılmakta olan sosyal medya uygulaması Twitch’te yayına katıldı. Gençlere hitap etmesi bakımından bu görüntülü açıklamalar, yayınlar önemli ama bundan da öte son dönemki ev ortamındaki açıklamalarıyla Kılıçdaroğlu’nun nasıl sade bir hayat yaşadığı ön plana çıkıyor. Esasen bu sadelik her kesime sesleniyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın ve AKP’nin yolsuzluk ile, şatafat ile sarmalandığı süreçte mütevazi hayatıyla Kılıçdaroğlu’nun hayatındaki sadeliği halkın her kesimine hitap ediyor görünüyor” dedi. Bu açıklamalarında ve son dönem kürsü konuşmalarında Kılıçdaroğlu’nun “ben” diye konuştuğunu da söyleyen Çelenk, “Liderliğini konumlandırma ön plana çıkmıştı son konuşmalarında. Şimdi de mitingler için ‘Milletin Sesi Kılıçdaroğlu’ sloganıyla parti olarak CHP kimliği yerine lider Kılıçdaroğlu vurgusu yapılıyor gibi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusuysa bu slogan daha doğru ifade gibi görünüyor. Kısacası attığı son adımlarla, farklı kesimlere seslenmesiyle ve yine son olarak kadın hakları için kadın örgütleriyle yakın iletişim kurarak tavır almasıyla birçok temel toplumsal meseleye hakim ve ilgili bir lider kimliği ön plana çıkıyor gibi” diye konuştu.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun ayrıca “helalleşme çağrısı” açıklamasını da anımsatan Çelenk, bunun kimilerince “katı bir muhafazakar kesimi çok fazla dikkate alma” eleştirisiyle karşılandığını da hatırlattı. Seküler bakış açısıyla “özür dileme” vs. yerine “helalleşme” kavramı kullanmasının eleştiri almakla birlikte Çelenk, bunun muhtemelen kapsayıcı bir ifade olarak görüldüğünü, artısını, eksisini CHP’nin parti düzeyinde değerlendirmiş olması gerektiğini ifade etti.

 

 

Suat Özçelebi: “Adaylık yapı taşı ama Millet İttifakı taşıyıcılığı da vurgulanıyor”

 

 

Siyasal iletişim danışmanı Suat Özçelebi de, “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganının Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili olduğu görüşünü destekledi ancak bunun aynı zamanda “Millet İttifakı” kapsamında da düşünmek gerektiğini söyledi.

Muhalefet cephesinde 24 Haziran 2018 genel seçimleriyle Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde “Millet İttifakı” işbirliğine imza atıldığını anımsatan Özçelebi, şimdi bu sloganla birlikte “millet” kavramını CHP’nin iktidarı erken seçimi zorlama kampanyasında ana eksene oturtmayı planladığını ifade etti.

Siyasal iletişimciler gözüyle kavramsal eksen kurgulaması yapıldığını kaydeden Özçelebi, “Bu millet kavramı da siyasal iletişim eksenine oturmuş durumda. Kılıçdaroğlu’nun bu tür adaylık için de ‘Milletin Sesi’ biçiminde kurgulanması, elbette mümkün. Aynı zamanda Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda belediye başkanları için seçim vaatleri doğrultusunda kentleri yönetmelerini istediğini söyledi. Meral Akşener de adaylıktan çekilince geriye sadece Kılıçdaroğlu kaldı ve aday olacak izlenimi yarattı. Ben de o izlenim var” dedi.

 

 

Ancak CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun sürprizlere de açık bir liderlik sergilediğini söyleyen Özçelebi, 2019’daki seçimlerde de siyasetçilerde çok sıkça gözlemlenen ego, kibir gibi özellikleri geri planda tutmayı başardığını gösterdiğini ifade ederek, “O yüzden de bütün bunlara rağmen eğer Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayacağını düşünürse Kılıçdaroğlu’nun başka bir çözüm arayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla bu sloganı da sadece Kılıçdaroğlu’nun adaylık yapılandırması olarak görmüyorum ama bu mevcut zamanı da boş geçirmiyor. Yani aynı zamanda kendi adaylığına inanırsa, kazanacağına ikna olursa Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olacaktır. Gerçekçi bir lider olduğunu 2019’da gösterdi. Bu slogan gibi adımlar da bu adaylığın yapı taşlarına dönüştürülecektir. Ama şu anda tamamen o karar ile belirlenmiş bir slogan olarak görmüyorum” diye konuştu.

Bu noktada parti kurumsal kimliğini simgeleyen “Herşey çok güzel olacak” gibi sloganlar yerine doğrudan lider/şahıs vurgulu bir slogan seçilmesini sorduğumuz Suat Özçelebi, “Buradaki farklılık artık Kılıçdaroğlu ve CHP, bir ittifakın taşıyıcısı olduğunu göstermeye çalışıyor. Şu anda altı parti çalışmalar yapılıyor ve bu nedenle de ittifakı önceleyen bir slogan seçimi yapıldığını ve bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum” yanıtını verdi.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun mutfak paylaşımı: “Mutfak duygusal bağ kurmak için ortak payda”

 

 

Suat Özçelebi, Kılıçdaroğlu’nun mutfağından, evinde yaptığı paylaşımları da değerlendirerek, iktidar partisince “kutuplaşma” tercihiyle etnik ve dini kimlikler üzerinden siyaset yürüttüğünü ancak Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefetçe son bir yıldır buna yanıt verilmediğini aktardı. Kılıçdaroğlu’nun sosyal kimliklere yani ev kadınlarına, çiftçilere, esnafa seslendiğini anlatan Özçelebi, “Siyasal iletişimde duygusal bağ ortak payda ile oluşur. Siz ortak payda ile topluma daha fazla mesajlarınızı iletebilirsiniz. Aynı zamanda liderin de kendisini ortak paydanın parçası olarak göstermesi gerekir. Mutfak ise, bu ortak paydanın, kaynamayan tencerenin, mutfak yangının bir parçası. CHP Genel Başkanı da bu ortak paydadan duygusal bir bağ kuracak şekilde kutuplaşmanın parçası olmadan kendi hedef kitlelerini seçerek mutfağı kullanıyor. Dolayısıyla kutuplaşmayı reddederek bütün seçme tabanına hitap edeceği bir alan yarattı” analizini paylaştı.

Muhalefet cephesindeki erken seçim talepli kampanya yürütme stratejisini sorduğumuz Özçelebi, muhalefetin erken seçim sürecine seçmenleri de işin içine katmak üzere sahaya indiğine işaret etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ekonomik sorunlara öneriler sunduğunu ve elektrik faturalarındaki TRT için payın kaldırılması gibi sonuçlar elde ettiğini anlatan Özçelebi, “Dolayısıyla halkta iktidarca yapılamayanları muhalefet öneriyor izlenimi yaratıyor. Şimdi mitinglerle, bu önerilerle birlikte erken seçim talebi seçmenlere aktarılacak. Böylece erken seçim talebi daha somutlaşacak. Bu arada muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem hazırlıklarını tamamlayacak. İnandırıcılık bakımından adaylaşma ile ilgili de daha rahat bir zemin yaratacak. Bizim ilkbahardan sonra bu konuları daha net görebileceğimizi düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

 

 

Tarhan Erdem: “Kılıçdaroğlu ‘Ben adayım diyecek’ ama ortak aday çıkarılmalı”

 

 

Konda Araştırma Şirketi kurucusu Tarhan Erdem ise, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “(Kılıçdaroğlu’nun) Mersin mitinginde farklı mesleklerden temsilcileri de kürsüye çıkarması bekleniyor. ‘Milletin Sesi’ ifadesini bu nedenle kullandıklarını düşünüyorum. Ama elbette o ifadeyle lider olarak kendisini de ön plana çıkarıyor görünüyor” görüşünü aktardı.

Kılıçdaroğlu’nun adaylık yolunda mesajlar verdiğini kaydeden Erdem, Kılıçdaroğlu’nun tutumuyla ilgili “Şimdi şu açık; ‘Karar muhalefetçe hep birlikte verilecek’ diyorsa da muhalefet liderleriyle yapacağı toplantıda ‘Ben de adayım’ diyeceği muhakkak. Ama diğer muhalefet liderleri kabul eder mi bilmiyoruz. İktidara, değişimiyle ilgili de artık son dönemde hep ‘Yapacağım, edeceğim’ diyor. Çarşamba sabahı da ‘Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yine diğer partilerle birlikte karar vereceğiz’ dedi. Ama aday olmasıyla ilgili iki mesele var. Birincisi kazanıp kazanamayacağı meselesi var. İkincisi de muhalefet liderlerinden birisi aday olmalı mı meselesi… Bence parti başkanlarından birinin aday olması doğru olmaz” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun mutfaktan seslenmesini “propaganda” olarak niteleyen Erdem, bazı çevrelerde adaylık iddiasına yardımcı olabileceğini belirterek, “Ancak Türkiye’nin bugünkü durumunda artık adaylık meselesi açık olmalıydı. Kemal bey ile ilgili konuşmuyorum. Erdoğan karşısında yapılacak seçimde farklı bir tavır takınılması lazım tüm muhalefet partileri tarafından.. Genel başkanlardan hiçbiri aday olmayacağını şimdiye kadar ilan etmeliydi. Hep birlikte seçimi güçlü şekilde kazanacak bir stratejiyle odaklanmaları gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

 

 

İhsan Aktaş: “CHP’deki diğer adaylara karşı kendi adaylığını baskınlaştırma çabası”

 

 

GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş ise, VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, CHP içerisinde aslında Cumhurbaşkanlığı adaylığı için çekişme durumu yaşandığını ve Mersin mitingi için “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganıyla CHP genel merkez yönetimince Kılıçdaroğlu’nun adaylığını ön plana çıkarma çabası sergilendiğini söyledi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ortak aday noktasında (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı) Ekrem İmamoğlu’na destek verebileceği görüşünü paylaşan Aktaş, şu anda muhalefet partilerince ortak aday üzerinde durulmasından öte ‘CHP’nin adayı kim’ çekişmesi olduğunu söyledi. Aktaş, “Kılıçdaroğlu’nun son söylemlerini ve bu sloganı, CHP içerisinde kendi adaylığının baskın haline getirilmesi çabası olduğunu düşünüyorum. CHP’de genel merkez yönetimince Kılıçdaroğlu aday gösterilmek isteniyor. Mersin mitingi de bu mücadeledeki başlangıç noktası anlamına gelebilir. Bu sloganı iç mücadeleyle ilgili buluyorum” dedi.

Aktaş, Kılıçdaroğlu’nun evinden, mutfaktan seslenmesiyle ilgili de “Muhalefet partileri Türkiye için AKP karşısında büyük bir strateji ortaya koyamıyor. Bunu yapamadıkları için böyle küçük hikayeler oluşturuyorlar. Oysa Türkiye’nin büyük talepleri olmasına karşın küçük hikayeler ile ilerlemeye çalışıyorlar. Tüm bunları muhalefet partileri tarafından büyük stratejileri olmamasının açığını kapatma hamlesi olarak görüyorum” diye konuştu.